Melih Gökçek’in savcılık ifadesine DW Türkçe ulaştı. Gökçek, “Ankara’yı parsel parsel sattığı” suçlamasında topu Belediye Meclisi’ne attı, Gülen medyasına reklam ödemesi yapıldığını ise kabul etti.
ELBE EXPRESS/HABER MERKEZİ
Foto:Youtube
Ankara Adliyesi’nde yürütülen Gülen yapılanması soruşturması kapsamında geçen hafta şüpheli olarak ifade veren eski Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek‘in ifadesine DW Türkçe ulaştı. Savcılık, Melih Gökçek’e Gülen yapılanmasıyla mücadelede milat olarak kabul edilen 17-25 Aralık sürecinden önceki döneme ilişkin suçlamalarda bulundu. Gökçek, Gülen yapılanmasıyla bağlantısına ilişkin “Herkes kadar” dedi. Bu yapıya imar rantı sağladığı iddiasına ilişkin ise topu dönemin Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi’ne atan Gökçek, geçmişte Fethullah Gülen’i öven paylaşımlarına yönelik “Hoca olarak bilirdik, hain olduğunu öğrenince sevgimiz saygımız kalmadı” savunmasını yaptı.
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevinden 2017 yılında istifa eden Melih Gökçek, 24 Eylül’de verdiği ifade sonrası Adliye çıkışında “Türkiye’de özellikle FETÖ’cülükle suçlanacak olan son iki kişiden biriyim. Birincisi Sayın Cumhurbaşkanım, ikincisi de ben” açıklamasını yapmıştı.
Ankara Cumhuriyet Savcısı Turgay Altundağ tarafından 17 soru yöneltilerek sorgulanan Gökçek’in ifadesi altı sayfa tuttu. Sorgulamada suçlamaların büyük bölümünün 17-25 Aralık sürecinden önceki döneme ait konuları içermesi dikkat çekti. Savcı, Gökçek’e Fethullah Gülen’i öven paylaşımları ve Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminde Gülen yapılanmasına rant sağladığı iddialarını da sordu. Böylece yargı ilk kez, “hükümet ile Gülen cemaatinin” bir süre ortak oldukları döneme somut adım atmış oldu.
İlk soru: Gülen yapılanmasıyla bağlantınız ne?
Savcılık, sorguya Gökçek’in “Gülen yapılanması üyesi” olup olmadığını sorarak başladı.
Gökçek, Savcı Altındağ’ın“FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü ile herhangi bir bağlantınız var mıdır?” şeklindeki sorusuna şu yanıtı verdi:
“Herhangi bir bağlantım yoktur. 17-25 Aralık sürecinden önce herkesin olduğu kadar benim de bu yapı içerisinde yer alan şahıslarla tanışıklığım olmuştur. Özellikle darbe girişimi sonrasında bu darbeye karşı almış olduğum tavır nedeniyle bu örgüt ile tabiri caizse kanlı bıçaklı durumundayım.”
“İki oğlum ve iki torunum Gülen okullarında”
Savcı, Gökçek’e ailesinin Gülen yapılanmasıyla bağlantısını da sordu. Gökçek, Savcı’nın “FETÖ/PDY ile iltisaklı okullar, yurtlar, evler ve dershaneler ile sizin veya ailenizden herhangi bir kimsenin irtibatı var mıdır?” şeklindeki sorusunu şöyle yanıtladı:
“Benim iki oğlum bu yapıya ait olan Samanyolu Koleji’nde okudu. İki torunum da yine yapıya ait Atlantik Eğitim Kurumları isimli okulda öğrenim gördü. 17-25 Aralık sürecinden sonra her iki torunumu da okuldan aldım. Torunlarımın okumuş olduğu Atlantik Eğitim Kurumları isimli okula eşim Nevin Gökçek’in ismini koymuşlardı. O ismi kaldırmaları için talepte bulundum, kaldırmadılar. Bunun üzerine noterlik vasıtasıyla 3 Eylül 2014 tarihinde ihtarname gönderdik. 22 Eylül 2014 tarihinde tarafıma talebini kabul ettiklerini söylediler. Bunun haricinde adı geçen okul, dershane ve yurtlarla herhangi bir irtibatım söz konusu değildir.”
