14 C
Hamburg
Salı, Haziran 4, 2024

Şans Kapıyı Kaç Kere Kırar? Arkadaşları Şair Özer Meral’in hayatını kurtardı!

sair77 yaşındaki Şair Özer Meral, 3 gün içinde 2 defa hastaneye kaldırıldı ama  zihinlerde yaşamıyla ilgili bir sürü sorular da bıraktı

Haber: Mehmet ATAK
Yorum ve Fotograf: Ali Akdemir

27 Mayıs’ta 77. doğum gününü kutlamaya hazırlanan Hamburglu şair Özer Meral, şu an, bu haftanın 3 günü içersinde ikinci defadır kaldırıldığı Wilhelmsburg’daki Gross-Sand hastanesinde yatıyor. Hem de yoğun bakım bölümünde.. Akraba ve yakınları haricinde odasına ziyaretçi de alınmıyor. Hatta çok sevdiği çiçekler bile sağlığı açısından kabul edilmiyor.

ŞANS KAPIYI KIRINCA

Yukarıdaki başlığı, Şair Özer Meral’in 1969 yılında kuruluşundan itibaren Vural Öger’le birlikte yıllarca emek verdiği Öger Türk Tur’un sponsorluğunda Küba’da çekilen ve Ferhan Şensoy, Asuman Dabak, Zeki Alasya, Rasim Öztekin gibi ünlü oyuncuların rol aldığı “Şans Kapıyı Kırınca” filmden adından esinlenerek seçtim. Nedeni ise, sanırım Şair Meral’in aşağıdaki hastane serüveni okununca ortaya çıkar.

Özer Meral Veddel semtinde bir evin 3. katında yalnız yaşıyor ama Müeddet Türkali adlı bir can yoldaşı var. Takma adı da Kelebek. İşte bu Kelebek Hanım, çocukları ve torunlarıyla Horner Rennbahn semtinde oturur, fakat  şairi gece gündüz arar, hatırını sorar, alışverişlerinde ona yardımcı olur, seyahatlerinde ona eşlik eder.

+Âzer 1HASTANEYE GİDEN YOLUN BAŞLANGICI

İşte bu Kelebek Hanım, 28 Mart Pazartesi günü saat 18.00 sıralarında beni arayarak, Şair’in telefonda konuşamadığını bildirdi. Durumu öğrenmek üzere Şair’e ben de telefon açtığımda, farkettim ki, eski bir tiyatro oyuncusu olarak süper bir konuşma kabiliyeti olan Özer Meral’in dili dolanıyor, kelimeleri telaffuz etmekte zorlanıyor, bazen ne dediği anlaşılamıyordu.

İlk intibam, Şair’in küçük çapta bir felç geçirmesi nedeniyle konuşmakta zorlandığı idi ve hemen hastaneye gitmesi gerekiyordu. Derhal giyinip, lüzumlu evraklarıyla birlikte aşağıya inmesi ve dış kapı önünde beklemesini, benim de oraya geleceğimi söyledim. Tabii ki durumu Kelebek hanıma da bildirdim ama o torunlarıyla meşgul olduğu sebebiyle gelemiyeceğini ifade etti..

O an Hauptbahnhof yakınındaydım. S-Bahn’la 5 dakikalık bu yola çıkmadan önce, Eczacılık tahsili yapmış olması sebebiyle tıbbi terimleri çok iyi bilen arkadaşımız Önder Gemicioğlu’na durumu anlatım ve acilen ambulans çağırmasını rica ettim.

Şair’in evi, Veddel S-Bahn durağı yakınındaydı. Oraya vardığımda Polis arabası, İtfaiye ve Sağlık Ambulansı hazır bekliyordu. Sağlık ekibi 3. katta Şair’in yanındaydı. Anlaşılan, Özer Meral daha aşağı inemeden ekip yıldırım hızıyla imdadına yetişmişti. İlk teşhisleri, dil tutulmasının vücuttaki şeker düşmesinden kaynaklandığı idi. Tetkikler için Wilhelmsburg’daki Gross-Sand hastanesine götürülen Şair, geceyi orada geçirmiş ve bazı tetkikler ve verilen ilaçlar sonucu normale döndüğünden, Salı sabahı erkenden bir taksi ile evinin yolunu tutmuştu.

