ORHAN VELİ CANSEVER/ÖZEL RÖPORTAJ
Bugünkü sohbete depremle başladık, suyla devam ettik ve mermercilikle sonlandırdık. Karşımızda iki üniversite bitirmiş genç bir mühendis var. Böyle “okumuş” çocuklar olursa gelecekten korkmamak lazım; öyle güzel şeyler anlattı ki biraz ufkumuz genişledi.
Bir sözle başladı sohbet: “Bir ülke eğitime destekle aydınlanır, bilim adamı ve teknoloji ile gelişir; madencilikle de zenginleşir… Biz madenlerimizi düzgün şekilde değerlendiremediğimiz için zengin ülke değiliz…” Güzel söze ne denir? Başka bir taştan söz etti. “İsrail bizden bazalt taşı alıp işliyor ve asfalt halinde yollara döküyor; hem mükemmel bir görüntü hem de 100 yıl dayanan bir yol…” Mühendis arkadaşım daha ne desin ki? 3 yılda çöken yolları görüyoruz… Elin İsraillisi senden taşı alsın, yoluna bazaltlı döksün… Sen burada, “Benim yolum 3 ay sonra neden çöktü?” diye hayıflan…
Torbalı’dan başlayalım… Deprem bölgesi Torbalı…
Türkiye’de iki temel fay var… Kuzey Anadolu fay hattı ve Doğu Anadolu fay hattı… Bunun yanında da bunları tetikleyen irili ufaklı fay hatları var. Torbalı’da tam bu bölgede.
Mantıksal yönden düşünürsek; Torbalı’daki fay hattı büyük değil…
Böyle bir fay hattı çok büyük bir depremi tetiklemez.
En fazla büyüklük ne olur?
En fazla 4 şiddetinde olur… Ama 1928 yılındaki depremde 6,5 olduğu görüldü… Bu maksimum büyüklüğünde… O da şu ana kadar burada meydana gelen en büyük depremlerden biri…
Ege’de sürekli bir hareketlilik var… Bu neyin göstergesi?
Buradaki fayların sürekli aktif olduğunu gösteriyor… Ege Denizi ve Marmara Bölgesi’nin sürekli aktif halde ve diri olduğunu görüyoruz.
Başka bir konuyla ilintilemek istiyorum… Buradaki jeotermal durum ne anlatıyor?
Örneğin Çamlıca Köyü var… Araştırması henüz tamamlanmamış ama 50 metreden sonra sıcak suların varlığı tespit ediliyor… Orada yapılan sondajlar bunu gösteriyor.
Orada sondaj yaptın mı?
Evet, sondaj yaptım ve ruhsatını çıkardım… Devlet Su İşleri orada jeotermal olduğunu söylüyor… Bir de Maden Teknik Arama Enstitüsü…
Devlet Su İşleri’nin adamı mısın?
Teknik sorumlusuyum… Sahayı kontrol eden mühendislerinden biriyim… Devletten para almıyoruz ama yaptığımız bütün işleri Devlet Su İşleri onaylıyor…
Hangi bölgeler senin sorumluluğun altında?
İzmir’in bütün ilçeleri ve Uşak ile Manisa…
Jeotermal depremin bir kanıtı mıdır?
Jeotermal fayların aktif olduğunu gösterir. Aktif fayların olduğu yerde sıcak su kaynakları olur… Gaz çıkışları olur… Torbalı’nın aktif durumda olduğunu göstermektedir. Detaylı bir araştırma yapıldığı zaman jeotermal Torbalı’nın kaderini değiştirecek bir buluştur… Kışın seracılık sistemi olsun evlerde ısınma sistemi olsun burada çıkacak olan sıcak buhar Torbalı’nın kaderini değiştirecektir…
Ya turizm?
Bir yerden turizm; diğer yandan tarım…
Sadece sıcak su mu?
Sadece sıcak su değil; bununla beraber çıkacak sıcak gaz… Elektrik üretimi sağlar… Sıcak buhar seralara verildiği zaman burada çok güzel sebze ve meyvelerin yetişmesine imkân tanır…
Bu merkezi sistemle evlerde ısınma aracı olarak kullanamazlar mı?
Kullanabilirler tabii… Evlerin ısınmasında da kullanabilirler…
Başka şehirlerde kullanıldığını duydum…
Aydın’da da; Denizli’de de… Bu bölgede kullanılıyor… Henüz detaylı araştırmalar yok…
Araştıracak mısınız?
