1992 yılında Dağlık Karabağ bölgesinde Hocalı şehrinde katledilen Azerbaycan vatandaşları anıldı. Anma törenine tarihçi Prof.Dr. Yusuf Halaçoğlu konuşmacı olarak katıldı.
SALİH KARTAL/ELBE EXPRESS
Foto:Salih Kartal
Hocalı katliamının yıl dönümü nedeniyle Hamburg’da bir anma programı düzenledi. Altona semtindeki gerçekleşen toplantı Hamburg Sivasspor ve Sivasspor Taraftarları Derneği Başkanı Ruhi Özer ile Avrupa Ülkücüleri İstişare Heyeti Genel Başkanı Mehmet Emin Kaya ev sahipliğiyle gerçekleşti.
Hamburg Konsolosu Bilal Çamlık, TGH Başkanı Mesut Sipahi, Hamburg İyi Parti gönüllüleri platformundan Yaşar Gümüştaş, Seçuk Han, Ekrem Taşdemir, Nuh Yıldırım, İsa Karakütük, TÜRGEM Başkanı Remzi Uysal, emekli Başkonsolos Ülkü Başsoy’un aralarında olduğu çok sayıda vatandaş katılım gösterdi. SSTD Başkanı Ruhi Özer ve AÜİH Genel Başkanı Mehmet Emin Kaya’ nın kısa bir selamlama konuşmasının ardından şehitler için saygı duruşu ve İstiklal Marşı hep bir ağızdan konuştu.
Hocalı Katliamı hakkında konuşan Hamburg Konsolosu Bilal Çamlık “ Ermeni Cumhuriyeti birliklerinin 26 Şubat 1992 yılında Dağlık Karabağ bölgesinde, Hocalı şehrinde 106 Kadın, 63 Çocuk, 70 yaşlı olmak üzere toplam 613 Azerbaycan vatandaşı katledilmiştir. Türkiye olarak Azerbaycanlı kardeşlerimizin Hocalı’da karşı karşıya kaldıkları hunharca saldırı kalbimizin derinliklerinde hissediyor bu acıları paylaşıyor ve bunları yapanları kınıyoruz. Merhumlara Allah’tan rahmet diliyoruz” dedi.
Yusuf Halaçoğlu: “Yapılan sahtekarlıkları belgeleyen onbinlerce belge var! ”
Günün anlamı ve önemi üzerine konuşmacı olarak davet edilen Türk Tarih Kurumu eski Başkanı ve İyi Parti Kayseri Milletvekili Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu yaklaşık iki saatlik konuşmasında tarihte ve günümüzdeki Ermenileri anlattı. Halaçoğlu özet olarak şöyle konuştu:
” Bazı konular vardır milli meselelerdir. Bunları her hangi bir şekilde siyasetle veya başka bir özel konu olarak değerlendirmemiz ve onlarla bağdaştırmamız doğru olmaz. Bunlardan bir tanesi de Hocalı katliamı dönemidir. Ermenistan’daki Ermenilerin yaşlı, çocuk, kadın demeden masum silahsız insanları 25 ile 26 Şubat gecesinde yapmış oldukları bu katliam dünyanın gözü önünde cereyan etmiştir. Bütün bunlar Amerikalıların, Fransızların, İngilizlerin, Rusların gözleri önünde olmuş ve bir çoğu kamera kayıtları ile tespit edilmiştir. Savaştan kaçıp kurtulmaya çalışan 613 kişi görünüyor, Hocalı da katliama uğramış toplam öldürülenler 1300 kişi. Bunlar tamamen silahsız sivil insanlardan oluşan masum, mücadele etmeyip savaş alanından kaçmaya çalışan insanlara karşı yapıldığı için hukuk tabiri olarak da”Soykırım” olarak adlandırılır. Çünkü bu konuda çok uzun çalışmalar yaptık.Tarih Kurumunda ben Başkan olmadan önce devlet arşivleri Genel Müdürlüğü yaptım. Osmanlı arşivinde Ermeniler ile ilgili çok önemli belgelerin olduğu fonlar vardı. Tehcir dahil binlerce belge vardı. Almanca başta olmak üzere bunlarla ilgili bir çok dile çevrilmiş kitaplar yazdım.Çalışmalar sırasında bir çok toplu mezar kazdım. Örneğin Iğdır Tuzluca ilçesine bağlı Gedikli köyünde, Kars’ın Derecik Köyünde 496 insan toplu mezardaydı. Annelerin kucağında küçük bebekler, kundağının içinde insanlarla karşılaştık. ZDF Televizyonu o taihlerde oradaydı. Hatta bana dediler ki;Bunları sizin koymadığınızı nerden bilelim? Diye sormuşlardı. O zaman 2003 yılı idi, Ermenilere ait bir toplu mezar gösterin hepinizin huzurunda açacağım dedim, şimdiye kadar bir tane bile gösteremediler. Çünkü yok! Yapılan sahtekarlıkları belgeleyen onbinlerce belge var. 1914 Mayıs ayıyla 1922 Yılları arasında Ermeni çetelerinin katlettiği anadolu da Müslüman türklerin sayısı 518301 kişidir. Bunu kimse görmüyor. Parlamentolarında “Soykırım” kabul ediliyor. Parlamentolar bu soykırımı kabul ederken, çıkardıkları Uluslararası Hukuk ve İnsanhakları Hukukunu neden gözardı ediyorlar? Orada 11. Madde diyorki “Hiç kimse savunma hakkı tanınmadan yargılanamaz, yargılanmadan mahkum edilemez” Parlamentolar soykırımı tanırken savunma hakkı tanıyor mu? Bunu yapmadan nasıl mahkum ediyor? Hemde dünyanın en ağır suçuyla mahkum ediyor. Bir mahkeme kararı yok, o zaman mahkemeye verin bizleri, mahkemeye çıkarın biz de sunalım kimin ne yaptığını ermenileri kimin kullandığını anlatalım.
Bizim eksiğimiz ne? Bizim türk milletinin bir zaafiyeti var. Çok çabuk unutan bir milletiz. Hocalı’nın o dönemde ki hassasiyetini bugün ne kadar hissediyoruz? Aslında Ermeniler olmayan bir şeyi sürekli gündeme getirerek bundan rant elde ederek bu işi yapıyorlar ve bu işin içinde olan devletler de bunların yanında yer alıyorlar.
Bakın Suriye’ye müslümanlar birbirini öldürüyor. Cehaletten başka bir şey değil bu. Dolayısı ile birileri de silah satarak ekonomisini düzeltiyor. Bütün mesele, cehaletten kaynaklanan bir yapımız var. Müslümanız diyoruz Kuran – ı Kerim okuyunca sevap kazanacağımızı sanıyoruz. Oysa okuyup anlayıp ona göre amel etmemiz için gönderildi. Bunu ülkemiz de milletimize anlatabilirsek o zaman bütün bunlardan kurtuluruz.”
Programın sonunda izleyicilerin sorularını cevaplandıran Halaçoğlu sevenleri ile birlikte fotoğraf çektirdi.