Hastanede geceyi uykusuz geçiren Şair, hemen yatıp uyumak yerine,traş olduktan sonra Adenauerallee caddesindeki Myra Reisen’e vardığında, saat 10.00’u gösteriyordu. 15 yıldan bu yana her Salı gününü Myra Reisen’de geçirmeyi adet edinen Özer Meral, bu defa da uykusuz halde bu geleneğini bozmamıştı. Ama tabii ki yaşlı vücut bu yorgunluğu taşımakta epeyce zorlanmış ve eve dönüş, Kelebek’in de  yardımıyla çok zorlu bir şekilde olmuştu. Gece vakti telefonlaşmamızda, uzun telefon görüşmelerine son vermesi ve  güzel bir uyku çekerek dinlenmesi uyarısında bulundum.

+Âzer 4

ŞAİR’İN KAPISI KIRILIYOR, ŞAİR YERDE YATIYOR

30 Mart Çarşamba günü, sabah 8.30 sıralarında telefonum çaldı. Arayan Kelebek’ti. “Şair’e telefonla ulaşamıyorum, hep meşgul veriyor” dedi. Ben de aradığımda, telefon ahihezesinin tam olarak yerine oturmaması sebebiyle meşgul işareti verildiğini anladım. Tek çare, Şair’in bizzat telefon etmesini beklemekti.

Bu arada, Şair’in ev doktoru Süleyman Keser’in muayenenesinde olabileceği de ihtimaller arasındaydı. 2 ay kadar önce kan tahlili yaptıran Meral, tahlil sonuçlarını öğrenmek ve belki de aç karnına şeker testi yapmak üzere Altona’daki muayenehaneye gitmiş olabilirdi. Çünkü bir akşam önceki konuşmamızda bu konu gündeme gelmişti. Şair’in orada olup olmadığını telefonla sorduğumuzda, bu konuda bilgi verilmesinin yasak olduğu, ama bu işte insan hayatının söz konusu olması açısından, kendisinin oraya gelmediği cevabı verildi. Dr. Keser ve ekibine, görevlerindeki bu ciddiyetleri ve anlayışlarından dolayı teşekkür ediyoruz. Tabii ki teşekkürlerimiz başta Kelebek olmak üzere Önder Gemicioğlu, Ali Akdemir ve Avukat Nurettin Demir’e de !

Kelebek’le bir yandan ben bir yandan Şair’i telefonla aramalarımız tam 3 saat devam etti. Son aradığımda, telefon artık normal olarak çalıyordu ama Şair cevap vermiyordu. Anladım ki, Şair evindeydi ve  telefonu ahizesine yerleştirmişti ama zil sesini duyduğu halde telefona kalkamıyordu.

Hemen Kelebek’i arayıp, Şair’in evine gitmesini ve hem evin zilini uzun uzun çalmasını hem de komşuların ziline basarak binaya girmesini ve de Şair’in kapısına sert şekilde vurup seslenmesini söyledi. Yarım saat sonra Kelebek olay yerine varmış, gerekenleri yapmıştı ama bir cevap alamamıştı. Herşeye rağmen, polis gelinceye kadar orada beklemesini rica ettim.

Geriye tek çare kalmıştı. O da Polisin kapıyı kırarak içeri girmesi idi. Bu konuda da Rissen hastanesinde görevli Ali Akdemir arkadaşımız devreye girdi ve durumu polise bildirdi. Şair Özer Meral, Ali Akdemir’in geçmiş yıllarda başkanlığını yaptığı El Ele Engelliler Derneği’nin Onursal Başkanı idi. Şair’in avukat arkadaşı Nurettin Demir de durumdan haberder olur olmaz, apar topar olay mahalline gelerek ilgilenmişti. Avukat Demir, şair sürekli olarak bakım altında olmalıydı.

Polis ekibi, kendi metotlarıyla kapı kilidini kırarak Şair’in evine girdiğinde, düştüğü yerde hareketsiz bir şekilde yatan Özer Meral’le karşılaştı. Sonradan ifade ettiğine göre, Şair aniden dengesini kaybederek yere düşmüş, bütün çabasına rağmen bir daha kalkamamış ve bu yüzden de telefona bile uzanamamıştı.