Gökçek, başka bir soru üzerine Gülen yapılanmasının “sohbet” adı altında toplantılarına veya başkaca örgütsel nitelikli faaliyetlerine kesinlikle katılmadığını belirtirken, “Sadece çocuklarımın mezuniyet törenleri için bu okullarda bulunmuş olabilirim” ifadesini kullandı. Bank Asya’da hesabının olmadığını, buraya para yatırmadığını savunan Gökçek, Kimse Yok mu Derneği’ne bağışta da bulunmadığını, örgütle iltisaklı yayınlara abone olmadığını iddia etti.
“Gülen’i hoca olarak bilirdik”
İfade sırasında sosyal medya hesaplarında Fethullah Gülen’i öven paylaşımları da Gökçek’in önüne konuldu.
Savcı, Fethullah Gülen’e “Feto” denilen 21 Şubat 2011 bir Twitter paylaşımına Gökçek’in “Terbiyeni takın. Fethullah Gülen’e Feto diyemezsin. Ben sana lakap taksam hoşuna gider mi? Lütfen özür dile” verdiği yanıt ile 13 Temmuz 2013 tarihli “ABD’de Fethullah Gülen hocamı protesto ediyorlar. Evinin önünde kimse yok. Dört polis trafiği idare ediyor o kadar. Polis şart, şerit çekmiş” paylaşımını anımsattı.
Savcı daha sonra “FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün lideri olan Fethullah Gülen hakkında sosyal medya platformları üzerinden yaptığınız bu paylaşımlar hakkında söyleyecekleriniz nelerdir? Bu paylaşımları hangi amaçla yaptınız?” sorusu yöneltti. Gökçek, bu soruya şöyle yanıt verdi:
“2014 yılından önce biz Fetullah Gülen’i hoca olarak bilirdik. Hain olduğunu bilmezdik. Ne zaman ki hain olduğunu öğrendik… Hain olduğunu öğrendikten sonra onun hakkında sevgi ve saygımız kalmadı. Nasıl ki sevgi ve saygı duyduğunuz insan vardır. Ancak bu insanın katil olduğunu öğrenirsin, o anda sevgin düşmanlığa dönüşür. Benim yaşadığım olay budur.”
Savcının bir diğer sorusu, Ankara’da 2012 yılında yapılan Uluslararası 10. Türkçe Olimpiyatları’nın açılış töreninde Gökçek’in örgütün okullarını ve Gülen’i övdüğü konuşmasına ilişkin oldu. Konuşmada “Ve hepsinin üstünde, hoşgörünün, diyaloğun, barışın simgesi, değerli büyüğümüz, bu işin mimarı Fethullah Gülen Hocamıza da sonsuz teşekkürler ediyorum” şeklindeki ifadeleri kullandığı konuşmanın doğru olduğunu belirten Gökçek, “Ancak tarihte Fethullah Gülen’i hoca olarak biliyordum. İhaneti bilmiyordum”savunmasını yaptı.
“Parsel parsel”de topu Belediye Meclisi’ne attı
Melih Gökçek, belediye başkanlığı döneminde Gülen yapılanmasına imar rantı sağlamakla suçlanmıştı. Eski Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, 2015 yılında yaptığı açıklamada “Melih Gökçek belediye başkanlığı adaylığında ve seçimlerde oy isterken bu yapının kucağında oturmuştur. Bu yapıya Ankara’yı parsel parsel satmıştır” suçlamasında bulunmuştu.
Savcı bu yöndeki suçlamalarla ilgili olarak Gökçek’e “Ankara Büyükşehir Belediyesi Başkanı olarak görev yaptığınız dönem boyunca FETÖ-PDY Silahlı Terör Örgütüne yardım niteliğinde; imar değişiklikleri, ihale işlemleri türünden herhangi bir iş ve işlemler gerçekleştirdiniz mi? Bilinçli ve planlı şekilde alınan meclis kararları ve imar değişiklikleri ile FETÖ/PDY mensubu kişilere hukuka aykırı maddi menfaat temin ettiniz mi?” sorusunu yöneltti.
