Hamburg ve Çevresi Atatürkçü Düşünce Derneği (HADD) Başkanı Coşkun Coştur, Hamburg Türk Toplumu’nda (TGH) yaşanan son gelişmeleri değerlendirdi. Coştur, TGH’nın Sözde Ermeni Soykırımı iddialarına karşı yayınladığı bildiri, kamuoyundan gizlenen seçimsiz Genel Kurul’da yaşananlar ve Başkan Nebahat Güçlü hakkında olay açıklamalar yaptı.
ELBE EXPRESS/ÖZEL RÖPORTAJ
Hamburg ADD Başkanı Coşkun Coştur, Alman Parlamentosu’nda kabul edilen Ermeni Soykırım yasa tasarısı ile Türkiye’nin Ermeni Soykırımı’nı resmen tanıması öncesinde TGH’nın yayınladığı 25 dernekli Basın Açıklaması ve Nebahat Güçlü’nün başkanı olduğu TGH içinde yaşananlar konusunda hayli yankılar doğurabilecek değerlendirmelerde bulundu.
İşte Coşkun Coştur‘la yapılan o çok ses getirecek söyleşi:
* Sayın Coştur, önceki yıla kadar HADD adına TGH’da Başkan Yardımcısı sıfatıyla görev yapmış biri olarak bize TGH’yı kısaca tanıtır mısınız ?
Bilindiği üzere bundan 30 yıl önce Hamburg Türk Toplumu (TGH) bir çok sivil toplum kuruluşu ve kitle örgütünün Ramazan Avcı isimli vatandaşımızın Neo-Naziler tarafından katledilmesiyle bir ortak uzlaşı sonucu kurulmuş bir yapıdır. Daha buradan hareketle birlikte Almanya çapında Almanya Türk Toplumu yapısının bir parçası oluşmuştur.
* TGH’nın bugünkü görünümü nasıl bir manzara arzediyor ? Yurt Dışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı ile bir bağlantı ihtmali var mı sizce ?
Almanya ve yerel odaklı çalışmalar yapması gereken bu dernekler maalesef Hamburg’da Nebahat Güçlü ile beraber yolundan sapmıştır. Nebahat Güçlü henüz başkan seçilmeden önce aldığımız duyumlar, Başbakanlığa bağlı Yurt Dışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı içinde Almanya temsilcisi olarak yer almak istediği yönündeydi. Ama biz bu iddiayı ciddiye almamıştık. Ama gelinen noktada sergilemiş olduğu düşünce ve davranışlarla AKP ile yakınlığı, bizim yanıldığımızı göstermiştir.
“Sözde Ermeni Soykırımı tezlerini HADD çürüttü”
* HADD olarak Ermeni Soykırımı iddiası konusuna bakışınızı açıklar mısınız ?
Bizler TGH’ya bağlı birçok dernek gibi bu konuda tavrımız net olmasına rağmen Atatürkçü Düşünce Derneği olarak bizler elimizi taşın altına koyarak Ermeni Soykırım iddialarına karşı bayraktarlık yaptık. Bu iddiaların safsata olduğunu birçok toplantı ve çalıştaylarda kanıtlamış ve bu durumu çürütmüş bir kurumuz.
“Nebahat Güçlü meydana çıktı!”
* Nebahat Güçlü’nün ülkücü teşkilatın gecesinde yaptığı seçim konuşmasının ardından, olayı protesto amacıyla Başkan Yardımcılığı’ndan istifa etmiştiniz. Güçlü’nün o teşkilattın toplantısına iştirak etmesi, işin tuzu biberi mi oldu ?
Soykırım İddialarının 100. Yılında yapmış olduğumuz çalıştaya davet ettiğimiz konuşmacılar bizzat AKP’nin baskısına rağmen yurtdışına gönderilmemiştir. Gelinen noktada yurtdışında milli bir refleks var diye AKP bu potansiyeli kendi potasında eritmeye çalışmaktadır. Bu gücü siyasi malzeme olarak kullanmak istemektedir. İşte bu noktada geçmişte bu konulardan uzak duran Nebahat Hanım ortaya çıktı.
Bir önceki Genel Kurul’da Başkan Nebahat Güçlü ile ileride yaşanacak sorunları dile getirmiştim. O zamanlar bu pek anlaşılmadı ama şu an geldiğimiz noktada sözde Ermeni Soykırım tasarısının Alman Federal Meclisinde kabul edilmesi ve kamuoyunda sözde bu sürece muhalif olan bir takım derneklerden teyid alınmadan direkt TGH olarak servis edilmesi olayı, Güçlü yönetiminin antidemokratik yollara saptığının açık bir göstergesidir.
