Türkiye çok zengin bir ülkemi ki, neredeyse herkesin altında makam arabası ve şöförü var.
Evet Cumhurbaşkanı ve bakanların makam araçları olması doğaldır. Buna kimsenin itirazı olmaz. Fakat Meclis İdare Amiri veya katiplerinin altına makam araçları ve şöför neden verilir, bunu anlamakta zorlanıyorum. Buda yetmezmiş gibi, eski bakanlarada makam arabaları ve şöförler de veriliyormuş.
Allah aşkına elinizi vicdanınıza koyun ve sorun. Bu ülkede insanlar bin lira ile geçinmeye zorlanırken, yüzbinlerce makam aracına ihriyaç varmı?
Şöyle bir bakalım kimlerin altında makam araçları var:
Cumhurbaşkanı için binlerce makam aracı, uçaklar veya koruma araçları.
Meclis Başkanı ve yardımcılarına makam aracı, şöför ve korumalar.
Meclis İdare Amir ve diğerlerine makam araçı ve şöför.
Bakan ve bakan yardımcılarına makam aracı, koruma ve şöför.
Müsteşarlar, müsteşar yardımcıları, genel müdürler, yardımcıları, daire başkanlarına makam araçları ve şöförler.
Valiler, vali yardımcıları ve genel sekreterlere makam aracı ve şöförler.
Kaymakam, belediye başkanı veya yüksek mevkide çalışan bürokratlara makam aracı ve şöför.
Bunları dahada çoğalta bilirim, fakat sizleri sıkmak istemiyorum.
Bu kadar makam aracı olan, Mercedes, Audi veya BMW tercihi yapılan dünyada demokratik ikinci bir ülkenin olduğunu sanmıyorum.
İnsanların çöpten yiyecek topladığı, çiftcinin mamüllerini satamadığı, işcinin iş güvencesi olmadığı Türkiye`de, bu kadar makam aracı ve şöförlere milyarlarca ödenek ayrılması ne dinen ve nede ahlaken kabul edilemez.
Ankara`da ki bir cenaze törenine katılmak isteyen TBMM İdare Amiri MHP Millet Vekili Erkan Haberal`ın şöförü bir güvenlik görevlisini ezmiş.
Cenaze törenine gelen Erkan Haberal`ın makam şöförüne, resmi araçlar için öngörülen parkın dolu olduğu ve aracın o bölüme girmesinin mümkün olmadığı ve ayrıca aracın sivil plakalı olduğu anlatılmış. Görevlilere sinirlenerek araçtan inen şöför, önce TBMM ye ait kırmızı plakayı otomobile takıyor ve daha sonra aracın direksiyonuna geçip bir an da gaza basıyor.
Dokunulmazlık zırhını taktığı kırmızı plaka ile sağlayan MHP Milletvekili Erkan Haberal’ın şöförü, çevrede bulunan o sırada görevde olan, asıl uzmanlığı yakın korumalık olan, görevlilere gücü yetmediği için, güç gösterisini Belediye’nin cenaze töreni için görevlendirdiği güvenlik görevlisi üzerinde yapıyor.
Araca binip bir an da gaza basan haddini bilmez şöför, o sırada rızkını kazanmak için orada bulunan güvenlik görevlisini aracıyla eziyor.
Düşüne biliyormusunuz, sıradan bir Millet Vekili veya Meclis İdare Amiri`nin şöförü belediyenin görevlisini ezmek istiyor.
Erkan Haberal`ı tanımam, fakat değerli bilim adamı babası Prof. Dr. Mehmet Haberal`ı iyi tanırım. Mehmet Haberal iyi bir bilim adamı ve gerçek bir Atatürk hayranıdır. Tarihin cilvesine bakarmısınız, Ergenekon Kumpası ile tutuklanan Mehmet Haberal`a CHP sahip çıkmış ve Millet Vekili seçtirmişti. Bu değerli bilim adamının MHP`li Millet Vekili oğlu Erkan Haberal`ın şöförü, CHP`li Ankara Belediyesi`nin sıradan bir güvenlik görevlisini ezmek istiyor.
Olaydan dolayı Erkan Haberal`ın bırakın özür dilemesini, belediyenin siradan emekcisini suçlamış ve tazminat davası açacakmış. Sanırım Erkan haberal, söz konusu görevlinin askari ücret ile ekmeğini kazandığını dahi bilmiyor.
Erkan Haberal bilmeli ki, değerli babasından dolayı CHP ve CHP`lilere bir minnet borcu var. Prof. Dr. Mehmet Haberal`ı CHP Fehtullah Gülen çetesine karşı korumuş ve yedirmemiştir.
Ülkenin ne hale geldiğinin bariz bir göstergesi değilmi, bir şöförün kendi kanununu nasıl uyguladığı.
Bir Meclis İdare Amiri`nin görev ve sorumluluğu nedir ki, cenaze törenine makam aracı ile geliyor?
Makam araçlarına sınırlama getirilmesi ve israfın önüne geçilmesi gerekmezmi?
