Araştırmacı gazeteci-yazar İsmail Saymaz, bir panel için geldiği Hamburg’a yoğun ilgiyle karşılaştı. Hamburglu lar Saymaz ile fotoğraf çektirmek için adeta yarıştılar.
ELBE EXPRESS/KENT HABERLERİ
FOTO: ELBE EXPRESS
Türkiye’de son dönemde yaptığı haberler, yazdığı kitaplar ve katıldığı televizyon programları ile adından çok söz ettiren araştırmacı gazeteci-yazar İsmail Saymaz, Hamburg’da konuştu.
Demokratik İşçi Dernekleri Federasyonu Hamburg’nun(DİDF) davetlisi olarak geldiği 10. Edebiyat ve Kültür Günlerinde Saymaz’a yoğun ilgi oldu. Hamburglu lar Saymaz ile fotoğraf çektirmek için adeta yarıştılar. Son kitabı Fıtrat anlatan ve Türkiye gündemini değerlendiren Saymaz, önemli açıklamalar yaptı.
Madende çıkan kömür işçiden daha değerli!
DIDF’ten Sinan Özbolat’ın moderatörlüğünde gerçekleşen panelde, kitabının çıkış hikayesini anlatan Saymaz, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Zonguldak Karadon ve Soma maden facialarından sonra kullandığı Fıtrat açıklamalarına vurgu yaptı.
29’u 30 Aralık 2005’e bağlayan gece Bursa Özay Grup tekstil fabrikasında 5 kadın işçiye mezar olan yaygın faciasını anlatan Saymaz şöyle konuştu: ” Yatak, baza gibi ürünler üreten fabrikada gece yarısına doğru ‘Hav’ adlı ince yünler, sigara izmariti veya rüzgarın yarattığı elektriklenmeyle yanmaya başlar ve işçi kadınların çalıştığı bölüme ulaşır. Mesaiye kalan 10 işçinin üzerlerine kaytarmasınlar diye kapıyı kilitlemişlerdi. Kaçacak yerleri yoktu. Yaygın çıktıktan sonra beş kadın kendilerini ateşe rağmen dışarı atarlar. Ayşe Denizdalan (15), Sadife Düdüş (18), Gülden Çiçek (21), Necla Özveren (27) ve 3 aylık hamile Sevgi Akpınar(32) dumandan zehirlenerek ölürler. Arama kurtarma çalışmalarında altın bir kolye bulurlar itfayeciler. Bu kolye kurtulmaya çalışan Necla’dan tek arta kalandır.
Bu fabrika kaçaktır. Üstelik yangın merdivenide yoktur. Görülen davada işveren tutuklanmadı ve 5 kadının ölümüne karşılık 118 bin lira ceza verildi. Fabrika faaliyetlerine devam etti. Necla’nın o altın kolyesi bu bakımdan semboliktir. Çünkü Necla ve Necla gibilerin değerleri o boyunlarındaki kolye kadar yoktur. Fıtrat ile billurlaşıp karşımıza çıkan işte budur. Madende çıkan kömür, işçiden daha değerli. İnşaattaki demir, orada çalışan işçiden de daha değerlidir.”
Türkiye’de her 3-4 saatte bir işçi ölmektedir
Türkiye’deki sendilaşmaya ilgili çaprıcı rakamlar veren Saymaz : “ 2000 yılı itibariyle Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının açıkladığı verilere göre kayıtlı işçi sayısı 4,5 milyon iken sendikalı işçi sayısı 2,6 milyon civarındadır. Bu yüzde 58’dir. Bugün itibariyle SGK’nın verilerine göre kayıtlı işçi sayısı 12 milyon iken sendikalı işçi sayısı 1,2 milyondur. Sendikalılık yüzde 58’den yüzde 11’e gerilemiştir. 2002-2010 yılları arasında Türkiye’de yılda meydana gelen iş kazası 60 ile 65 bin civarı arasındadır. Geçen yılın rakamlarına göre yılda 280 bin iş kazası meydana gelmiş. 2002-2010 yılları arasında meydana gelen ölümlü kaza 800-1000 arasında değişiyordu. Geçen yılı 1972 işçi ölümü ile kapattık. Bu Türkiye’nin bütün zamanlarındaki en büyük rakamıdır. Türkiye’de 1 günde hayatını kaybeden işçi sayısı 6-7 arasındadır. Türkiye’de her 3-4 saatte bir işçi ölmektedir. Vakaya böyle baktığımızda ne kadar vahim bir manzarada olduğumuzu anlayabiliriz.” diye ifade etti.
Gazeteciler kendilerini işçi saymazlar!
Türkiye Gazeteciler Sendikası üyesi ve bir dönem yöneticisi olduğunu söyleyen Saymaz “ Medya olarak 15 bin civarında işçiyiz. Sendikalılık ise yüzde 10’nun altında. Kendimi de içine alarak söylüyorum. Biz gazeteciler kendilerini işçi saymazlar. Bir muhabir yada gazeteciye sen aslında İş Yasasına tabisin dediğinde, gücüne gider. Benim nerem işçi, der. Çünkü patronla oturunca kendini iş adamı, Emniyet Müdürlüğüne habere gidince kendini polis zanneder. Ekonomi sayfasında konut fiyatlarını yazar evine otobüsle gider. Bu çelişkinin içinden bir türlü çıkamaz.Dolayısıyla kendi sınıfına yabancılaşmış en önemli meslek grubu bizimkilerdir.” diye konuştu.
Panelin ikinci kısmında davetlilerin sorularını yanıtlayan Saymaz, program sonunda bol bol resim çektirdi.
FOTO GALERİ