Alman medyasında Nebahat Güçlü hakkında yayınlanan haber
“Nebahat Güçlü TGH’yı basamak olarak kullandı”
* Nebahat Güçlü, başkan olarak TGH’yı politikaya mı bulaştırmaya çalışıyor ?
Fakat olayın çok daha öncesi var. Nebahat Güçlü’nün Hamburg Eyalet Meclisi seçimlerinde yaptığı gibi TGH’yı kurum olarak kullanıp bir takım siyasi hedeflerine ulaşmak için basamak olarak kullandı.
Şimdi de artık Hamburg’da siyasi bir geleceği olamayacağını gören Nebahat Güçlü, AKP’ye sürekli sinyal yakmakta. Bunu bizim açımızdan teyid eden açıklamalarda da bulundu. Mesela, bir önceki seçim çalışmalarında kısa adı UETD olan ve AKP’nin yurtdışı örğütlenmesi olarak bilinen Avrupa Türk Demokratlar Birliği toplantısına katılması ve 1 Kasım Türkiye Seçimleri sonrası TGH’nın sitesinde hâlâ bulunan basın açıklamasıyla bunu kanıtlamıştır. O açıklamada Türkiye’de seçimlerin demokratik şartlarda yapıldığı yönünde bir açıklama yaparak TGH’nın geleneğiyle bağdaşmayan bir tutum sergilemiştir. Geçmiş dönemlerde TGH, Türkiye seçimlerine yönelik lehte ya da aleyhte bir açıklama yapmamıştır. Özellikle çok tartışmalı 1 Kasım seçimleri sonrası yapılan açıklamadan, bildiğim kadarıyla birçok yöneticinin haberi dahi yoktur. Sözde Ermeni Soykırım açıklamasında olduğu gibi !
Nebahat Güçlü, Bozkurtların gecesine katılmış ve bir konuşma yapmıştı.
“Ermeni Diasporası’nın temsilcisini TGH’da baş köşeye koydu”
* Ermeni Diasporası konusunda Güçlü nasıl bir tavır sergiliyor ?
Geçmişte özellikle o malum cenaptan olan insanlarla olan ilişkilerini eleştirdiğimde, bunun savunmasını yapamamıştır. Tam tersine TGH’nın düzenlemiş olduğu yarı resmi organizasyonlarda Hamburg’da Ermeni Diasporası’nın temsilcisi olan kişiyi baş köşeye hatta bizim protokol masamıza oturtma gafletini göstermiştir. İşte bu çelişkilerle dolu Nebahat Güçlü bir anda Ermeni Davasının savunuculuğuna soyundu.
Bunu özüne sahip çıkma değil, ileride kendine sağlanacak rantın ön koşulu olarak görmektedir.
“TGH’nın seçimsiz Genel Kurul’una sadece kendisine yakın gazeteciyi çağırdı”
* Peki, TGH’nın 2 hafta önceki seçimsiz Genel Kurulu’nda neler yaşandı ?
Kamuoyunun gözünden kaçan bir olaya dikkatinizi çekmek istiyorum. Geçtiğimiz günlere TGH, seçimsiz bir Genel Kurul yaptı. Hiçbir basın kuruluşlarına haber verilmezken, Nebahat Güçlü sadece kendisine yakın bir gazeteciyi davet etti.
Ben delege olarak katıldığım bu toplantıda TGH’nin işleyişi hakkında çok ciddi eleştirilerde bulundum. Kendisi ise TGH’nın Hamburg Senatosu ve bürokrasisinde yaşadığı sorunları dile getirdi. Ermeni Soykırımı iddialarına karşı tutumundan dolayı TGH’da Genel Müdürlük düzeyinde bir masanın kaldırılmak istenildiğini söyledi. Oysa ki amacı bir mağdur edebiyatı yaratma çabasıydı.
1 Kasım Türkiye seçimleri ve AKP hakkında TGH’nin açıklaması
Güçlü, TGH’yı uçuruma sürüklüyor
* TGH Nereye gidiyor ?
Bence TGH’daki ana sıkıntının sorumlusu Nebahat Güçlü’dür. Kendi siyasi rantı için yapmış olduğu salvolarla birlikte, marjinal kurumlarla hareket etmesi TGH’yı uçuruma sürüklüyor.
Ben yapmış olduğum eleştirilerimde sorunun baş sebebinin kendisi olduğunu söyledim. Vermiş olduğu örnekte yönetimden ayrılmaların kişisel sebeplerden olduğunu söyledi. Halbuki kendisiyle uyum sıkıntısı yaşayan bir arkadaşımız oradan istifa etti. Ben bunu Genel Kurul’da deşifre edince, Güçlü, beni asılsız bilgiler vermekle suçlamaya çalıştı.