Polisin çağırdığı ambulanstaki sağlık ekibi, ilk müdahalelerde bulunduktan sonra Şair’i yine aynı hastaneye nakletmişti. Kırılan kapının kilidi haliyle değiştirildi.

KARDEŞİ ÖZGÜR MERAL ALEL+ÂzerACELE HAMBURG’A GELDİ

Ankara’da yaşayan Şair’in kardeşi emekli bankacı Özgür Meral, Kelebek’ten aldığı haber üzerine Perşembe günü sabahı eşiyle birlikte ilk uçakla Hamburg’a ayak bastı ve hemen hastaneye giderek ağabeyini hasta yatağında ziyaret etti. Özgür Meral, şeker hastalığı sebebiyle böbrekleri yıpranan ağabeyinin her fırsatta yanına giderek, doktorlarla görüşüyor, bilgi alıyor. Şair abisinin muhtemelen 3 hafta hastanede kalıp, tüm muayenelerden geçmesi gerektiğini belirten Özgür Meral, artık 80 yaşına merdiven dayayan Özer Meral’in bundan sonra stressiz bir hayatla yaşamına devam etmesi gerektiğini ifade etti.

Bizler de Şair Özer Meral’in bundan sonra kapısının asla kırılmaması temennisiyle, kendisine acil şifalar ve uzun ömürler diliyoruz.

 

Ve..İŞTE ALİ AKDEMİR’DEN ÖZER MERAL YORUMU

“Yalnızlık paylaşılmaz” diyor. Özdemir Asaf ” Yalnızlık paylaşılsa yalnızlık olmaz”

Bu söz sadece şairin  dizelerinde  kulağa hoş geliyor. Ama gerçek yaşantıda ise yaşlı isen, hasta isen  gerçekten çok acı.  Bunun en somut örneği şair Özer Meral’in yaşadığı trajik günler.  İnsanın birileri tarafından aranıp sorulmaması zor bir durum. Bir dönemler çok renkli bir yaşantısı olan, çevresinde fırıl  fırıl dönen onlarca insan bulunan  şair Özer Meral, bugünlerde zor günler geçiriyor. Kendisini arayan soran bir kaç tane sevenini  saymasak, adeta kendi kaderine terkedilmiş durumda.

İnsan sevdalısı,  aşka aşık kişilik, kaybolan bir düşün suskunluğunda, yorgun yürek olan şair Özer Meral’in  bedeni artık onu taşımaz oldu.  O tüm rahatsızlığına, yaşadığı düş kırıklıklarına rağmen hayattan umudunu kesmeyen insan, bir tesadüf sonucu şu an yaşıyor. Eğer bir süre daha geç farkedılseydi  belki de  aramızda yaşıyor olamayacaktı…

” Güller arasindan aldılar bir sabah erken. Ben güllerle  geçinir gibi yıllarımı acılarla geçirdim. Yağmur gibi hüzünlerle yaşadım. Sevdiklerimi kaybettiğimde yüreğimi kan gülleriyle dağladım” der gibi hayata zaman zaman sitem eden Özer Meral şu günlerde zor anlar geçirıyor . Gün artık sevgili şair Özer Meral in yorgun yüreğini taşıma günüdür.  Ona sahip çıkma, yanlızlığını taşıma günüdür. Şair Özer Meral’in durumunda olan onlarca insanımız var. Gün gelecek hepimiz yaşlanacak, biz de belki ilgiye, yardıma muhtaç hale gelebilileceğiz. Hayatın bize ne getireceği, bizden ne götüreceği belli olmaz. Onun için yüreğimizde,  dayanışmayı, paylaşmayı koruyalım, yeşertelim.  Gün, yaşarken o güzel insanı  onure etme, ona sahip çıkma  ona hakettigi değeri  verme günüdür. Gecenin gülüşünde açan çiçekler gibi, ben Özer Meral’i yaşadığı son dönemlerinde mutlu görmek istiyorum.

