Partisinin haftalık grup toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulunan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, göç sorununa ilişkin “Düzensiz göç, adı konmamış bir istiladır” açıklamasında bulundu. Bahçeli, “Bayramda ülkelerine giden Suriyelilerin gelmesine gerek yok” ifadelerini kullandı.
ELBE EXPRESS/ Haber merkezi
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin haftalık olağan grup toplantısında gündeme dair açıklamalarda bulundu. Son dönemde siyasetin gündemindeki göç sorununa ilişkin konuşan Bahçeli, “Bayramda ülkelerine giden Suriyelilerin gelmesine gerek yok” ifadelerini kullandı.
“Düzensiz göç, adı konmamış bir istiladır” diyen Bahçeli şöyle konuştu:
“Bize göre Türkiye’nin bekası sınır aşan düzensiz göçlerin akıbetiyle yakından ve ters orantıyla bağlantılıdır. Bu sorunun el birliğiyle, hepsinden önemlisi akılcı, adilhane, insani stratejilerle köklü bir şekilde çözmek milli bir sorumluluk olarak değerlendirilmelidir.”
MHP lideri, “Türkiye’de geçici koruma statüsünde bulunuyorken, asayiş ve toplumsal huzuru kimler bozuyorsa, derhal gözünün yaşına bakılmadan sınır dışı edilmeli” düşüncesini dile getirdi.
Bahçeli, “Biz düzenli göç ve sığınmacı konusundu duygusallıktan arınarak, gerçekçi temele oturtmakla ortak iradeyle Türk milletinin gündeminden kademeli bir şekilde çıkarmakla mesulüz, muktediriz” ifadelerini kullandı.
ERDOĞAN’DAN FARKLI AÇIKLAMALAR GELMİŞTİ
AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan, sığınmacılarla ilgili bir ay önce yaptığı açıklamada “Muhalefet, seçimi kazanırsak Suriyelileri göndereceğiz diyor. Biz göndermeyeceğiz. Ensarın ne olduğunu biliyoruz” demişti.
Önceki gün büyükelçilere verdiği iftar yemeğinde ise “Suriyeli kardeşlerimizin gönüllü ve onurlu geri dönüşleri için elimizden gelen gayreti gösteriyoruz” ifadesini kullanmıştı.
MUHALEFETİ DE HEDEF ALDI
Grup toplantısında 6’lı masa üzerinden muhalefeti de hedef alan Bahçeli, “Çuvallamaları kaçınılmaz bir siyaset gerçeği olacaktır. 2 farklı noktayı bir doğru birleştirir. Zillet İttifakı köşeye sıkıştı, her biri kendi derdine düştü. 7 partinin yalnızca güçlendirilmiş parlamenter sistemi geçişi için bir araya geldikleri anlaşılmaktadır” diye konuştu.
‘ENFLASYON HER ÜLKENİN ORTAK SANCISI’
Öte yandan konuşmasında ekonomiye de değinen MHP lideri, enflasyonu ‘canavara’ benzeterek, “Ülkemize güvenerek, enflasyon canavarının başının ezileceği günleri de çok yakında görmemiz mümkün olacaktır” dedi.
Bahçeli, ‘küresel enflasyon her ülkenin ortak sancısı’ olduğunu öne sürdü.
MHP Genel Başkanı Bahçeli’nin konuşmasından öne çıkan başlıklar şu şekilde:
“Açlıktan bir deri bir kemik kalmış bir kız çocuğu barındığı kampına giderken takatsizlikten yere yığılmış, onu takip eden bir akbabada hemen arkasından ölüm anını beklemeye koyulmuştu. Muhtemelen her insanın hayatında gördüğü bu hazin fotoğraf çekilirken Birleşmiş Milletler Yardım Heyeti yaklaşık 1 km mesafede bulunuyordu. Fotoğrafı çeken şahıs, müdahalede bulunamamış, işini bitirdikten sonra olayın geçtiği muhitten ayrılmıştı.
