Hamburg Parlamentosunun en çalışkan Milletvekillerinden Sosyal Demokrat Parti(SPD)Milletvekili Kazım Abacı ile çok özel bir röportaj gerçekleştirdir. Aynı zamanda SPD Entegrasyon-Uyum Sözcüsü olan Abacı ile gündemi değerlendirdik.
ELBE EXPRESS/ÖZEL RÖPORTAJ
Almanya’da hükümet kurma süreci nasıl gelişecek? Yeni bir seçim mi olacak yoksa Büyük Koalisyon mu kurulacak?
Şuanda netleşen bir durum yok. SPD’nın tabanının önemli bir bölümü Büyük Koalisyondan yana değil. Çünkü son 15-20 yıl içerisinde SPD birçok kez hükümetteydi. Ya Başbakanlık SPD’deydi yada Büyük Koalisyonlarda yer aldı. En önemli çalışmaları SPD’nin yapmış olmasına rağmen -bunu CDU dahil kabul ediyor- seçim sonuçlarına baktığımız zaman SPD istediği başarıyı yakalayamadı. Büyük Koalisyon olduğu zaman gerek sol da gerekse de sağda daha radikal söylemler ile ortaya çıkan partiler daha fazla ilgi toplayabiliyor. Çünkü Büyük Koalisyonda dengeli bir hükümet kuruluyor. SPD hükümet ortağı değilde muhalefet olmuş olsaydı daha çok sol söylemler ile ortaya çıkardı. Hükümette olduğunuz zaman iş değişiyor, bazı dengeleri gözetmeniz gerekiyor.
Sadece Almanya’da değil hemen hemen bütün Gelişmiş Ülkelerde de sol ve sosyal demokratların büyük oy kaybı gözleniyor. Ama Almanya’nın özel bir durum var. Sosyalist Enternasyonalin kurucusu ve Dünya Sosyal Demokrasinin beşiği Almanya’dır. Onun için Alman Sosyal Demokratların iyi düşünüp bir strateji geliştirmesi gerekiyor.
Bundan dolayı taban Büyük Koalisyona sıcak bakmıyor ama öte yanda şöyle bir durum var: Almanya Hükümetsiz de bırakılamaz. Bu Büyük Koalisyon değilde Azınlık Hükümeti olarak olabilir. İki sene sonra seçimede gidilede bilir. Parti yönetimi koalisyon görüşmeleri yapılabilir diye karar aldı ama eğer koalisyona gidilirse partinin bütün üyelerine bu durum sorulacak.
Aşırı sağcı AfD’nin yükselişini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Aslında AfD bundan 3 sene önce bölünmüş ve yok olma ile karşı karşıya kalmıştı. AfD, Avrupa Birliği ve Euro’dan çıkma üzerine kurulmuş bir parti iken aralarında bazı tartışmalar yaşandı. Parti aşırı sağa kayarken dağılma ile yüz yüze gelmişti. 2016 yılında ortaya çıkan Mülteci Dalgası ile AfD için konjonktürel bir durum oluştu. Bu durumu kendisi için fırsat gören AfD, Alman sağına ve milliyetçiliğe hitap eden söylemler geliştirdi. Bunda Merkel’inde etkisi oldu. Merkel’in izlediği sosyal demokratlaşmış bir CDU politikasıydı. Tutucu ve muhafazakar kesimden daha çok Merkel, sosyal demokrasinin tabanına yönelik bir yol izledi. Bu durumda sağ kesimde bir boşluk oluştu. O boşluğu AfD, Mülteci Krizini kendi lehine işleyerek bir oy potansiyeli yaşadı.
Ben her AfD’yi seçeni ırkçı yada aşırı sağcı diye değerlendirilmesini yanlış görüyorum. Çünkü hepsi aşırı sağcı yada ırkçı değil. Bazıları geleceği yönelik kaygılarından dolayı bunu seçtiler ama tabi içlerinde aşırı sağcılarda çok fazla var. Onun için izlenecek politikalarda tepki olarak AfD’yi seçenlerin diğer partilere geri dönme ihtimali var. Şuda bir gerçek AfD’yi seçenler sadece CDU’dan gitmedi. Mesela Sol Parti’den yaklaşık 550 bin kişi, SPD’den ise 350-400 bin arası kişi AfD’yi seçti. Bu tepki oylarının yeniden çekme üzerine düşünmek gerekiyor.
Hamburg özelinde AfD’nin en çok oyunu Harburg ve Bergedorf bölgelerinde almasını nasıl yorumluyorsunuz?
Almanya genelinde AfD, eyaletler içinde en az oyu Hamburg’dan aldı. Hamburg özelinde ise Bergedorf gibi sınır semtlerde biraz fazla oy alabildi. Ama Altona gibi merkez semtlerde yüzde 4 gibi bir oyda kaldı. Buna karşın Hamburg’da yüzde 6 gibi bir oy alması çok fazladır. Neden diğer eyaletlere göre Hamburg’da daha az oy aldı derseniz. Bu Hamburg’un sosyal dokusuyla alakalı bir durum. Hamburg her zaman özgürlükçü ve hoşgörülü kent olmuştur. Bunda bence SPD’nin Hamburg’da izlediği politakanında önemli bir rolü var. Özelikle eğitim, konut ve sosyal politika da ön plana çıkarak AfD’ye fazla malzeme vermedik.
Genel seçim sonuçlarına göre SPD Hamburg’da ikinci parti konumuna düştü. Bu durum nasıl gerçekleşti?
Bu tabiki bir sorun. Bunda çeşitli faktörler var. Birincisi Almanya genelindeki gidişatın rolü etkili oldu. SPD Almanya genelinde oy kaybına uğradı. Hamburg özelinde G20’nin etkilediği Altona, Eimsbüttel gibi semtlerde Yeşiller yada Sol Partiye giden oylar oldu. G20’nin önemli bir etkisi olduğunu düşünüyorum fakat daha seçimlere 2,5 yıl var çok şey değişecektir.
Genel olarak Entegrasyon nedir ve nasıl uygulanmalıdır?
Bizim izlediğimiz bir çok politika Almanya’daki diğer eyaletlerde yok. Eğitimin, Okul öncesi eğitimden Üniversiteye kadar parasız olması. Bu örnek alınarak tüm Almanya’ya yayılmak isteniyor. Öyleki Büyük Koalisyonda, Hamburg örnek alınıyor. Örneğin Kreşler, Okullar, Harçlar bedava olmalıdır.
En iyi uyum politakası şu demektir: Nereden gelirse gelsin, kökeni, dünya görüşü, cinsiyeti ne olursa olsun herkese eşit koşullarda fırsat eşitliği sağlamaktır. Fırsat Eşitliğinin sağlandığı en önemli alanda eğitim alanıdır. Bunun için Hamburg’un izlediği eğitim politikası, en iyi uyum politikasıdır. Çünkü Hamburg’da doğan ve yaşayan herkes çocuktan bir tanesi göçmen kökenlidir. Siz Kreşleri iyileştirip okulları bedava hale getirdiğinizde bu halktan bütün çocuklar yararlanacaktır. Bu sebeple uyumda en önemli politika, eğitimde fırsat eşitliğidir.
İkincisi Konut alanındadır. Hamburg, Almanya genelinde en çok kişi başına sosyal konut yapılan eyalettir. Üçüncüsü dil öğrenme durumudur. Bu noktada her şey çok güzel değil ama bir çok olumlu adım atılarak göçmen kökenliler ve mülteciler için Almanca öğrenilmesi teşvik edildi ve edilmeye devam ediliyor.