Ey güzel insan! Unutma yalnız değilsin! Senin yorgun yüreğinle beraber çarpan, arkadaşların, Dostların ve Sevenlerin var…

” Yüreğim sende rehin kalsın ” sevgili Özer Abim…

 

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

- Advertisement -spot_img

İNSTAGRAM

SON HABERLER

Şans Kapıyı Kaç Kere Kırar? Arkadaşları Şair Özer Meral’in hayatını kurtardı!

sair77 yaşındaki Şair Özer Meral, 3 gün içinde 2 defa hastaneye kaldırıldı ama  zihinlerde yaşamıyla ilgili bir sürü sorular da bıraktı

Haber: Mehmet ATAK
Yorum ve Fotograf: Ali Akdemir

27 Mayıs’ta 77. doğum gününü kutlamaya hazırlanan Hamburglu şair Özer Meral, şu an, bu haftanın 3 günü içersinde ikinci defadır kaldırıldığı Wilhelmsburg’daki Gross-Sand hastanesinde yatıyor. Hem de yoğun bakım bölümünde.. Akraba ve yakınları haricinde odasına ziyaretçi de alınmıyor. Hatta çok sevdiği çiçekler bile sağlığı açısından kabul edilmiyor.

ŞANS KAPIYI KIRINCA

Yukarıdaki başlığı, Şair Özer Meral’in 1969 yılında kuruluşundan itibaren Vural Öger’le birlikte yıllarca emek verdiği Öger Türk Tur’un sponsorluğunda Küba’da çekilen ve Ferhan Şensoy, Asuman Dabak, Zeki Alasya, Rasim Öztekin gibi ünlü oyuncuların rol aldığı “Şans Kapıyı Kırınca” filmden adından esinlenerek seçtim. Nedeni ise, sanırım Şair Meral’in aşağıdaki hastane serüveni okununca ortaya çıkar.

Özer Meral Veddel semtinde bir evin 3. katında yalnız yaşıyor ama Müeddet Türkali adlı bir can yoldaşı var. Takma adı da Kelebek. İşte bu Kelebek Hanım, çocukları ve torunlarıyla Horner Rennbahn semtinde oturur, fakat  şairi gece gündüz arar, hatırını sorar, alışverişlerinde ona yardımcı olur, seyahatlerinde ona eşlik eder.

+Âzer 1HASTANEYE GİDEN YOLUN BAŞLANGICI

İşte bu Kelebek Hanım, 28 Mart Pazartesi günü saat 18.00 sıralarında beni arayarak, Şair’in telefonda konuşamadığını bildirdi. Durumu öğrenmek üzere Şair’e ben de telefon açtığımda, farkettim ki, eski bir tiyatro oyuncusu olarak süper bir konuşma kabiliyeti olan Özer Meral’in dili dolanıyor, kelimeleri telaffuz etmekte zorlanıyor, bazen ne dediği anlaşılamıyordu.

İlk intibam, Şair’in küçük çapta bir felç geçirmesi nedeniyle konuşmakta zorlandığı idi ve hemen hastaneye gitmesi gerekiyordu. Derhal giyinip, lüzumlu evraklarıyla birlikte aşağıya inmesi ve dış kapı önünde beklemesini, benim de oraya geleceğimi söyledim. Tabii ki durumu Kelebek hanıma da bildirdim ama o torunlarıyla meşgul olduğu sebebiyle gelemiyeceğini ifade etti..

O an Hauptbahnhof yakınındaydım. S-Bahn’la 5 dakikalık bu yola çıkmadan önce, Eczacılık tahsili yapmış olması sebebiyle tıbbi terimleri çok iyi bilen arkadaşımız Önder Gemicioğlu’na durumu anlatım ve acilen ambulans çağırmasını rica ettim.

Şair’in evi, Veddel S-Bahn durağı yakınındaydı. Oraya vardığımda Polis arabası, İtfaiye ve Sağlık Ambulansı hazır bekliyordu. Sağlık ekibi 3. katta Şair’in yanındaydı. Anlaşılan, Özer Meral daha aşağı inemeden ekip yıldırım hızıyla imdadına yetişmişti. İlk teşhisleri, dil tutulmasının vücuttaki şeker düşmesinden kaynaklandığı idi. Tetkikler için Wilhelmsburg’daki Gross-Sand hastanesine götürülen Şair, geceyi orada geçirmiş ve bazı tetkikler ve verilen ilaçlar sonucu normale döndüğünden, Salı sabahı erkenden bir taksi ile evinin yolunu tutmuştu.