Hayatı pamuk ipliğine bağlı o kızı gören Türk evladı, akbabanın başını ezer ya da kovalar, sonrada bu çocuğu aldığı gibi yedirir, giydirir, yardım severliğini gösterirdi. İç savaşlar, terör saldırıları, etnik rekabetler, sömürge oyunları, sipariş kutuplaşmalar, sertlik dozajı yüksek mücadeleler yüz milyonlarca insanın mahvına hizmet etmektedir.
Dünya nüfusunun beşte birinin kazancı küresel gelirin yalnızca yüzde 2’si seviyesindedir. Buna karşılık en zengin yüzde 20’nin kazancı küresel gelirin yüzde 75’ine denk gelmektedir. Sürekli büyümenin sonlu bir gezenin ekolojik limitlerine çarpmadan nasıl ve ne zamana kadar devam edebileceği ciddi bir şekilde sorgulanmaya başlanmıştır.”
1972 yılında Roma kulübünün hazırladığı rapor batı için değil Türk ve İslam coğrafyalarına pranga vurulması için kaleme alınmıştı. Parisli, Berlinli, Londralı söz konusu olunca ekonomik insanın doyum noktası imal eden küresel doymaz, sırayı Türk ve Müslüman alınca azalan marjinal fayda teorisini barikat olarak karşımıza dikmişlerdi.”
İSRAİL’E KINAMA
“İsrail güvenlik güçlerinin her Ramazan’da olduğu gibi Filistinli kardeşlerimize orantısız güç kullanmasını, Mescid-i Aksa’ya saldırmasını kınıyorum. Mescid-i Aksa’nın statüsüne saldırmak ateşle oynamaktır. Sadece bölgesel değil küresel bir felakete çağrıdır. Hayatını kaybeden Filistinli masumlara Allah’tan rahmet yaralılara da acil şifalar diliyorum.”
“NE KADAR PAYLAŞIRSAK, O KADAR TOK OLURUZ”
“Adaletsizliğin hüküm sürdüğü küresel siyaset ve ekonomik tablonun yegane tablosu bize göre malumdur. Dünyada 4 kişiden birisi günde 3 dolardan az paraya yaşamaya mahkumdur. 10 kişiden birisi temiz içme suyuna ulaşmaktan mahrumdur. Bu sarsıcı verilerin daha da derinleşip yoğunluk kazandığı üzücü bir gerçek olarak karşımızdadır. Korkunç adaletsizlikleri, can çekişen insani değer ve birikimi ele almak iman sahibi herkesin hassasiyeti olmalıdır. Su bulunamayan, ekmek alamayan insanların yürek burkan dramları kimsenin yüzünü dönemeyeceği bir skandalın teşhiridir. İnsan olmanın feraseti gariplere, muhtaçlara, çaresiz ve ümitsizlik içinde çırpınanlara uzatılacak ellerde gizlidir. Ne kadar paylaşırsak o kadar tok oluruz.
Bizim vicdan medeniyetimiz, gönül memleketimiz hiç kimsenin deri rengine, etnik kökenine, dilinin kaynağına, millet ve milletinin kaynağına bakmamış, böylesi bir ayrımı da mesele yapmamıştır.”
‘ENFLASYON HER ÜLKENİN SANCISI’
“Küresel enflasyon her ülkenin ortak sancısıdır. Bu sorunun hangi damardan patlayarak ortaya çıktığı bellidir. Fiyat artışları, ekonomik sıkıntılar, hayat pahalılığındaki konjonktürel sıçrayışlar, salgın ve Ukrayna kriziyle karmaşıklaşan bir vakadır.
Ülkemize güvenerek, enflasyon canavarının başının ezileceği günleri de çok yakında görmemiz mümkün olacaktır.”
“İnancımızın gücüyle, dayanışma ve yardımlaşmanın bereketi ile içine giren dar geçitlerden çıkılacak ferah ve selamet dolu günlere inşallah ulaşılacaktır. Türkiye’yi taşa tutmaya çabalayan karanlık muhalefet anlayışının kaybetmesi mukadderdir. İman ışığı olmadan gözün görmeyeceğinin farkındayız. Bu mübarek günlerde Rabbimden niyazım kötülere fırsat vermemesidir. Sorunları inanç ve irade birliğiyle aşacağız.”
