Almanya şampiyonu Boksör İsmail Özen, sanat dünyasından 50 kişiyle birlikte gittiği Suruç- Kobani sınır hattı izlenimlerini Elbe Express’e anlattı.
Röportaj: Mehmet Atak
IŞİD terörünün etkili olduğu bir dönemde Türkiye’deki bir grup sanatçıyla birlikte Suriye- Kobani sınırındaki Şanlıurfa-Suruç ve köylerini ziyaret eden Hamburglu Boksör İsmail Özen, savaş noktasında yaşadıklarını Elbe Express’e açıkladı. “Gördüğümüz manzara içler acısıydı” diyen Almanya şampiyonu Boksör İsmail Özen, 20 Aralık’taki maçından sonra, muhtemelen yeni yılda Avrupa’dan bir grupla birlikte o bölgeye tekrar gideceğini belirtti.
İsmail Özen kimdir ?
45 yıldır Almanya’da yaşayan Tuncelili (Dersimli) bir ailenin çocuğu olan Hamburg – Altona 1981 doğumlu İsmail Özen, spora küçük yaşta Hamburg’un Wandsbek bölgesindeki Concordia kulübünde başladı. Bu kulüp bünyesindeki Minikler futbol takımında top koşturan Özen,76 kiloda Almanya Şampiyonu olduğu Boks sporuyla 15 yaşında iken tanıştı.St. Pauli semtindeki Ritze spor salonunda hobi olarak boksla ilgilenen İsmail Özen, 2006 yılında 25 yaşındayken profesyonel oldu ve Avrupa’nın çeşitli şehirlerinde ringe çıktı. Şu anda Hamburg’un ünlü Universum kulübü adı altında boks hayatını sürdüren ve yaptığı 15 maçın 13’ünü galip bitiren Özen, 2012’de 76 kiloda Almanya şampiyonu oldu. Şampiyon olduktan sonra da başarılı maçlar çıkaran İsmail Özen, son dömemde Almanya çapındaki 8 karşılaşmadan 7’sini kazandı.
50 kişilik Sanatçı grubuyla Suruç’a yolculuk
Şampiyon boksör İsmail Özen, İstanbul’daki bir Sanatçılar Derneği tarafından düzenlenen Suruç ilçesini ziyaret grubuna, gaziyi organize eden sanatçı hemşehrisi Ferhat Tunç’un davetiyle katıldı. Avrupa’dan yalnızca İsmail Özen’in dahil edildiği 50 kişilik grupta Sinema, Tiyatro ve Ses sanatçısı, Yönetmen gibi mesleklerden ünlü isimler bulunmaktaydı.
Önce, İstanbul’dan Atlas Jet’le Gaziantep’e uçuldu. Heyet, havaalanından otobüsle Şanlıurfa’nın Suruç ilçesine ve daha sonra da sınıra sıfır noktadaki bir köye götürüldü. “Zaman zaman silah ve bomba seslerinin duyulduğu Kobani hudut noktasındaki bu köyde 2 gece kaldık” diyen İsmail Özen’le söyleşimizi Hamam Hafen’de gerçekleştirdik.
– Sayın Özen, bir süre önce savaş bölgesinin sınırındaki Suruç ilçesine kadar gidip bir takım temaslar ve incelemede bulundunuz. Hareketinizden önce, Almanya doğumlu biri olarak o bölgede yaşananlar hakkında neler biliyordunuz ?
*İsmail Özen: O bölgede yaşananları çoğu insan gibi ben de TV’lerden izliyor, gazetelerden okuyarak üzüntüyle takip ediyordum. Gitmeden önce biraz endişe duymuş olsam da, daveti seve seve kabul ettim. Sınır noktasındaki insanların ve mültecilerin ne gibi zor şartlar altında yaşadıklarını bizat gözlemlemek, gördüklerimi kamuoyuyla paylaşarak kendilerine yardımcı olmaya ve de bazı gerçekleri gözler önüne sermek düşüncesiyle bu geziye katıldım.
– Suruç ve köylerinde ne gibi temaslarda bulundunuz ?
* Gezimizin ilk gününde Suruç HDP İlçe Merkezi’ni ziyaret ettik. Orada partinin ilçe yöneticileri ve Milletvekili Aysel Tuğluk ile görüşüp, olaylar hakkında bilgi aldık. Oradan da hududa sıfır noktasındaki köylerden birine götürüldük. Çevreden gelenlerin de önünde bir Basın Açıklaması yapıldı. Grubumuzdakilerden 5-6 kişi birer konuşma yaptı. Akşamüstü yakılan ateşin etrafında internasyonal Türkçe ve Kürtçe şarkılar söylendi. Gece ise köylülerin odalarında konakladık.