Elbette… Şu anda Yozgat, Çorum ve Ankara Polatlı’da jeotermal araştırma sorumluluğunu yapıyorum… Teknik sorumluluğunu yapıyorum… Aylık mühendislik ücreti alıyorum ama teknik açıdan henüz hazır değil…
Ya sondajla ne ilgin var?
Sondajların ruhsatlarını jeoloji mühendisleri tespit eder… 167 sayılı Yer altı Suları Kanunu…
Sen olmazsan tarla sahibi kendi başına suyunu çıkaramaz mı?
Çıkaramaz…
Benim tarlam kardeşim; size ne?
Sizin tarla da… Yerin altı tamamen devletin…
Kaçak sondaja ceza neden bu kadar fazla?
Ceza fazla değil… Ceza kaçak açıldığından dolayı… Tarlası olan vatandaş başvurduğu zaman ceza yok… Normal prosedür işliyor…
Ama 15 bin lira cezadan bahsediyorsun…
Kaçak açtığında ve ruhsat çıkarmamakta direndiğinde bu ceza var…
Tarlam var; sana geldim ve su istiyorum… Maliyeti nedir?
10 dönüm tarlanız var… 10 ile 12 bin liraya mal olur ama su olduğunda tarlanın değeri iki kat artıyor… Susuz tarlanın değeri yok… Su olduğunda 3 kez verim alıyorsun tarladan…
Ziraat mühendisi değilsin ama su ile iş yapıyorsun… Bu ova neden bu kadar bereketli?
Menderes ve Gediz’in getirdiği alüvyon birimlerin hepsi burada toplanmış… Toprağın verimli olan kısmını aşındıra aşındıra buraya getirmiş… Ama insanların bu verimliliği de düzgün kullanması gerekiyor… Yanlış sulama ve yanlış tarımdan dolayı verimlilik düşüyor… Vahşi sulama da var tabi… Vahşi sulama tarlayı tuzlandırıyor ve bereketi düşürüyor.
Senin önerin ne?
Mutlaka damla sulama olmalı…
Kaç metre derinliğe kadar tarla benim?
Sadece sığ kuyu yapabilirsiniz…
Artezyen açabilir miyim?
Hayır açamazsınız… Yer altı suları tamamıyla devletin kontrolü altındadır… Böyle de olmak zorunda… Çünkü amaç vahşi kullanımını önlemek…
Kaç metreden su çıkıyor bu bölgede? Benim duyumlarıma göre son zamanlarda 150 metre olmuş…
Torbalı’da ortalama derinlik 100 metrelerde… Ancak bu şekilde su alabiliyoruz… Sağlıklı olarak… Kullanılabilir bir su… Evlerde kullanılabilir… Yaptığımız analizler var… Aldığımız her kuyuda analiz yapıyoruz… Suların laboratuvarlarda analizini yaptırıyoruz… İçme suyu olup olmadıklarını araştırıyoruz… Ama bir gerçek var; Torbalı’nın suyu tuzlanıyor…
Neden tuzlanıyor? Denizle bağlantı mı var?
Tabii… Ahmetli ile ilgili bir sıkıntı var… Çok fazla kullanılmasından dolayı su seviyesi azalıyor… Yer altındaki çatlaklardan dolayı sızıntı var…
Ama deniz 50 kilometre uzaklık var…
Denizin basıncı var…
Suyu kullanamayacak mıyız?
Böyle giderse verim daha da düşecek… Önceki verimi alamıyoruz… İlk önce Ahmetli Köyü’nde başladı… İlk tuzlanma orada başladı… Aynı şekilde Sağlık Köyü…
Ama sen kötü bir şeyden bahsediyorsun…
Evet, çok kötü bir şeyden bahsediyorum…
Bir sürü inşaat yapılıyor… Evler yapılıyor… İnşaat su harcaması demek…
O anlamda değil… Örneğin bir Koç firması günde 12 bin ton su kullanıyor ve yılda 1 milyon suya tekabül ediyor… Torbalı’nın bütün gün kullandığı su ne ki? Bu sulardan bahsetmiyoruz ve suların kontrol altına alınması gerekiyor…
Kim alacak kontrol altına?
Devlet Su İşleri… Zaten sayaç takılması da bu yüzden geldi… Yasa çıktı ama o yasa da iki yıl ertelendi… Aslında ertelenmemesi gerekiyordu… Devlet bunu biliyor… Sadece burası için yapmadı… Bütün Türkiye için yaptı… Yer altı suları için yapıldı bu…
Musluktan akan suyu neden içemiyoruz?
