301 madencinin hayatlarını kaybettiği Soma faciasını anlatan „Bir Avuç Kömür İçin Ömür Verenler“ isimli belgesel Hamburg’da gösterildi. Soma’da oğlunu kaybeden İsmail Çolak katıldı.
ALİ AKDEMİR/ELBE EXPRESS
FOTO: ALİ AKDEMİR
Almanya’nın Hamburg kentinde Alman Sendikalar Birliği(DGB) salonunda, 13 Mayıs 2014’te Soma‘da Türkiyenin yüreğine ateş gibi düşen, 301 madencinin anısına ” Bir Avuç Kömür İçin Ömür Verenler ” adlı belgesel gösterildi.
Belgeselin yönetmeni Ömer Akbaş‘ın vize engeline takılıp katılamadığı toplantıda, Soma şehit aileleri temsilcisi İsmail Çolak, Sosyal haklar derneği ege bölgesi temsilcisi Kamil Kartal ve Kanal 10 Televizyonu program yapımcılarından Zeynel Gül konuşmacı olarak katıldı. Programının sunumunu gazeteci Adil Yiğit‘in yaptığı etkinlikte, Ozan Direnç, Bekir Bileceli, Hikmet Sönmez ve Sadiye Tektaş‘tan oluşan Grup Komşu sahne alarak Soma’da ölenlerin anısına türküler ve ezgiler söylediler.
Somayı Unutturmayalım!!!
Son derece duygusal anların yaşandığı etkinlik toplantısına, Hamburg Eyalet Meclisi Milletvekili Filiz Demirel(Yeşiller ), Altona Belediye Meclis üyesi Hasan Burgucuoğlu (Sol Parti) Alman Sendikalar Birliği DGB sendikasından Canan Yıldırım’ında aralarında olduğu sivil toplum, siyaset dünyasından isimler katıldı. Toplantıya ilginin az olması dikkat çekti.
Toplantının organize edilmesinde emeği geçen Adil Yigit‘in açılış konuşmasında gelen misafirleri selamlamasının ardından, Gurup Komşu Maden Ocağı, Hayın Tuzaklar ve Haydi Halaya parçalarını sahnede seslendirdi. 41 dakika süren ve uzun süren bir çaba, emek ve fedakarlıklar oluşturularak hazırlanan ” Bir avuç kömür için ömür verenler ” adlı belgesel, Soma’da ölen 301 maden şehitinin anısına gösterildi.
Soma gerçekliğini tüm çıplaklığıyla gözler önüne seren ve izleyenleri derinden etkileyen belgeselin gösteriminden sonra, toplantı salonuna bir süre ağır sessizlik hakim oldu. Daha sonra söz alan kanal 10 program yapımcısı Zeynel Gül, belgeselin Almanya’nın 8 bölgesinde gösterildiğini ve çok yoğun bir ilgiyle karşılaştıklarını ifade ederek, kendisininde maden bölgesi Soma’da doğup büyüdüğünü, ” Aslında gönlüm burada Soma’nın güzelliklerini size anlatmak isterdim” dedi. İstatistiklerle Türkiye’de ölen madencilerin sayısını veren Gül, madenci ölümlerin iş kazası olmadığı bir katliam olduğunu dile getirdi.