-Sayın Özen, biraz da o bölgede gördüklerinizi, yaşadıklarınızı anlatır mısınız ?
* Orada devletin kurduğu çadırlarda kalan çoğu Kobanili 6 bin mültecinin zor şartlar altında yaşamlarını gördük. Ayrıca, savaştan kaçıp kendi imkanlarıyla boş araziye yerleşen ve çadır bulamadıkları için arabalarının içinde yatmak zorunda kalan mültecilere de şahit olduk. Kendilerini ziyaret ettik, konuştuk; sıkıntılarını dinledik.
Manzara içler acısıydı. Çadırlarda kalanların giyim, gıda ve ilaç sıkıntıları vardı. Diğerleri ise, geceleri havanın epeyce soğuduğu o mevsimde, derme çatma barakalarda ve kimileri de arabalarında yatıp, zor bela tedarik edebildikleri gıda maddeleriyle yaşamlarını sürdürmye çalışıyorlardı. En önemli problemlerininin başında ise ilaç sıkıntısı gelmekteydi.
– Hudut noktasında nelerle karşılaştınız, herhangi bir tehlikeye maruz kaldınız mı ?
* Sabahleyin bazı köylülerle birlikte sınıra doğru yürüdük. İyice yaklaştığımızda, bir tarafta IŞİD, diğer tarafta YPG bayrağı görülüyordu. Geceleyin dürbünle bakıldığında IŞİD militanlarının sınırdan girip çıktıkları farkediliyordu.
Sınır yakınında bir Basın Açıklaması yapmak istedik ama askerler buna engel oldular ve açıklamanın ancak 300 metre gerilerde yapılabileceğini belirttiler. Bizler de geri çekilirken, o arada sis bombaları atıldığı görüldü. Bizler endişelenip kaçtık ama, köy halkından Urfalı bir bayan arkadaşımız o kargaşada sırtından aldığı bir kurşun yarasıyla ne yazık ki öldü.
– Sayın Özen, bahsettiğiniz ölüm olayı medyaya yansımadı ama ?
* Tabii ki savaş bölgesinde olan biten her şey, bazı nedenlerle bizim medyamıza yansımıyor. Bu olay, dış basında ve bazı yerel gazetelerde çıkmış olabilir. Yaşanan o üzücü vurulma olayından sonra Suruç Kültür Merkezi’nde medya mensupları ile bir görüşme yaptık.
– Ziyaret ettiğiniz o bölge hakkındaki düşünceleriniz ne yönde ?
* Sınır bölgelerindeki insanlık dramını TV’lerden izlemiş, insanlardan duymuştum ama bizzat yaşayınca üzüntüm daha da arttı. O bölge insanına yardımcı olmak, destek vermek gibi düşüncelerim daha da gelişti. Bütün sivil toplum kuruluşlarının o bölgedekiler için başlattıkları yardım çalışmalarını takdirle karşılıyor, devamını temenni ediyorum. Bu yardımlar daha da arttırılmalıdır.
– O bölgeye tekrar gitmeyi düşünüyor musunuz ?
* Evet ! Bu defa Almanya ve çeşitli Avrupa ülkelerinden oluşacak bir grupla İstanbul’da buluşup, oradaki katılımcılarla birlikte tekrar Suruç’a gitmeyi planlıyoruz. Ancak bu gidişimiz tahminen yeni yılda olabilir. Çünkü, 20 Aralık’ta Neugraben semtindeki CUI Arena’da önemli bir maç için ringe çıkacağım.
– Ne tür yardım malzemesi götürmeyi planlıyorsunuz ?
* En başta ilaç olmak üzere, çocuk giysileri, battaniye, oyuncak gibi yardım malzemesi götürmeyi planlıyoruz.
-Sayın Özen, size teşekkür ederek son söyleşi sorumuzu soruyoruz: Yaşadığımız şehir Hamburg’daki Mülteci kampları ile Türkiye’deki kamplar mukayese edildiğinde ne gibi benzerlik ve farklılıklar görülüyor ?
* Hamburg’da da bazı mülteci kamplarında da sıkıntılar yaşanıyor ama Türkiye’dekilerden daha kötüsü olamaz !