Gökçek’in yanıtı da şöyle oldu: “15-25 Aralık sürecinden önce kimlerin veya hangi şirketin bu yapı içerisinde yer aldığı, yapı adına faaliyet gösterdiğinin net olarak bilmem mümkün değildir. Belediye Başkanı olarak görev yaptığım dönem içerisinde yasal hakkı olan herkesin hakkını belediye meclisi ile birlikte verdik. Bir plan değişikliği ile ilgili herhangi bir kimse belediyeye müracaat ettiğinde bu müracaatı benim veya belediyedeki herhangi bir personelin reddetme hakkı yoktur. Bu konudaki tüm yetki ve irade belediye meclisine aittir. Görev yaptığım bu türden gelen plan değişikliklerini belediye meclisine havale ettik. Bu konuda sayısız Danıştay kararı vardır.”
“Gülen medyasına 375 bin TL reklam verdik”
Gökçek, 17-25 Aralık’tan 3 ay sonra Gülen yapılanmasına yakın yayın organlarına belediye olarak reklam verdiği suçlamasıyla ilgili şu ifadeleri kullandı:
“Anka Park ve Ankara Bulvarı’nın ulusal televizyon kanallarında tanıtım yapılmasına dair ihalede bahse konu ile toplamı 6 milyon 3 bin TL’dir. İhaleye PC İletişim almıştır. İlgili firma reyting esaslarına göre bu reklamları Türksat listesinde o gün mevcut 50 adet televizyon kuruluşuna dağıtmıştır. Bunların içinde Samanyolu TV, Kanaltürk, Bugün TV ve STV Haber’e, yani başka bir değişle FETÖ’nün yayın organlarına 375 bin TL KDV hariç ödeme yapılmıştır. Bu ödemelerin yapıldığı tarihte FETÖ’nün bir terör örgütü olduğu belli değildir. Dolayısıyla bunlara kaynak aktarma söz konusu değildir. Ankara Büyükşehir Belediyesinin iddiası saçma sapan sırf suçlama yapmak için uydurulmuş bir iddiadır. Benim özellikle Mansur Yavaş ve ekibi tarafından yapılan suçlamalar tarafımıza yapılmış en büyük hakarettir.”
Gökçek, Turgut Özal Üniversitesi Hasan Doğan Kampüsü ve Rektörlük Binası ile Antares Alışveriş Merkezi ve yüksek katlı konutların bulunduğu alanların imar değişiklikleri ile örgüte imar rantı sağladığı suçlamasına da şöyle yanıt verdi:
“İddiaya konu yerler belediye arazileri değildir. Buradaki imar değişiklikleri belediye meclisi ile gerçekleştirilmiştir. 17-25 Aralık sürecinden sonra bu bölge ile ilgili imar değişiklikleri konusu belediye meclisine tekrar sunulmuş ve bazı düzeltmeler yapılmıştır. İddia edildiği gibi tarafımca FETÖ/PDY’ye rant sağlama gibi bir amaç ve eylemim olmamıştır.””
Gülenci savcılara rant iddiasını yanıtlayamadı
Gökçek’e yönelik sorguda yapılan bir diğer suçlama, Gülen yapılanması üyesi oldukları iddiasıyla aranan eski Ankara Savcısı Şadan Sakınan, eski Yargıtay Genel Sekreteri Aydın Boşgelmez, tutuklu kozmik oda savcısı Mustafa Bilgili ile firari Önder Aytaç’a rant sağlamak iddiası oldu. Savcı, Ankara’nın Keçiören ilçesinde Saray beldesinde bin 885 metre kare alanın bu kişilerin yöneticisi olduğu İrem Asma Bahçeleri Konut Yapı Kooperatifi ve Aygen Konut Yapı Kooperatifi’ne satışını sordu.
“Bu konuya yeni muttali oluyorum” diyen Gökçek, Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin bu konudaki şikayet dilekçesini ve eklerini inceledikten sonra yazılı savunma yapmak istediğini söyledi.
Alican Uludağ
© Deutsche Welle Türkçe