Oğlunu kaybetti! “Eğer Somayı unutursak kalbimiz kurusun”
Soma şehit aileleri adına söz alan İsmail Çolak şöyle konuştu : ” 25 yıl oğlum Uğur’u da kayıp verdiğimiz madende çalıştım. O bölgeyi ve madeni iyi bilirim. Hayat bizim için ” 13 Mayıs 2014’te saat, 15:15’te durdu. Oğlumu kendi elimle madene götürüp, işe alınmasına vesile olduğum için hala kendi kendimi suçluyorum. Olayı önce madende trafo patlaması sonucu çıkan bir yangını olarak haber aldıklarını bunu duyduklarında bu habere inanmadım ve şüpheye düştüm. Hemen araştırmaya geçtim, arama çabalarının sonuçsuz kaldı. Daha sonra kardeşimden oğlumun bulunduğunu öğrendim. Durumu nasıl diye sormadım, daha sonra oğlumun cenazesini bana savcı soğuk hava deposunda gösterdi. Önce tanıyamadım. Çünkü tanınmayacak durumdaydı, daha sonra oğlumu isminin yazılı olduğu dövmesinden tanıdım. Vücudunun hertarafı yanmıştı. Tek yanmayan kısım dövmesiydi. O anı tarif etmek mümkün değil. İnsanların ölü bedenleri balık istifi gibi üstüste konmuştu. Çoğunun kulak ve gözleri patlamıştı Ölülere saygı bile gösterilmemişti. İlk başlarda acıyı kendi içimizde yaşadık. Altı ay hiçbir şey yapmadık. Sokağa kimse çıkmadık. Katliam gibi olayla ilgili dava açma konusunda cesaret gösterilemedi. Yukarıdan devlet yetkililerinden yada onların yönlendirdiği şahıslardan verilen telkinlerle dava açılmaması, olayın geçiştirilmesi yönündeydi. Somaya girişi dahi yasakladılar. Daha sonra Sosyal Haklar Derneği üyeleriyle İstanbulda tanıştık. Onların destekleriyle aynı acıyı paylaşmak ve birlikte birşeyle yapmak noktasında örgütlülüğe geçtik. Başta Sosyal Haklar Derneği olmak üzere, Halkevlerinin, Çağdaş Hukukçular Derneğinin ve Adalet İçin Hak Arayanlar Avukatlar gurubu, bizim davamızı hiç bir ücret almadan üstlendiler. Ve bu destekle dava sonuçlanma aşamasına geldi. Bizler Soma Madeninde ölen yaklaşık 110 aile 23 aydır biraradayız ve birlikte ortak hareket ediyoruz. Her ayın 13’ünde buluşup, toplanıyoruz ve neler yapacağımızı kararlaştırıyoruz. Sizlerden ricamız Somayı unutturmamak için desteklerinizi bekliyoruz. Eğer somayı unutursak kalbimiz kurusun”
Sermaye, Siyaset, Sendika Üçlüsü Madenlerde Etkili Güç
Toplantıda söz alan Sosyal Haklar Derneği Ege Bölgesi temsilcisi Kamil Kartal “8’i tutuklu 51 sanıklı davanın artık karar aşamasında bulunduğunu, 23 Ocak’ta durusma mahkemesinin olduğunu, mahkeme süreci bizim istediğimiz türden bir seyir izliyorlar. Mahkeme sonuçlarının çok önemli. Türkiye’de ilk defa cinayetleri gerçekleştiren patronlardan hesap sorulacak, bir süreç başlayacak. Mahkemenin bu gidişatını olumsuz etkileyecek gelişmeler oldu. Bu konuda uyanık olmak zorundayız. Adalet Bakanlığı 20 Aralık’ta Soma davasına bakan mahkeme heyetiyle ilgili daha önce gündeme getirilen sabotaj ihtimallerini dikkate almıyor gerekçesiyle, soruşturma açılmasına karar verdi. Soma madencilerinin ölümünde, sermaye, siyaset ve sendika üçlüsünün sorumluluklarının payı vardır. Genel olarak 7 Haziran seçimlerinden sonra, muhalif olanların katlinin vacip olduğu şeklinde bir anlayışın geliştirildiği son 1,5 yıl içerisinde 780 kişinin hayatını kaybettiği, basının susturulduğu, hukukun çiğnendiği ve yok sayıldığı bir dönemden geçiyoruz.” dedi.
120 bin nüfuslu Soma’nın kozmopolit yapısına dikkat çeken Kartal,” İlçede göçün yoğun yaşandı.100 bin kişinin ilçeye dışarıdan göç etti. Soma’da yaş ortalaması 30’un altındadır. Bizler katliama uğrayan ailelerin gerek tazminat, gereksede ceza davalarıyla ilgilendik.Soma’da Maden İşcileri Meclisi kurduk.Gençlerle örgütlenme çalışması yaptık. Yaz okulu çalışmasıyla çocukları bir takım karanlık güçlerin ellerinden kurtarmayı hedefledik. 23 Ocak’ta Soma davasına gözlemci oluşturularak, heyetler gönderilerek destek verilmesi talebinde bulunduk. Soma davasına verilecek destek ” Türkiyedeki muhalif güçlerede moral verecektir ‘ dedi.