Elbe Express olarak 1 Kasım seçimlerini detaylı analizini yaptık ve Hamburg’daki AKP,CHP, HDP ve MHP parti temsilcileriyle konuştuk.
ELBE EXPRESS/ÖZEL HABER
1 Kasım seçimleri sonrası Türkiye bambaşka bir siyasi fotoğrafa uyandı. 7 Haziran’da seçmen siyasi partilere koalisyon yapın mesajı vermişti ama Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın süreci tıkaması sonucu Türkiye, Ankara Katliamı, canlı bombalar, ekonomik kriz, şehit cenazeleri gölgesinde 1 Kasım’da tekrar sandığa gitti. AKP, yüzde 49.9 oy aldığı 2011 seçimlerinden sonraki ikinci rekorunu kırarak yüzde 49.4 oyla tek başına iktidar oldu.
Türkiye’de 13 yıllık AKP iktidarına 4 yıl daha şans veren seçmen Erdoğan’ın sürekli dillendirdiği Başkanlık modelinde kapısını aralandı mı?
AKP, 1 Kasım seçimlerinde rekor kırarken “Hayırcı” tutumuyla MHP yüzde 11,97’e gerilerken HDP iıse yüzde 10,62 ile kıl payı barajı geçti. Koalisyon görüşmelerinde olumlu bir tavır sergileyen, özellikle çatışmacı bir dilden uzak seçime giren CHP ise çok az bir artışla yüzde 25,45’de kaldı.
Seçim sonuçları, AKP’ye MHP’nin yanısıra HDP’nin kalesi olan birçok Doğu ve Güneydoğu illerinden de önemli oranda oy kayması olduğunu gösterdi. 7 Haziran’dan yüzde 2’nin üzerinde oy alan Saadet Partisi ise bu kez yüzde 0.67’de kaldı. 7 Haziran seçimlerinde katılım oranı 83.92 iken 1 Kasım seçimlerinde bu oran yüzde 87’ye yükseldi.
CHP VE MHP’DE TARTIŞMA BAŞLADI
1 Kasım seçilerinin galibi Cumhurbaşkanı Erdoğan olurken muhalefet partileri CHP ve MHP’de tartışmalar başladı. MHP’de parti içi muhalefet kazan kaldırırken başkanlık için Meral Akşener, Sinan Oğan, Koray Aydın gibi isimlerin adı geçiyor.
Ocak ayında Genel Kurula gidecek CHP’de ise Kılıçdaroğlu’na eleştiriler yükselmeye başladı. Umut Oran, Mustafa Sarıgül ve Mustafa Balbal başkan adaylıklarını açıkladılar. Kılıçdaroğlu‘nun başarılı olamadığı söyleyen muhalifler, CHP bir yönetim ve ideoloji sorunu yaşadığına dikkat çektiler.
HDP’DE “BAŞKANLIK“ KAFA KARIŞTIRDI
7 Haziran seçimlerinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın meydanlara çıkarak “400 vekil“ istemesi “Başkanlık“ sistemi rafa kalkmıştı. Ancak 1 Kasım seçimlerinde milletvekili sayısına 316’a çıkaran ve tek başına iktidara gelen AKP’de Başkanlık modeli tekrar ülkenin gündemine geldi.
Bu konuda 7 Haziran seçimleri öncesi HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş’ın “Seni Başkan yaptırmayacağız“ çıkışı büyük ses getirmişti. 1 Kasım sonrasında ise HDP içinden farklı sesler yükselmeye başladı. HDP Sözcüsü Ayhan Bilgen, yeni anayasa çalışmaları kapsamında başkanlık sistemi dahil tüm modellerin tartışılabileceği söylemesi tartışmanın fitilini ateşledi. HDP Eş Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ bunu olamacağı yönünde açıklamalar yapsalarda HDP Milletvekilleri Celal Doğan ve Dengir Mir Mehmet Fırat Amerikan tipi Başkanlığı destekledikleri söylediler.
PARTİLERİN OY DEĞERLENDİRMELERİ
7 Haziran’da oy oranı 40,8’e, milletvekili sayısı ise 258’e düştü. 1 Kasım’da tekrarlanan seçimlerde ise parti, yaklaşık yüzde 49,3 oy oranını yakaladı ve milletvekili sayısını tek başına iktidar için fazlasıyla yeterli olan 316’ya çıkardı.
