Almanya doğumlu Ömer Öz, Alman Demiryolları kuruluşu Bundesbahn’da 27 yıldır hizmet veriyor. Aslen Kırşehirli olan Ömer Öz, “Bu meslekte 40. yılımı tamamlamak istiyorum” diyor.
Haber: Mehmet Atak
10 yaşında iken Türkiye’den Hamburg’daki ailesinin yanına gelen Ömer Öz, bu kentteki S-Bahn’larda ilk Türk makinisti olmanın gururunu yaşıyor.Alman demiryollarının bünyesindeki S-Bahn kurumunda 18 yaşından bu yana aralıksız görev yapan gözde makinist Ömer Öz, ailece Kırşehirli olup, evli ve 2 çocuk babası.
- HİZMET YILI ÖDÜLÜ VERİLDİ
Teknik Meslek Lisesi’nindeki öğrenimini tamamladıktan sonra raylı ulaşım sistemi S-Bahn’da göreve başlayan ve gün geçtikçe kendini geliştiren Ömer Öz, bu kurumda çeşitli görevlerde bulunduktan sonra, 1998 yılından bu yana da makinist (sürücü) olarak hizmetini sürdürüyor. Ayrıca, manevra görevlisi olarak, raydan çıkan trenleri kurtarma operasyonlarında da görev almakta olan Öz, 2017’de 60 yeni S-Bahn treninin ulaşım ağına katılmasıyla birlikte yeni görevler üstlenebileceğini belirtiyor. Bilindiği gibi, Hamburg eyaletinde S 1, S 11, S 3, S 31, S 2, S 21 S-Bahn hatları bulunuyor.
Bu meslekte 25. yılını doldurması münasebetiyle düzenlenen törende bir miktar para ve plakat ile ödüllendirilen Ömer Öz, “O gün çok duygulandım. Hedefim, bu meslekte 40. hizmet yılımı da tamamlamaktır” diyor. İstanbul metrosu şirketleri ile de irtibatta olup, kazandığı tecrübeyle ülkemize hizmet etme düşüncesinde olan Öz, işinden arta kalan zamanını ailesiyle geçirirken, çocuklarının okulda ve futbolda başarılı olmaları için elinden geleni yapıyor. Eski Türk Sultanları motosiklet grubundan olan Ömer Öz, vakit buldukça şahsi motosiklet sürümlerini devam ettiriyor.
BİR GÖREV ANISI
“Bize enteresan bulduğunuz bir görev anınızı anlatır mısınız ?” şeklindeki sorumuz üzerine, usta S-Bahn makinisiti Ömer Öz, biraz düşündükten sonra şunları söyledi: 2005 yılında S-Bahn’la Poppenbüttel’den geri dönüşümde bir çanta farkettim. Çantanın içine baktım, yaklaşık 15 kutu ilaç vardı. Fakat adres, telefon gibi bilgiler ne yazık ki yoktu çantada.. Sadece Barmbek Apotheke adlı eczaneden alınmış bir fatura ve 1250 Euro tutarındaki ilaçlar vardı. Bu değerdeki ilaçların çok hayatı derecede önemli olabileceğini düşündüm.
Bu çantayı merkeze versem, sahibi belli olmadığı için belki kayıp merkezine değil, direkt çöpe gidebilirdi. Bu düşünceyle, bir formül bulmak üzere ilaç torbasını yanıma aldım. Blankenese dönüş turumda, Haupbahnhof’ta bir kişi cama vurdu ve bana anlaşılmayan laflar söylemeye başladı. Almanca bilmiyordu ve bana birseyler tarif ediyordu.
İlaçların sahibi olduğunu tahmin ederek çantayı ona gösterdiğimde, adam ağlamaya başladı ve hemen beni kucaklayıp ayaklarımı yerden keserek, sevincini ortaya koydu. Ben de ilaçları sahibine teslim etmiş olmaktan dolayı çok mutlu oldum.
Adam Mısır’ın Luxor kentinden Hamburg’a gelmişti.O gün bugün beni Luxor’dan arayıp hal hatır sorar ve beni Mısır’a davet ederek, mutlaka gitmem için ısrar eder.
FOTO: Hurşit Köse
