RİCA EDİYORUM, BU DİLİ KULLANMAYIN!
Bütün dünyayı esir alan Covit-19 virüsü, Türkiye`ye insanların yalnız sağlığını tehlikeye sokmadı, aynı şekilde siyasetede bulaştı.
Dün akşam Sayın Cumhurbaşkanı`nın „Ulusa Sesleniş“ konuşmasında, Türkiye`de ki son durum ve geleceğe dönük ekonomik veya sosyal planlarını açıklayacağını düşündüm. Covit-19 konusunda ki alınacak önlemleri açıklayandan sonra, konuşmasının devamında başta CHP olmak üzere, bazı muhalif medyaya eleştirilerini sıraladı.
Sayın Cumhurbaşkanı`nı dinlerken gerçekten ürperdim. Makamı ve konumu itibariyle böyle bir konuşmayı nasıl yapabilir diye kendime sordum. İnanmak istiyorum ve diyorum ki, bu konuşma metninin içeriğini Sayın Cumhurbaşkanı önceden bilmiyordu. Eğer bu konuşma metninin içeriğini metin yazanlar veya danışmanlar, Sayın Cumhurbaşkanı`nın görüşünü almadan hazırlamışlarsa, bu çok daha vahim bir durum. Sayın Cumhurbaşkanı bu konuşmasını AKP Grubunda veya mitinglerinde yapsa, biraz anlarım, çünkü Türkiye halen bir Orta Doğu ülkesi, kavga ve hakaret seçimin olmazsa olmazıdır. Fakat, Cumhurbaşkanı bu konuşmayı, Cumhurbaşkanı sıfatı ile „Ulusa Sesleniş“ de yapıyor, bu üzücü olan.
Örneğin konuşmasından bazı bölümleri sizlerle paylaşmak istiyorum.
…… „Dünyanın özellikle salgın sonrası, hiçbir bakımdan asla yeniden eskisi gibi olamayacağı bir dönemden geçtiğimizi unutmamalıyız. Bu sürecin ülkemizde de siyasi, ekonomik, sosyal, kültürel her türlü alanda yeni bir silkinişe, yeni bir uyanışa, yeni bir dirilişe vesile olmasını diliyoruz. Çünkü ülkemizde, maalesef, tek parti devrinden beri bu millete maddi-manevi eziyet eden bir anlayışın, salgın günlerinde dahi içindeki kini, nefreti, karanlığı ortalığa saçmaktan geri durmayan örnekleriyle karşılaşıyoruz.”
… “Siyasetin kalitesini artırmanın yolu, bu kirli zihniyeti ülkemizden tasfiye etmekten geçiyor.”
…. „Çünkü sizin ne tarihi, ne manevi, ne ahlaki bir nirengi noktanız, omurganız, davanız, kavganız var. Çünkü siz mitolojideki sadece düşmanlıktan, nefretten, korkudan, kargaşadan, acıdan beslenen yaratıklar gibisiniz. Ne bu ülkeye ne bu millete ne insanlığa dokunan en küçük bir faydanız olmadığı gibi verdiğiniz zararların haddi hesabı yok.”
…. „Ama artık bu anlayışın miadı dolmuştur. İnsanlık nasıl Kovid-19 virüsünü eninde sonunda yenecekse, inşallah, Türkiye de bu bağnaz zihniyeti bir daha geri dönmemek üzere tarihe gömecektir. Türkiye’nin yeni dönemdeki en önemli kazanımlarından birinin de siyasetteki bu değişim olacağını ümit ediyoruz.”
Sayın Cumhurbaşkanı, sizin bu konuşmanızdan şunumu anlamalıyız, CHP ve bütün muhalifleri yok edeceğiz ve biz bu ülkeyi tek başımıza yöneteceğiz. Eğer böyle düşünüyorsanız, yanılıyorsunuz. Türkiye Cumhuriyeti ve Milleti demokrasisine, hukukuna ve özgürlüğüne sahiplenecek bilgi ve tecrübeye sahiptir.
Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan`a şu çağırıyı yapmak istiyorum:
Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan, metin yazarlarınız ve danışmanlarınız, size hazırladıkları konuşma metinleri ile, sizi yanlış yönlendiriyorlar. Konuşma metinlerinizi yazanlara, konuşmaların içeriğinin barışcı, kucaklayıcı, birleştirici ve hoşgörülü olmasını talep edin. Bu dil size zarar getirir ve oy kayıp ettirir.
Ülkemiz büyük bir salgın ile mücadele ederken, ekonomik sıkıntılar hat safadayken, işsizlik sınır tanımazken, halkın geçim sıkıntısı varken, başta Zat-i Aliniz olmak üzere, Türkiye`deki bütün partilar, kurum ve kuruluşların bugün dünden daha fazla kenetlenmesine ve ortaklaşa çözüm üretmesine ihtiyaç var.
Rica ediyorum, kırıcı ve ayrıştırıcı dili kullanmayın!