CHP son genel seçimlerde neredeyse hep aynı oy oranı etrafında dolaşan tek parti. Partinin oyu 7 Haziran 2015’te yüzde 25 oy ile 132 milletvekili, 1 Kasım’da da yaklaşık yüzde 25 oy oranı ile 134 milletvekili elde etti.
MHP oy oranı en fazla düşen parti. 7 Haziran’da MHP’nin oy oranı yüzde 16,3’e, milletvekili 80 kazandı. Tekrarlanan seçimde partinin oy oranı yaklaşık yüzde 12’ye, milletvekili sayısı ise 41’e düştü.
HDP aşmayı başardığı baraja zor tutundu. 7 Haziran’da parti kimsenin öngörmediği bir yükseliş elde etti ve oy oranını 13,1’e, milletvekili sayısını ise 80’e çıkardı. HDP’nin oy oranı 1 Kasım’da yüzde 10,6’ya düştü. HDP’nin milletvekili sayısı ise 59’a düştü.
HAMBURG’DA KİM KAZANDI!
Almanya’da yaşayan yaklaşık 1 milyon 400 bin Türk seçmenden 636 bin 39’u sandık başına gitti. Almanya’da seçime katılım oranı geçen seçimlere oranla artarak yüzde 45,06’a yükseldi. Almanya’da AKP yüzde 59,7 ile birinci parti olurken, HDP 15,93 ile ikinci, 14,79 ile CHP üçüncü, MHP ise 7,47 ile dördüncü parti oldu.
Hamburg’da ise 82 bin 884 seçmenden sadece 37 bin 400’i oy kullandı. Hamburg’da sırasıyla AKP:54,4 HDP: 19,8 CHP: 17,8 MHP: 6,4
AKP HAMBURG BAŞKANI ALİ EKİNCİ’DEN CHP VE MHP HAMBURG BAŞKANLARINA TEŞEKKÜR
AK Parti Hamburg Seçim Bürosu Başkanı Ali Ekinci, seçim sonrasında yaptığı değerlendirmede, seçim aşamasındaki tutumlarından dolayı başta Başkonsolos Fatih ve tün Başkonsolosluk görevlileri olmak üzere CHP ve MHP başkanlarına teşekkür etti. Ekinci, kazananın yalnız AK Parti değil, tüm Türkiye olduğunu belirtti.
İşte Ali Ekinci’nin seçim sonrası açıklaması:
Vatandaşlarımız 7 Haziran seçiminde koalisyon hükümeti kurulsun demişti, ancak diğer partiler tüm görüşmelere rağmen sandığın işaret ettigi koalisyonu red edince, 1 Kasım`da tekrar seçime gidilerek AK Parti`miz Halkla koalisyonu kurmuş oldu. Hamd olsun ki AK Parti Türkiye`de %49,5, Almanya`da %60 ve Hamburg`ta %53 civarında oy alarak tek başına iktidar olmaya hak kazanmıştır. Seçim sonrasında kazanan sadece biz Ak Parti`liler degil, tüm Türkiye kazanmıştır. Bu seçim sonuçlarıyla artık herkes şunu iyi anlamalı ki, AK Parti`siz bir YENI TÜRKİYE`yi halkımız istemiyor!
Hükümetimiz tüm vatandaşına her zamanki gibi kucaklayıcı olmaya devam edecektir. Hamburg Başkonsolosluğunda gerçekleşen seçimde, başta Başkonsolosumuz Fatih Ak ve tüm konsolosluk yetkilileri olmak üzere, CHP ve MHP Hamburg başkanlarına seçim süresi boyunca sandık mahallinde hep birlikte barışcıl ve huzurlu bir ortam sagladıkları için teşekkür ediyorum. Ayrıca Hamburg AK Parti camiasi olarak bundan sonra Hamburg ve Schleswig -Holstein bölgesindeki çalışmalarımıza daha güçlü bir şekilde devam edeceğiz.
Seçim sonuçlarının ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını diliyorum.
CHP Hamburg ve Schleswig- Holstein Birliği Başkanı Erkan Erçin
Ülkemizi 13 yıldır yönetenler, 7 Haziran’da istedikleri sonucu alamayınca adeta ülkenin kana bulanmasına sebep olacak ortamı yarattılar. Haziran seçimlerinde eksik kalmış ve seçmenden tepki alan kısımları yeniden düzenlemenin tek çaresi AKP`nin yeniden seçime girmesiyle mümkün olabilecekti ki bu da cumhurbaşkanının başında bulunduğu bir irade ile koalisyonu önlemek kaydıyla , Türkiye, seçim ortamına sokuldu.