1 Kasım seçimleri hakkında yapılan açıklamayı gündeme taşıdığımdan, Türkiye’de yapılan seçimler öncesi yaşanan durumu özetlemeye çalıştım. Patlayan bombalar, masum onlarca insanın katledilmesi, gazetecilerin hapse atılması, muhalif olan her şeyi sindiren anlayış, diğer partilere karşı devletin gücünü kullanan bir AKP ve normalde bağımsız olması gereken Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın meydanlara inmesiyle, hiç te özgür ve demokratik bir seçim olmadığını tespitlerimle ortaya koydum.
Türkiye’deki evrensel değerleri savunma anlamında ve hukukun üstünlüğü açısından TGH’nın bir bildirisi var mı ? Hayır, yok ! Ama seçim sonuçlarıyla ilgili bildirisi var.
Kan, göz yaşı, bombalar ve hukuksuzluk altında yapılan seçimleri aklamaya çalışan bir Nebahat Güçlü ile karşı karşıyayız. AKP’nin Almanya uzantısı UETD’yi TGH’nin içine sokarak dinamitlemek isteyen bir Nebahat Güçlü ile karşı karşıyayız.
Soykırımcı Taner Akçam’ı referans aldı, şimdi Soykırıma karşı
* Sayın Coştur, Soykırımcı Taner Akçam’dan referans alan Güçlü, şimdi ise Soykırıma karşı .. Sizce bu tutum tezat değil mi ?
Kaderin cilvesine bakın ki Bozkurtlarla ile yaptığı flörtü, MHP’nin ırkçı olmadığına yönelik Ermeni Diasporası’nın Amerika masa şefi Taner Akçam’a referans göstererek Alman kamuoyuna yönelik bir yazı hazırlatıyor. Bu kişi de aynı zamanda Ermeni Soykırım iddialarını en azılı bir şekilde savunan biri.
Bu durum Nebahat Güçlü’nün çelişkiler ve çıkar ilişkisini gözler önüne süren önemli örneklerden biri.
“TGH’ya sahip çıkmak, Nebahat Güçlü’nün yerine yeni bir yönetim kuralım „
* Peki çare nedir, neler yapılmalıdır ?
TGH gibi çok önemli, saygın, bizlerin göz bebeği gibi koruması gereken ve sığınacak tek örgütlü yapımız olan bu kurumun dejenere olmasına izin vermemeliyiz. Bu kuruma sahip çıkmanın tek yolu da Nebahat Güçlü’nün yerine yeni bir yönetim kurulmasından geçer. Bunun için de TGH içindeki dernek ve kurumlara büyük görev düşmektedir. Arkadaşların bu konuyu bir kez daha düşünmelerini istiyorum, çok geç olmadan.
Bilimsel, evrensel, çağdaş normlarda ve laikliği benimseyen TGH’yı çifte standartlığa ve kamuoyunda inandırıcılığını yitirmesine yol açmaya çalışan bir akla engel olmalıyız.
Eğer buna engel olamazsak, geçmişte Koordisanyon Kurulu’na benzer bir sonla ( Ya tasfiye olur, marjinalleşir ya da yok olur) karşı karşıya kalabiliriz.
TGH, Almanya’da artan ırkçı saldırılar ve yabancı düşmanlığının çoğaldığı bir dönemde en fazla ihtiyaç duyduğumuz bir kurumdur.
Bu günlerde çağdaş, uygar, omurgalı, duruşu olan bir TGH’ya hiç olmadığı kadar ihtiyacımız var!
* TGH’nın Ermeni Soykırımı iddialarına karşı yayınladığı açıklamada bazı dernek isimlerinin de bulunması karşısında Fenerbahçeliler, Beşiktaşlılar ve Domokrat Çorumlular da birer açıklama yaparak, bu konuda görüşlerinin alınmadığını belirttiler. TGH ise, onaylarının alınmış olduğunu iddia ediyor.. Sizce durum nedir ?
Benim adımın özellikle geçtigi TGH’nın yeni basın açıklamasında bazı bilgiler eksik verilmektedir. Alınan karar, bildiriye imza atacak derneklerin onayı alınarak bu metnin basına ve kamuoyuna açıklanmasıydı. Bir de o toplantıda UETD’nin de aynı metne imza atacağı yönünde herhandi bir bilgilendirme olmadı. Böylelikle, aynı zamanda bazı derneklerin UETD ile aynı karede olmasından duyacakları tepkinin dikkate alınmadığı görülüyor.
Fall Güçlü droht zum Desaster für die Grünen zu werden Alman medyasında Nebahat Güçlü ile çıkan bir makale okumak için tıklayın