Muhalifliliğiyle bilinen Almanya’nın Hamburg kentinde biraraya gelen aralarında siyasi parti, sivil toplum kuruluşları, sivil inisiyatif ve gruplardan oluşan Hamburg ve çevresi Demokrasi için Birlik Platformu HAYIR kampanyasını Altona meydanından başlattı.
ELBE EXPRESS/KENT HABERLERİ
FOTO: ELBE EXPRESS
16 Nisan’da yapılacak Anayasa referandumu öncesi Hamburg’da hareketli günler yaşanıyor. Kendilerine Hamburg ve çevresi Demokrasi için Birlik Platformu diyen 10’u aşkın aralarında siyasi parti, sivil toplum kuruluşları, sivil inisiyatif ve gruplardan oluşan platform Hayır kampanyasının startını verdi.
Türkiye kökenlilerin yoğunlukta yaşadığı Altona’da semtindeki Mercado önünde toplanan kalabalık Hayır kampanyasını sokaklara taşıdı. Ellerindeki dövizlerle ve bilgi broşürleriyle neden hayır dediklerini vatandaşlara anlatan platform üyeleri büyük dikkat çekti.
Türkiye’nin otoriteşleşmesine karşı ve Cumhuriyet değerlerini korumak için bir araya geldiklerini söyleyen platform üyeleri, amaçlarının Hayır kampanyasının tüm Hamburg’a taşımak olduğunu söylediler.
HAMBURG VE ÇEVRESİ DEMOKRASİ İÇİN BİRLİK PLATFORMU’nun AÇIKLAMASI:
Türkiye’miz yönetim zaafiyetiyle, bilinçsizce otoriterleşen, ayrıştırıcı, tek adam rejimine doğru hızla sürüklenirken, bu duruma karşı verilen demokrasi mücadelesine, Hamburg ve çevresinde bulunan, demokratik kurum, insiyatif ve bireyler olarak top yekün birleşerek destek olmayı, tarihi bir sorumluluk adlediyoruz.
Bu amaçla, birlikte hareket etmeyi acil ve ertelenemez bir görev olarak üstleniyoruz. Ülkemizin en çok bize ihtiyacı olduğu zaman, işte bu zamandır! Birlikte daha güçlüyüz!
Çünkü;
15 Temmuz darbe girişimi, fırsata dönüştürülmüş ve OHAL ilanı sonucu baskı rejimi hakim olmuş,ülkemiz kanun hükmünde kararnamelerle yönetilmeye başlanmıştır. Halkın iradesini temsil eden meclis, işlevsiz hale getirilerek, fiilen hükümsüz kılınmış, güçler ayrılığı yani ( yasama-yürütme-yargı ) ortadan kaldırılmıştır.Baskılar, şiddet, hukuksuzluk had safhaya ulaşmış, bütün yetkilerin tek elde toplanacağı ”Başkanlık” (Diktatörlük) sistemine hızla ilerlenmiştir.
Anayasa’nın en önemli 15 maddesi ”meclis”in icazeti ile değiştirilerek, diktatörlük rejiminin alt yapısı hazır hale getirilmiştir.
Ülke ekonomik olarak iflasın eşiğine gelmiş, onbinlerce işçi işlerinden atılmıştır. İşsizlik, yoksulluk, en üst düzeye ulaşmıştır. İş kazalarında yaşanan, işçi cinayetleri ülke tarihinde görülmemiş boyutlara ulaşmıştır.
FETÖ vb. adlarla çeşitli operasyonlarla cadı avı başlatılarak, kendinden olmayan ve sayıları yüzbinleri bulan kamu emekçisi ve bürokrat görevlerinden alınarak tutuklanmış ve bir çoğunun mal varlığına el konmuştur.
Medya kurumları ( radyo-tv-gazete) yine aynı bahanelerle kapatılmış ve sanatçılar, yazarlar, aydınlar, gazeteciler ( tutuklu gazeteci sayısı 148’dir) tutuklanıp, cezaevlerine doldurulmuşlardır. İktidara yandaş olmayan Belediye başkanları görevlerinden alınıp, yerlerine kayyum atanıyor.
Milyonlarca insanın oylarıyla seçilmiş milletvekilleri, sorgusuz sualsiz tutuklanıp, cezaevlerine atılmaktadır. En basit demokratik hak araylarışı bile , güvenlik kuvvetlerince orantısız güç uygulanarak dağıtılıyor.Kendinden olmayan herkese saldırarak, korku ve terör hakim kılınmaya çalışılıyor.
Farklı kültür, inanç, etnik köken ve kimlikler arasında kin ve nefret yayan politikalarla, toplum; ” birbirine karşı düşmanlaştırılıp, bölünmek isteniyor.” Gerici, mezhepçi ideoloji, devlet eliyle halkı teslim almaya çalışıyor.
Özellikle kadın kimliği, bedeni ve iradesine yönelik eril, faşizan ve gerici baskılar artmış, çocuklara ve kadına şiddet, taciz ve cinsel istismar, inanılmaz boyutlara ulaşmıştır.
Ülke kaos içinde hemen her hafta bombalara, katliamlara, suikastlere sahne olmaktadır. Onlarca insan bu kaotik ortamda, ya katlediliyor ya da yaralanarak sakat kalıyor.
Türkiye’miz siyasi olarak iç ve dış politikada tam bir çıkmaza sürüklenmiştir. Ülkemizin içinde cerayan eden düşük yoğunluklu savaş, tüm şiddeti ve acımasızlığıyla adeta kendi evlatlarını yiyen bir canavara dönüşmüştür. Dışarıdan etkiyen Ortadoğu’da hızla büyüyen bir çatışma ortamına ve savaşa girilerek ülke dönüşü olmayan bir felakete doğru sürüklenmektedir.
Sonuç olarak neresinden bakarsak bakalım; ” karanlık bir gelecek, savaş ve felaketlerin var olduğu bir tablo görmekteyiz.
Gün birleşme ve bu karanlık tabloya karşı mücadele etme günüdür.
Gericiliğe ve diktatörlüğe teslim olmayacağız!
Birlikte daha güçlüyüz!
-Başkanlık ve diktatörlük rejimine HAYIR!
-OHAL derhal KALDIRILSIN!
-Özgür Basın! Düşünce ve İnanç Özgürlüğü!
-Laik, Demokratik ve Bağımsız bir Türkiye için!
-Farklı cinsel kimliklere, kadınlara ve çocuklara cinsel stismara ve şiddete son!
-Ülke içinde ve dışında yürütülen savaş politikalarından derhal vazgeçip, barşın hakim kılınmasını istiyoruz.
-İnanç, etnik köken ve farklı kimliklere yönelik tekçi, mezhepçi, ayrıştırıcı politikalara derhal son verilmesini istiyoruz.
-Sorunların birlikte yaşam ve farklı kimliklerin eşit vatandaşlık haklarına sahip olduğu, kardeşlik temelinde barışçıl, demokratik çözümünü istiyoruz.
Ortak çalışma prensibimiz: Her kurum ve bireyi kendi ideolojik-politik kimliğini koruyarak ortak hedefimiz için birlikte hareket etmektir.
FOTO GALERİ
