Hamburglu yazar Esma Arslan üçüncü kitabı “Sana Düşlerimden Bahsedeceğim”i basına tanıttı.
Salih Kartal / ELBE EXPRESS
“Yarım Kalan Aşk, “Resmime Dokunan Çığlık” kitaplarından sonra Hamburglu yazar Esma Arslan “Sana Düşlerimden Bahsedeceğim” isimli kitabını tanıttı.
Hammerbrook semtindeki Mickley’s Restaurant’ta basın mensuplarıyla buluşan Arslan, yeni kitabı hakkında bilgi verdi.
İşte Esma Arslan’ın konuşması:
“Yarım Kalan Aşk ile başlayan yazarlığım yine yeni bir öykü kitabı olan Sana Düşlerimden Bahsedeceğim ile devam ediyor. Yazarlık bana sayısız zenginlik kattı. Örneğin okuma, yazma konularında. Hayata bakış açımın değişmesi, ufkumun genişlemesi konularında. Yine insana, hayvana, doğaya yaklaşımım değişti. Hayatın değeri, yaşanılan anın anlamı, içinde bulunulan saniyelerin kıymeti sonra insanı değerlendirmek bambaşka yüzlere, anlamlara büründü. Yazmadığım zaman hayat sanki bomboş. İnsanın yazarlık serüveni çoğu zaman kendisi istediği ve kendisinin planladığı gibi gitmeyebiliyor. Ama bir defa yazının içerisine girdiğim zaman o beni kendiliğinden alıp bilmem nerelere götürüyor.
Yazmakta ana amaç aslında genel olarak topluma bir şeyler verebilmektir. Yani 7´den 70´e bir şeyler sunmaktır. Açık veya gizli mesajlar vermektir. Önerilerde bulunmak, düzeltmek, geliştirmek, değiştirmektir. Ben de bu yöntemi kullanıyorum. Yazmanın zenginliği de burada kendisini gösteriyor. Herkeste böyle mi oluyor bilmiyorum ama ben yazdıkça zenginleştiğime inanıyorum hatta eminim. Elim kalem tuttuğu sürece de yazmayı düşünüyorum ve yazacağımda. Yazının hayatımı başlı başına değiştirdiğini söyleyebilirim. Yer yer bende kendime soruyorum, yazmadan önceki evrem nasıldı diye. Önceden mi daha mutluydum, şimdi mi? Yazmak mutluluğun bir diğer tanımı diyebiliriz. İnsanı ne denli geliştirdiğini en iyi yazanlar, bilebilir. Yazmak insanı hafifletiyor, mutlu ve kendisiyle barışık yapıyor. Ve hatta hayatinin önemli bir parçası oluveriyor, farkına varmadan.
İnsanlar sıkça soruyorlar, onca işin gücün, sosyal aktivitenin arasında yazmaya nereden zaman buluyorum diye. İnsan sevdiği uğraşılar için her zaman uygun vakti bulur. Evde kös kös oturup onun bunun dedikodusunu yapacağıma, değerli vaktimi gereksiz dizilerle harcayacağıma veya sosyal medyada gerektiğinden fazla zaman harcayacağıma uygun zamanı bulup buluşturuyorum. Bu da benim yeteneğim, becerim olsun.
Bu öykü kitabımda ele alınan konular daha çok tatilde, seyahatlerimde elde ettiğim malzemelerle farklı konulara değindim. Memleketteki olup bitenlere değindim. Bunlardan esinlenerek farklı öyküleri işledim. Gezi olayları, Ankara´daki terörist saldırısı sonucu gerçekleşen patlama gibi. İnsan yazarken kendisine sansür uygulamamalı. İçinden geldiği gibi yazmalı. Ne yasak tanımalı ne de sınır. Ama bunu başkalarını yaralamak için değil de daha çok yaraların sarılması, iyileştirilmesi için yapmalı. Bir anlamda yazarların doktorluk gibi, terapi gibi hastalıkları iyileştirici yanları olduğunu da görmek gerekir.
Bu öykü kitabımda kendimi yer yer ön plana çıkarttım. Bu bilinçli olarak yapılan bir şey. Bazı yazarlar kendilerini yakalatıyorlar, tutuklatıyorlar, gözaltına aldıran bile var meşhur olmak için. Bende biraz bence takılan bir yazar olarak farklı ve değişik bir şeyler yapmak isteyip kendimi anlattım, daha çok ön plana çıkarttım. Okurlarım beni, yazar Esma’yı tanısınlar istedim.”
Basın mensuplarının sorularıyla devam eden toplantı ikram edilen kahvaltı ile son buldu.