Hastanede geceyi uykusuz geçiren Şair, hemen yatıp uyumak yerine,traş olduktan sonra Adenauerallee caddesindeki Myra Reisen’e vardığında, saat 10.00’u gösteriyordu. 15 yıldan bu yana her Salı gününü Myra Reisen’de geçirmeyi adet edinen Özer Meral, bu defa da uykusuz halde bu geleneğini bozmamıştı. Ama tabii ki yaşlı vücut bu yorgunluğu taşımakta epeyce zorlanmış ve eve dönüş, Kelebek’in de  yardımıyla çok zorlu bir şekilde olmuştu. Gece vakti telefonlaşmamızda, uzun telefon görüşmelerine son vermesi ve  güzel bir uyku çekerek dinlenmesi uyarısında bulundum.

+Âzer 4

ŞAİR’İN KAPISI KIRILIYOR, ŞAİR YERDE YATIYOR

30 Mart Çarşamba günü, sabah 8.30 sıralarında telefonum çaldı. Arayan Kelebek’ti. “Şair’e telefonla ulaşamıyorum, hep meşgul veriyor” dedi. Ben de aradığımda, telefon ahihezesinin tam olarak yerine oturmaması sebebiyle meşgul işareti verildiğini anladım. Tek çare, Şair’in bizzat telefon etmesini beklemekti.

Bu arada, Şair’in ev doktoru Süleyman Keser’in muayenenesinde olabileceği de ihtimaller arasındaydı. 2 ay kadar önce kan tahlili yaptıran Meral, tahlil sonuçlarını öğrenmek ve belki de aç karnına şeker testi yapmak üzere Altona’daki muayenehaneye gitmiş olabilirdi. Çünkü bir akşam önceki konuşmamızda bu konu gündeme gelmişti. Şair’in orada olup olmadığını telefonla sorduğumuzda, bu konuda bilgi verilmesinin yasak olduğu, ama bu işte insan hayatının söz konusu olması açısından, kendisinin oraya gelmediği cevabı verildi. Dr. Keser ve ekibine, görevlerindeki bu ciddiyetleri ve anlayışlarından dolayı teşekkür ediyoruz. Tabii ki teşekkürlerimiz başta Kelebek olmak üzere Önder Gemicioğlu, Ali Akdemir ve Avukat Nurettin Demir’e de !

Kelebek’le bir yandan ben bir yandan Şair’i telefonla aramalarımız tam 3 saat devam etti. Son aradığımda, telefon artık normal olarak çalıyordu ama Şair cevap vermiyordu. Anladım ki, Şair evindeydi ve  telefonu ahizesine yerleştirmişti ama zil sesini duyduğu halde telefona kalkamıyordu.

Hemen Kelebek’i arayıp, Şair’in evine gitmesini ve hem evin zilini uzun uzun çalmasını hem de komşuların ziline basarak binaya girmesini ve de Şair’in kapısına sert şekilde vurup seslenmesini söyledi. Yarım saat sonra Kelebek olay yerine varmış, gerekenleri yapmıştı ama bir cevap alamamıştı. Herşeye rağmen, polis gelinceye kadar orada beklemesini rica ettim.

Geriye tek çare kalmıştı. O da Polisin kapıyı kırarak içeri girmesi idi. Bu konuda da Rissen hastanesinde görevli Ali Akdemir arkadaşımız devreye girdi ve durumu polise bildirdi. Şair Özer Meral, Ali Akdemir’in geçmiş yıllarda başkanlığını yaptığı El Ele Engelliler Derneği’nin Onursal Başkanı idi. Şair’in avukat arkadaşı Nurettin Demir de durumdan haberder olur olmaz, apar topar olay mahalline gelerek ilgilenmişti. Avukat Demir, şair sürekli olarak bakım altında olmalıydı.

Polis ekibi, kendi metotlarıyla kapı kilidini kırarak Şair’in evine girdiğinde, düştüğü yerde hareketsiz bir şekilde yatan Özer Meral’le karşılaştı. Sonradan ifade ettiğine göre, Şair aniden dengesini kaybederek yere düşmüş, bütün çabasına rağmen bir daha kalkamamış ve bu yüzden de telefona bile uzanamamıştı.

