Oğlunun askerden dönüşünü, çocuğunun üniversiteyi kazandığını veya beklenen her hangi bir olumlu haberi getiren, haber bekleyen kişiye müjdemi ver der. Bu toplumlarda çok yaygın bir durumdur ve aslında çokda önemlidir.
Fakat, devleti yönetenler toplumuna aldığı veya alacağı kararları müjde olarak sunamaz. Devleti yönetenler, söyledikleri söz veya açıklamalarla insanları beklenti içerisinede sokamaz. Eğer verilecek olan müjde, toplumun beklentilerini karşılayamazsa, toplum hayal kırıklığına düşer.
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı yaptığı açıklama ile, topluma ümit pompalamıştır. Bir kaç gündür insanlar Karadeniz`de enerji bulunduğunu ve bulunan enerjinin Türkiye`yi zenginleştireceğini konuşuyor. Anlıyacağınız işsiz iş bulacağını, yoksul zenginleşeceğini veya köylü ürettiğinin değer kazanacağını düşünmeye başladı.
Sayın Erdoğan, yönetimi süresince birçok süpriz açıklamalar yapmıştır. Örneğin, yerli uçak gibi. Fakat havalanan uçak bir daha yere inmemiştir; bunuda sorgulayan bir Allah`ın kulu yoktur.
Arap Baharı gibi emperyalis projeye alet olan iktidar, ilk cuma namazını Şam Emevi Cami`sinde kılacağını açıklamıştı; o namaz bir türlü kılınmadı.
Bir ay içerisinde Gaze kentini ziyaret edeceğini açıklamıştı; o ziyaret ise senelerdir gerçekleşmedi.
Bu örnekleri çoğalta biliriz.
Ümit ederim ki, bu defa vereceği müjde, toplumun ekonomik, sosyal veya hukki sorunlarına bir nebze çare olur. Devlet adamları müjde vermez, icraat yapar ve icraatı ile halkına güven verir. Müjdeyi genelde çocuklar veya gençler vermektedir.
Dilerim ki, Sayın Erdoğan verilecek müjde karşılığı, halkından her hangi bir talepde bulunmaz. Neden cuma günü açıklamak istedi, onunda sorulması gerekir.
Hapisden çıkan bir hemşerimizi, kasabamıza bağlı mezraya götürdüğümüzde, rahmetli annesi bize bir horoz vermişti.
Anlıyacağınız Anadolu`da müjdelerin devamlı bir hediyesi olur.
***********
Devlet okullarının çoğunluğunu İmam Hatip statüsüne dönüştüren AKP hükümetleri, eğitimi içinden çıkılmaz duruma getirmiştir. Üniversiteler aile şirketi gibi idare edilirken, Üniversiteler dünyanın 500 üniversitesi içerisinde yer alamıyacak duruma gelmiştir.
Ayasofya Müzesi`nin cami olarak kullanılmasina ve Diyanet denen kuruma devredilmesinden sonra, şimdide başka müzlerin cami olarak kullanılması için kararname yayınlanmış. Fatih`de bulunan Kariye Müzesi`ninde yönetiminin Diyanet İşleri Başkanlığı`na devredilmesi ve ibadete açılması kararı verilmiş. Kariye Kilisesi 6. Yüzyılda inşa edilmiş olup, 1511 yılında sadrazam Atik Ali Paşa tarafından camiye çevrilmiş. Kariye Cami, 1945 senesinde Bakanlar Kurulu kararı ile müze statüsüne kavuşturulmuştur.
Ülkede İmam Hatip Liseleri`ni çoğaltarak, eğitimin kalitesini düşüren hükümetin, şimdide müzeleri cami yaparak, dinin kalitesini düşüreceğinden kuşku duymaktayım.
Cumhuriyet ve devrimlerine bu kadar kin ve nefret duyan bir hükümetin, ülkeyi kalkındırmasını ve çağdaş düzeye getirmesini düşünmek, biraz saflık olur diye düşünüyrum.