‘SIĞINMACI’ SORUNU
“Mültecilerin, göçmenlerin ve sığınmacıların trajedileri bir diğer vahim konudur. Ülkelerindeki savaş, açlık, hastalık ve istikrarsızlıktan dolayı yerinden kopup Akdeniz ülkelerinden Avrupa’ya geçmeye çalışan binlerce göçmen medeni dünyanın gözü önünde balıklara yem olmaktadır. Sahillere vuran cansız bedenler, biçare insanlar elbette hepimizin yürek sızısıdır.
Ülkelerindeki savaş, açlık, hastalık ve istikrarsızlıktan dolayı yerinden yurdundan kopup Avrupa’ya geçmeye çalışan binlerce geçmen boğularak balıklara yem olmaktadır. Bazı düşünürlere göre yaşadığımız çağ merhamet çağı olarak tefrik edilmişse de görünen gösterilmek istenenden çok farklıdır. Evinden barkından kopup başka coğrafyalarda gelecek arayan göçmen sayısı 300 milyona yaklaşmıştır. Beşeriyet çok ciddi bir sorunla yüz yüze kalmıştır. bize göre Türkiye’nin bekası sınır aşan düzensiz göçlerin akıbetiyle yakından ve ters orantıyla bağlantılıdır. Bu sorunun el birliğiyle, hepsinden önemlisi akılcı, adilhane, insani stratejilerle köklü bir şekilde çözmek milli bir sorumluluk olarak değerlendirilmelidir. Bu tavır asil bir tavırdır.”
“GERİ GELMELERİNE GEREK YOK”
“Tarihi, kültürel ve inanç temelinde sığınmacıların geçici koruma statüsüyle buyur edilip güvence altına alınması insani bir muameledir. Türk milleti her zaman mazlumların yanındadır. Türk demek mazluma sığınak, zalime hezimet, hakka teslimiyet, halka riayet demektir. Türk olmak haksızlığa direnen cesaret demektir. Türkiye medeniliği ile övünen tüm ülkelere ibret ve insaf dersi vermiştir. Ekmeğimizin azlığına çokluğuna bakılmadan soframız açılmıştır. Türk milleti medeniyetler ve millet gökyüzünde şan almıştır. Çekemeyen kendi işine baksın. Tarihi mirasımız hangi istikameti gösteriyorsa oraya doğru yol alırız. Dün, bugün ve gelecek mizanında stratejik akılla analiz etmek, tedbir geliştirmek zorundayız.
Düzensiz göç, adı konmamış bir istiladır.
Bayramda ülkelerine giden Suriyelilerin gelmesine gerek yok.”
BAĞCILAR’DAKİ GERGİNLİK
“Suriyeli sığınmacıları bahane eden bazı provokatörlerin devrede olduğu net olarak görülmektedir. En küçük bir anlaşmazlığın büyütülmesi hedeflenmektedir. Oyun, sinsidir, tehlike kol gezmektedir. Hepinizin bilhassa dikkatini çekiyorum; cepheleşmelerin açtığı öfke çukurları feci sonuçlara kapı aralayacaklardır. İstanbul Bağcılar’da bir densizin, bir serserinin sokak ortasında sandalye koyarak oturması dahi gerginliği tırmandırmış, günlerce ülke gündemini meşgul etmiştir. Türkiye’de geçici koruma statüsünde bulunuyorken huzuru kimler bozuyorsa derhal, gözünün yaşına bakılmadan sınır dışı edilmelidir.
Türkiye onun bunun oyuncağı olamayacaktır. Bugüne kadar hükümet bu konuda tavizsiz bir duruş sergilemiş, tedbirleri almıştır. Yalın gerçek budur, altını çözerek söylemek isterim kim MHP göçler konusunda en hazırlıklı partidir. Bizi eleştiren kim varsa ya cahil ya da gelişmeleri takip özrü çeken zavallılardır.”
“Yakalananlar derhal ülkelerine gönderilmelidir. Suriyeli sığınmacıların ülkelerinden kopuşlarını sağlayan ağır şartlar ortadan kalkar kalkmaz ülkelerine gönderilmeleri şaşmaz talebimizdir. Misafirliğin süresi sınırlıdır. Her insanın kendi yurdunda emniyetli ve esenlikli yaşama hakkı vardır.”