O nedenle çok açık bir ifadeyle 1 Kasım seçimleri iktidar ve özellikle Cumhurbaşkanı tarafından tasarlanmış ve şekillenmiş bir seçimdir diyebiliriz.
Baskı, şiddet ve algı laboratuarı yaratılan yandaş gazetelerle, televizyonlarla, devletin açıkça tüm kurum ve araçlarıyla 400 milletvekili psikolojik baskı iklimi yaratarak vatandaşın oyuna ipotek koyulmuştur.
Ülkenin içinde bulunduğu mevcut duruma rağmen, yaratılan şiddet ortamında `istikrar` maskesi vaadlerinin çoğunluğa gitmesi , milliyetçi/muhafazakar bir söylemle birlikte tüm imkanlar seferber edilmiştir.
Önümüzdeki dönemde AKP’nin Türkiye’ye, demokrasiye, çoğulculuğa, laikliğe umut yerine, kaygı verdiğini düşünüyorum. İktidarın, Türkiye’de mevcut bloklaşmayı bu yapısıyla aşmak niyetinde olmadığını biliyoruz.Oradan beslenmektedir. Bu yapı mevcudiyetini koruduğu sürece, demokrasimizin gelişmesine katkı sunmayacaktır.
Muhaletin ortak tutum alamamasının en büyük engeli Devlet Bahçeli başkanlığındaki MHP`nin tutumu idi. Hatta genel başkanımızın başbakanlık teklifini bile gereksiz bir üslupla cevaplamıştır. Meclis içinde Muhalefet bloku yaratılması önümüzdeki süreçte çok önemli bir tutum olabilir düşüncesindeyim. Devlet Bahçeli`nin `HAYIR`ci tutumumun nelere mal olabileceğini hep birlikte izlediğimiz bir süreçten geçtik. Seçimlerden galip gelen, AKP`nin daha da şımaran gücü ortak demokratik bir muhalefet bloku ile dengelenebilir.
CHP bundan sonra ne yapmalı?
Öncelikle şunu söylemek isterim. Seçim sonucunda partimiz mevcut durumun üzerinde bir oy almayı başardıysa da beklentilerin altında kalmıştır düşüncesindeyim. Bu konuyu partinin genel kurulları gereğince masaya yatırmalılar inancındayım. Bu bize yeni bir sürecin de başladığının işaretidir ve bu süreçte CHP`ye çok daha önemli ve işlevsel görevler düştüğünü gömekteyiz.
Seçim sonrasında bazı partililerin seçmene, bazılarının genel merkeze kızmalarını doğal görmek gerekir. Sonuçta herkes CHP`nin gerçek yerinin Türkiye genelinde bu olmaması gerektiği ölçüden yola çıkmaktadır.
CHP olarak genel anlamda oylarımızı ve milletvekili sayımızı artırmış olsak da sonucun bizim için politik ve örgütsel olarak yeniden yapılanmayı zorunlu kıldığı öne çıkmıştır. Kimse bu gerçekten kendini alamaz. Elinizde Partinizin bir Türkiye programı var ve bu seçmende istediğiniz etkinin gerisinde bir karşılık buluyorsa yeniden bir yapılanmayı ve ifade biçiminizi ele almak gerekliliği aşıkâr olmuştur.
Evet, 1 Kasım seçimleri neticesinde devletin özel imkanlı partisi haline gelen Devlet AKP`si beklenmeyen bir oranla şu veya bu şekilde iktidar oldu ancak karamsar olmaya hakkımızın olmadığını düşünüyorum. CHP olarak yeniden bir umut ve solda ideolojik bütünlük / sinerji yaratma konusunda aktif görevler üstenlemelidir. Sadece meclis ve resmi temsil ile bir muhalefet değil bunu sokağa taşımak ve sokak muhalefeti ile birleştirmek, gençlerin, kadınların ve ortak paydadaki farklı grupların ortak mücadelesini yükseltmelidir.
