Yazar Esma Arslan, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü hakkında bir mesaj yayınladı.
ELBE EXPRESS/HABER MERKEZİ
8 Mart Uluslararası Emekçi Kadınlar Günü Kutlu Olsun
Öncelikle başlarken hemen şunu kendimize sormamız gerekir, bu güne hangi evrelerden geçerek gelindi? 8 Mart’ın Uluslararası Emekçi Kadınlar Günü olarak tüm dünyada kutlanabilmesi için kaç kadın, nasıl can verdi? Asılanlar mı dersiniz, yakılarak katledilenler mi, Clara Zetkinler, Rosa Lüxemburglar gibi katledilenler mi? Nice büyük, önemli ve değerli insanın hayati pahasına verdikleri mücadeleyi unutacak veya görmezden gelecek miyiz? Her yıl olduğu gibi bu yıl da 8 Mart Uluslararası Emekçi Kadınlar Günü vesilesiyle günler öncesinden sosyal medyada beklenen haraketlilik başladı.
Eskiden bugünü ilericiler, devrimci ve demokrat cevreler sade, kendi halinde kutlarlardı. Egemenler günümüzde bizi yönlendirmeyi çok iyi biliyorlar. Bugün herkes 8 Mart’ı kutluyor. Ama içi ve içeriği gerçek özünden çıkartılıp uzaklaştırılmış haliyle. Kadınların canları uğruna verdikleri mücadele ya bilerek unutuluyor, ya da görmezden geliniyor. Adeta yüzeysel bayram günlerinden biriymiş gibi kutlanmaya çalışılıyor. Bir noktaya kadar destek verilip tasvip edilebilir ama sormadan da edemiyoruz, bu etkinliklerde insanlara ne veriliyor.
İçinde yaşadığımız endüstri ülkelerinde bile eşit haklara sahip olma sorunu çözülmemiştir. Hayatin her alanında kadınlar erkeklere oranla ne kadar kalifiye olarak iyi olurlarsa olsunlar siyasetten ekonomiye, sanattan spora kadar ayrımcılıkla karşı karşıyalar. On yıllardır verilen kadın hakları mücadelesi bu yüzden kesintisiz devam etmek, ettirilmek zorundadır. Görünen o ki bu sorun gelecekte de yeni kuşakları meşgul edecektir.
Gecen yıllara oranla bu yıl özellikle vurgulanması gereken çocuk istismarcılığı ve kadın cinayetleri olgusu üzerinde önemle durulmalıdır. Toplumun dokularının nasıl bozulduğu aile içi şiddet ve kadın cinayetleriyle geçmiş yıllara oranla tavan yaptı. Bu konuda yetkililerin aklına idam veya hadım etmek gibi gülünç politikalar dışında bir şey gelmiyor. Çocukken zehirlenen dimağların büyüyünce kadın olacağını sanmak ne büyük saflık. Asıl böylesi günlerle topluma ne verilebilir, insanlar nasıl bilgilendirilebilir, nasıl daha iyi eğitilebilir bunun üzerinde durulmalıdır.
Her zaman söylerim, kadınların toplumda eşit haklara kavuşması ne yazık ki sadece yasalara bağlı değildir. Her şeyden önce erkekler, anneleri, eşleri, kız kardeşleri olan karşı cinslerine değer vermeli, en az onlar kadar eşit hak mücadelesinde saf tutmalılar. Kadına yönelik ayrımcılık, baskı ve şiddetin son bulması dileklerimle tüm kadınların 8 Mart Uluslararası Emekçi Kadınlar Günü’nü kutlarım.
Yazar Esma Arslan