Polisin çağırdığı ambulanstaki sağlık ekibi, ilk müdahalelerde bulunduktan sonra Şair’i yine aynı hastaneye nakletmişti. Kırılan kapının kilidi haliyle değiştirildi.

KARDEŞİ ÖZGÜR MERAL ALEL+ÂzerACELE HAMBURG’A GELDİ

Ankara’da yaşayan Şair’in kardeşi emekli bankacı Özgür Meral, Kelebek’ten aldığı haber üzerine Perşembe günü sabahı eşiyle birlikte ilk uçakla Hamburg’a ayak bastı ve hemen hastaneye giderek ağabeyini hasta yatağında ziyaret etti. Özgür Meral, şeker hastalığı sebebiyle böbrekleri yıpranan ağabeyinin her fırsatta yanına giderek, doktorlarla görüşüyor, bilgi alıyor. Şair abisinin muhtemelen 3 hafta hastanede kalıp, tüm muayenelerden geçmesi gerektiğini belirten Özgür Meral, artık 80 yaşına merdiven dayayan Özer Meral’in bundan sonra stressiz bir hayatla yaşamına devam etmesi gerektiğini ifade etti.

Bizler de Şair Özer Meral’in bundan sonra kapısının asla kırılmaması temennisiyle, kendisine acil şifalar ve uzun ömürler diliyoruz.

 

Ve..İŞTE ALİ AKDEMİR’DEN ÖZER MERAL YORUMU

“Yalnızlık paylaşılmaz” diyor. Özdemir Asaf ” Yalnızlık paylaşılsa yalnızlık olmaz”

Bu söz sadece şairin  dizelerinde  kulağa hoş geliyor. Ama gerçek yaşantıda ise yaşlı isen, hasta isen  gerçekten çok acı.  Bunun en somut örneği şair Özer Meral’in yaşadığı trajik günler.  İnsanın birileri tarafından aranıp sorulmaması zor bir durum. Bir dönemler çok renkli bir yaşantısı olan, çevresinde fırıl  fırıl dönen onlarca insan bulunan  şair Özer Meral, bugünlerde zor günler geçiriyor. Kendisini arayan soran bir kaç tane sevenini  saymasak, adeta kendi kaderine terkedilmiş durumda.

İnsan sevdalısı,  aşka aşık kişilik, kaybolan bir düşün suskunluğunda, yorgun yürek olan şair Özer Meral’in  bedeni artık onu taşımaz oldu.  O tüm rahatsızlığına, yaşadığı düş kırıklıklarına rağmen hayattan umudunu kesmeyen insan, bir tesadüf sonucu şu an yaşıyor. Eğer bir süre daha geç farkedılseydi  belki de  aramızda yaşıyor olamayacaktı…

” Güller arasindan aldılar bir sabah erken. Ben güllerle  geçinir gibi yıllarımı acılarla geçirdim. Yağmur gibi hüzünlerle yaşadım. Sevdiklerimi kaybettiğimde yüreğimi kan gülleriyle dağladım” der gibi hayata zaman zaman sitem eden Özer Meral şu günlerde zor anlar geçirıyor . Gün artık sevgili şair Özer Meral in yorgun yüreğini taşıma günüdür.  Ona sahip çıkma, yanlızlığını taşıma günüdür. Şair Özer Meral’in durumunda olan onlarca insanımız var. Gün gelecek hepimiz yaşlanacak, biz de belki ilgiye, yardıma muhtaç hale gelebilileceğiz. Hayatın bize ne getireceği, bizden ne götüreceği belli olmaz. Onun için yüreğimizde,  dayanışmayı, paylaşmayı koruyalım, yeşertelim.  Gün, yaşarken o güzel insanı  onure etme, ona sahip çıkma  ona hakettigi değeri  verme günüdür. Gecenin gülüşünde açan çiçekler gibi, ben Özer Meral’i yaşadığı son dönemlerinde mutlu görmek istiyorum.

Ey güzel insan! Unutma yalnız değilsin! Senin yorgun yüreğinle beraber çarpan, arkadaşların, Dostların ve Sevenlerin var…

” Yüreğim sende rehin kalsın ” sevgili Özer Abim…

 

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

- Advertisement -spot_img

İNSTAGRAM

SON HABERLER