CHP, iktidar olmayı hedeflemektedir . Demokrasinin kurtuluş reçetesi CHP`dedir. Yenilenmek ve eskisinden daha güçlü bir devinime dönüşmek için kızıp bahanelere bürüneceğine yeni bir algı laborotuvarı yaratmak ve % 25`lik dilim dışındaki seçmenle iletişimi geliştirmek zorundadır. ‘Önce insan’, ‘Önce Türkiye` diyen bir anlayışla siyaset yapmaya ve bu ülkenin sağduyulu vatandaşlarına umut olmaya devam eden bir siyaseti tercih edeceğiz.
Türkiyenin demokratik yüzünü ve muhalefini , Gezi Direnişini sokakta AKP`ye dar eden iradeyle Meclis muhalefetinin birleştiği zeminde oluşabileceği iklimden doğacaktır.
CHP Hamburg ve Schleswig- Holstein Birliği Başkanı Yardımcısı Erol Buldak
Kürt Milliyetçiliği kazandı,Türk Milliyetçiliği kazandı diyebilirim.Sermaye ve onun hizmetinde olanlar kazandı.Dini sosyal hayatın her alanında kullanarak,insanları kaderci yapan anlayış kazandı.Aslında CHP kaybetmedi,Türkiye kaybetti. Demokrasiye inanan,çoğulcu,birleştirici,emekten yana olan,halkların kardeşliği şiarından yana olan bir anlayışla yüzünü tamamen sağa kapatıp, ilericilerle,yurtseverlerle,devrimcilerle,işçilerle,sendikalarla,sanatçılarla,gerçek aydınlarla yeniden kucaklaştığında herşeyin eskisinden daha iyi olacağına ümidim tamdır. Ayrıca partinin tüm organları özeleştiri verme gereği duymalıdırlar.
HDP HAMBURG SEÇİM KOORDİNASYONU EŞ SÖZCÜSÜ “SEVAHİR BAYINDIR“
1 Kasım seçim sonuçları 7 Haziran seçim sonuçlarınından bağımsız ele alınamaz. Bilindiği gibi 7 Haziran seçimi Türkiye Cumhuriyeti tarihi boyunca Tekçi ,ırkçı,inkarcı ve katliamcı zihniyetin mağduru olan tüm kültürlerin,inançların,kadınların,gençlerin emekçilerin,yoksulların yeni yaşam projesi ekseninde buluştukları HDP’ nin Zafer’i ile sonuçlandı. HDP’nin bu başarısı sadece diktatörlük hayallerinin yıkılmasını değil ,esas olarak ötekileştirilenlerin AKP şahsında ırkçı, faşist zihniyet ile hesaplaşma ve özgürleşme başarısıydı. Darbeler ile kendini ayakta tutan rejimin yasal ve anayasal olarak kadükleşmesinin resmiydi.
Milyonların umudu olan HDP’nin çoğulcu,eşitlikçi,özgürlükçü iradesi karşısında tar û mar olan AKP ve Saray,92 yıllık Cumhuriyet tarihinin Tekçi redci zihniyetinin en amansız savunucusu olarak 7 Haziran seçim iradesini yok saymaya ANT içti.
AKP kısa bir süre önce değiştiğini kanıtlamak için yürürlükten kaldırdığı ANDI yeniden yürürlüğe koydu. Özgürlük isteyen tüm topluma verdiği mesaj; Varlığınız Tek dil,Tek Mezhep, Tek Adamın varlığına armağan olacak dedi. Ve Halka karşı topyekün savaş kararı aldı. Suruçta 33 Gencin katliamı ile başlattığı savaşı Kürt Özgürlük hareketine karşı gerçekleştirdiği hava operasyonlar ile sınır tanımayan bir aşamaya tırmandırdı.
Adeta her damla kan bir oy hesabı ile Ülkücünün ülküdaşı, Türk’ün ATA’sı ,Mafyanın Ustası, Hırsızın Bekçisi,Bayrağın nöbetçisi, Kızıl Elmanın paydaşı rolleri ile oluşturduğu kirli ittifak ile diktatöryal hayallerine kırmızı bir örtü oluşturdu. Her asker ve polis cenazesini şövenizmin çığırtkanlığına dönüştürerek ,hazır kıta faşist gürûhu Kürtlere karşı bir toplumsal linçe dönüştürürken, toplumsal muhalefetin iradesi olan HDP’ nin il, ilçe, Genel Merkezini yakarak 7 Haziranın intikamını almaya başladı.