Akan su sağlıksız… Su arıtılmıyor… Kaynatmak gerekiyor… Su içinde bir sürü bakteri var… Kaynatırsak ancak o zaman öldürürüz… Analizi yaptırdığımızda bir sürü madde çıkıyor… Arıtma sistemi koymak gerekiyor…
Zaten zamanında buralar denizmiş… Efes liman şehri imiş…
Ama binlerce yıl önce… Burada büyük okyanusun atası olan Tetis Okyanusu varmış… Bizim olduğumuz yerde bu okyanus varmış… O kapandı… Örneğin Diyarbakır’a bakıyoruz; orada deniz var mı? Yok… Ama fosilleri incelediğimizde denizin kalıntılarını görüyoruz… Burası da aynı şekilde… Okyanusun altında kalan yerler…
Mermer neden var burada?
Meta formik olması nedeniyle… Burası ayrı birim… Menderes, Akdeniz ve Ege… Kayaç birimleri bazen 30 bazen de 100 metreden başlıyor… Bu birimin içinde mermer yer alıyor… Buranın mermeri farklı… Burada bej mermer var… Marmara’dan farklı… Yaşları da farklı… Marmara’dakinin yaşı 50 milyon yaşında buradaki 7-8 milyon yaşında… Buradaki sonradan oluşmuş… Kalite anlamında Marmara daha çatlaklı ama bizim buradakilerin çok fazla çatlağı yok…
Hangisi daha kolay işlenir?
Her ikisi de teknolojik açıdan işlenir… Bunlar o kadar sert taşlar değil… Sertliği en fazla 5… Sertliği en fazla olan bazaltlardır ve onlar işlenmeye başlandı… Ticari boyutuyla bakıldığı zaman 5 daha çok tutuluyor…
Mermer konusunda çok mu zenginiz?
Muazzam paralar dönüyor… Çok zenginiz mermer konusunda… Dünya rezervlerinin yüzde 80-90 oranı bizde…
Ama daha evvel İtalyanlar bizden alıp işleyip tüm dünyaya satıyordu…
Hala öyle; dünyada bir numara adamlar… Onlar çok güzel işliyor… Biz daha yeni yeni işlemeye başladık mermeri… İşlenmemiş 1 liraya satarken işledikten sonra 4 liraya satarsınız… Biz ham olarak satıyoruz mermeri… Ham sattığımızdan dolayı para da kazanamıyoruz; istihdam da yaratamıyoruz… Daha da kötüsü sahalarımızı yabancıya satıyoruz… En kötüsü bu…
Kafamız mı çalışmıyor?
Kafamız mı çalışmıyor değil… Yatırımcıya destek vermiyoruz… Üniversiteden beri çok büyük sektör olduğunu gördüğüm için mermerle uğraşıyorum… Ama Urfa’da bizim geleceğimiz bazalt taşı… İsrail bunun ham maddesini alıp arta kalan taşı asfaltta kullanıyor ve yolları 100 yıl ya da 200 yıl sağlam kalıyor… Bizim asfaltlar gibi her yıl dökülmüyor… İsrail bunu özel olarak kullanıyor… Urfa Karaca Dağ’dan çıkar bu… İsrail bu taşı alıp işliyor ve çok akıllı… Sistemli şekilde yapıyor… İsrail mezarını bile bu taştan yapıyor… Geleceğin taşı bazalttır… Binlerce yıl bozulmaz…
Yakup Şimşek kimdir?
1985 yılında Şanlıurfa’nın güzel ilçesi Siverek’te doğdu. Fatih İlkokulu’nu bitirdikten sonra sırasıyla Cengiz Topel Ortaokulu ve Torbalı Lisesi’nden (Atatürk Anadolu Lisesi) başarılı eğitim hayatından sonra mezun oldu. Akdeniz Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği bölümünden 2010 yılında diploma aldı ama eğitimine ara vermedi Anadolu Üniversitesi İktisat Fakültesi İktisat Bölümü’nden de diploma aldı. Uzmanlık alanı mermer ve doğal taşların ocaktan çıkarılıp işlenmesini sağlamak. İlk çalıştığı şirket Türkiye’nin en büyük ihracat yapan ve en prestijli firmalarından biriydi… Birçok deneyimli mühendisin giremediği o firmaya şantiye şefi olarak girdi. Daha sonra mermercilik işini çok sevdi ve Mezopotamya Mühendislik-Madencilik Limited Şirketi’ni kurdu. Halen de su sondajı, su sondaj ruhsatları, zemin etütleri ve mühendislik hizmetleri veriyor. Ruhsat alma konusunda vatandaşın yanında; her işini kendi gördüğünden çiftçiye iş bırakmıyor ve bizzat işi İzmir’de takip ederek çarçabuk ruhsatın alınmasını sağlıyor.