“DUYGUSALLIKTAN ARINARAK…”
“Anadolu coğrafyasının en az yüz yıl, hatta 500 yıl sonraki nüfus yapısının nasıl olacağını, bu kapsamda doğabilecek muhtemel risk ve tehditlerin nesnel boyutunu bütün yönleriyle hesaba katmak, muhasebesini yapmak zorundayız. Gecikemeyiz, geride kalamayız, atalete düşemeyiz, ağırdan alamayız. Biz sadece bu döneme değil, geleceğin Türk varlığına, Türk coğrafyasının her karışına köşesine karşı da maddi ve manevi sorumluluklar taşıyoruz. Bizden sonraki nesillere kuşku duyacakları, kendi ülkelerinde garip olacakları, çok bilinmeyenli denklemlerle kilitlenmiş bir vatan coğrafyası asla ve kat’a bırakamayız.
Allah şahit ve kerimdir, Türklük ne bugün ne gelecekte öz yurdunda garip, parya olmayacaktır. Aksine hizmet eden alçakların oyununu vatan ve millet sevdasındaki yükseliğimizle boacağız.
Biz düzenli göç ve sığınmacı konusundu duygusallıktan arınarak, gerçekçi temele oturtmakla ortak iradeyle Türk milletinin gündeminden kademeli bir şekilde çıkarmakla mesulüz, muktediriz.”
RUSYA-UKRAYNA SAVAŞI
“Rusya ile Ukranya arasında mutabakata varılamaması krizi derinleştirmektedir. Rusya’nın Kiev’e yönelik saldırıları, diplomasi ataklarını baltalamaktadır. Türkiye’nin tesiri olmadan iki ülke arasında ateşkesin temini çok zordur. Rusya ile Ukrayna arasındaki kanlı çekişmenin sona ermesine hizmet edemeyen, insanlık değerlerine tercüman olamayan savaşın kızışmasına destek veren her ülke dökülen kanlarda, alınan canlarda pay sahibidir.”
PENÇE-KİLİT OPERASYONU
“Pençe-Kilit Harekatı milletimizi heyecanlandırmıştır. Bu harekatı destekliyoruz. Terörist hedefler havadan ateş altına alınmıştır. Türk milletinin kuvvetli pençesi hainlerin kafasını koparacaktır. Bordo bereliler, komandolar teröristlerin inlerine girmiştir. Operasyon bölgesinde şehit düşen Üstteğmen Ömer Delibaş’a Allah’tan rahmet diliyorum.
PKK/KCK terör örgütü adına ekonomik yapılanma içinde bulunan, para aktaran terörist yakınlarının sözde maaşa bağlanması hakkında 91 kişi hakkındaki hukuki süreç ve adli tasarruf çok yerinde bir gelişmedir. Terör ile güvenlik arasında üçüncü bir seçenek yoktur. Terörün kökü kazanacaktır.”
YİNE MİLLET İTTİFAKI’NI HEDEF ALDI
“Teröre vurulan her darbe zilletin yüzünü düşürmektedir. Çürük çarık partilerin yeni seçim yasayla kimyaları bozulmuştur. İttifak içinde yeni ittifak kurulması polemiği tırmanmıştır. Bunların birbirlerine güvenleri yoktur. Bunların samimiyetleri de yoktur. Bildikleri bir şey yoktur. Daha düne kadar bir ittifak altında seçilmeyi garantileyen kusurat partileri ne yapacaklarını şaşırmış vaziyettedir. PKK zillet ittifakının demiri, FETÖ çimentosudur. 6+1 formatında kurulan 24 Nisan’da yeni toplantı yapacak şaibeli masa çatlamıştır. Koltuk ve liste savaşları zillet partilerini esir almıştır.
Kılıçdaroğlu da 8 seçenekli çalışma yaptığını açıklamış. Çuvallamaları, duvara toslamaları kaçınılmazıdır. Zillet partilerini menfaate dayalı çarpık beklentiler buluşturur. Her biri kendi derdine düştü.”
Kaynak; Cumhuriyet