Uygulanan bu zulme karşı öz yönetim ilan eden Kürdistanın il ve ilçelerinde toplu katliam uygulamaları ile Kürtlerin demokrasi ve özgürlük taleplerine karşı hiç bir ahlak,hukuk,ve vicdanla bağdaşmayan saldırı ve katliam yöntemlerini devreye soktu. Katlettiği kadın gerilla Ekin Van’ın bedenine her türlü insanlık dışı işkence yöntemlerini uygulayarak çıplak bir şekilde teşhir etmiş, katlettikleri sivil insanların cenazelerinin gömülmesini engelliyerek buzdolaplarında tutulmasına, katlettikleri Hacı Birlik’in bedeni panzerin arkasında Şehir merkezinde sürüklenmiş,mezarlara saldırarak ölülerden bile intikam almıştır.
Saray ve AKP ‘nin faşist saldırılarına karşı barışı haykırmak isteyen TMMOB, TTB,KESK,DİSK ‘in düzenlediği barış mitinginde MİT aracılığı ile örgütlendirilen taşeron örgüt İŞİD eliyle korkunç bir katliam geliştirildi. 103 aydın demokrat, barışsever canice katledildiler. Katliam ile Türkiye’nin temel demokratik sivil kurumlarının şahsında tüm Türkiye’li Barış ve demokrasi güçleri tehdit edilmiştir. Tüm meydanlar özgürlük ve barış mücadelesine kapatılmak istenmiştir.
Bu yaşananlardan sonra 1 Kasıma kadar yaşanan süreç için bir seçim çalışması deme şansımız var im? 7 Haziranda açığa çıkan özgürlük iradesine karşı İttihat ve Terakki geleleneğinin 20. Yüzyılda uyguladıkları tüm katliam politikalarının ,21. Yüzyılın ilk çeyreğinde AKP ve saray öncülüğünde katmerleştirerek uygulanmasıdır. Biz bir seçim yaşamadık. HDP ‘de ortaklaşan iradenin inkar ,imha ve katliamını yaşadık. Zalimler zülmünü arttırdıkça tükenirler
Bu yaşananların kazanan ve kaybedeni rakamlarda değil ,yaşananlarda aramak gerekir.
HAMBURG TÜRK KÜLTÜR DERNEĞİ BAŞKANI ŞEREF ÜNÜVAR: “AKP VAADLERİNİ TUTSUN !”
7 Haziran 2015 akşamı, “erken seçim”, Cumhurbaşkanı’nın deyimi ile “yeniden seçim”e odaklanan AKP ve Erdoğan, mümkün olmasına rağmen hiç bir parti ile ortaklığa yanaşmamış ve anayasanın öngördüğü süreyi doldurarak 1 Kasım 2015 günü seçim yapılmasına karar vermiştir.
AKP 7 Haziran-1 Kasım arası, ülkede meydana gelen terör olaylarını fütursuzca kullanmıştır. Elinde bulunan devlet gücü ve maddi imkanlar ile bütün muhalif basını susturmuş ve bir kısmına da el koymuştur. 8 Haziran’dan sonra çözüm süreci “terörle mücadele süreci”ne dönüşmüş, yıllardır milletin dini duygularını istismar eden AKP ve Cumhurbaşkanı,şehit cenazelerinde şov yapmaktan geri durmamıştır.
Güneydoğuda HDP’ye kaptırdığı oyları,İçanadolu,Akdeniz ve Ege bölgelerimizde milliyetçi kesimden devşirmeyi planlamış ve algı operasyonları ile bunda başarılı olmuştur. AKP, halkı Van’da “Beyaz Toros”, Anadolu’da şehit cenazeleri ve büyük kentlerde ekonominin dip yapacağı yalanı ile tehdit etmiştir.
VAADLER YERİNE GETİRİLSİN
12 sene boyunca milliyetçiliği ayaklar altına alan zihniyetin, 8 Haziran sabahı bunu inkar eden tutumunu ve buzdolabına koyduğu çözüm sürecini merak etmekteyiz. Avrupa Türklüğü olarak, AKP’nin vermiş olduğu vaadleri yerine getirmesini beklerken, bu vaadlerin,1300 TL asgari ücrette olduğu gibi dalavereye getirilmemesini ümit ediyoruz.
Türk Milletinin vermiş olduğu karara saygı duyuyoruz. Tekrar tek başına iktidar olma yetkisini almış AKP’nin, milletten almış olduğu güveni suistimal etmemesini temenni ediyoruz.