Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan, Danıştay`ın Ayasofya için vermiş olduğu karar sonrasında, halka sesleniş konuşması yaptı. Bu konuşmasında şu cümleyi kullandı:
“Tek parti döneminde alınan bu karar, tarihe ihanet olmanın yanında hukuka da aykırıydı”.
Hayır, Sayın Cumhurbaşkanı, Atatürk ve hükümeti tarafından Ayasofya`nın müze olması kararı ne tarihe ihanet ve nede hukuksuzdur.
Hayır, Sayın Cumhurbaşkanı, eğer Atatürk zamanında alınan bu karar „İhanet“ ise, o zaman konuşma metinini yazanlarınıza ve şahsınıza bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak, şu soruları sormayı görev sayıyorum.
Bir, Ayasofya kararı bir İHANET ise, o zaman Kurtuluş Savaşı kararı almakda mı İHANETTİ?
İki, Ayasofya kararı tarihe İHANET ise, 19 Mayıs 1919 günü Samsun`a çıkarak Amasya, Erzurum ve Sivas Kongreleri`ninin Atatürk ve arkadaşları tarafından yapılmasıda mı İHANETTİ?
Üç, Ayasofya kararı tarihe İHANET ise, Kurtuluş Savaşı ile Anadolu`yu Yunan, İngiliz, Fransız ve İtalyan işgalinden kurtarmakda mı İHANETTİ?
Dört, Ayasofya kararı tarihe İHANET ise, Yunan askerlerini İzmir`de denize dökmekte mi İHANETTİ?
Beş, Ayasofya kararı tartihe İHANET ise, İstanbul`un ingiliz işgalinden kurtarılmasıda mı tarihe İHANETTİ?
Altı, Ayasofya kararı tarihe İHANET ise, Cumhuriyet`in kurulmasıda mı tarihe İHANETTİ?
Yedi, Ayasofya kararı tarihe İHANET ise, Hatay`ın Türkiye`ye katılmasıda mı tarihe İHANETTİ?
Hayır, Sayın Cumhurbaşkanı, Atatürk tarafından Ayasofya`nın müze olması kararı tarihe ihanet değil, bilakis Türkiye Cumhuriyeti`nin dünya insanlığına verdiği BARIŞ mesajıydı.
Bilmenizi isterim ki, Büyük Atatürk, Ayasofya kararı ile „Yurtda Sulh Cihanda Sulh“ ilkesinin ne kadar gerçekci olduğunu, bu kararı ile dünya insanlığına anlamlı bir mesaj vermiştir.
Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan, eğer politik geleceğinizi Atatürk ilke ve inkılaplarına hakaret etmek üzerine inşa etmek istiyorsanız, yanılıyorsunuz. Belki Atatürk dönemi, yani tek parti dönemine devamlı atıfda bulunmakla, tabanınıza mesaj vermek istiyorsunuz. Fakat, inanınki danışmanlarınız sizi bu konuda yanıltıyor ve yanlış konuşturuyorlar.
Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan, Atatürk ve arkadaşları tarafından yönetilen Türkiye tek parti rejimi değildi, Türkiye Cumhuriyeti`ni kuran heyetin adıydı. O heyetin kurumsal adı ise Cumhuriyet Halk Partisı`ydı. O dönemin idare şeklini tek parti dönemi olarak tanımlamak doğru değildir. O tek parti döneminin mensubu olan Adnan Menderes ve Celal Bayar`da, o günkü yönetim içinde görev ve sorumluluk üstlenmişlerdir.
Birde şunun danışmanlarınız tarafından bilinmesini öneriyorum, oda şu. 1934 senesi ve devamının Avrupa, başta Almanya ve İtalya olmak üzere faşizmin yaygınlaştığı seneler olduğunun unutulmaması gerekir. İkinci Dünya Savaşı hazırlıklarının yapıldığı bir ortamda, Atatürk ve kabinesinin Avrupa ve Dünya devletlerine, Ayasofya`yı müze yapmakla doğru bir mesaj vermişlerdir. Sanırım danışmanlarınızın ve metin yazarlarınızın bu konuda tarihi bilgileri zayıf.
Sonuç olarak şunu bir daha vurgulamak istiyorum. Atatürk ve arkadaşları hiçbir zaman ne tarihe ihanet etmişler ve nede kanunsuz karar almışlardır. Ayasofya`yı cami statüsüne döüştürmekle, belki bazı tarikat ve cemaatleri sevindirmiş olabilirsiniz, fakat Atatürk ve arkadaşlarını İHANET ile suçlayamazsınız.
İnancım o ki, AKP ve şahsınıza oy veren milyonlarca Türkiye Cumhuriyeti vatandaşınıda, İHANET sözünüz üzmüştür. Çünkü bizler Millet olarak bağımsız bir devlete sahipsek ve şahsınızda Cumhurbaşkanı ise, bunu Atatürk ve arkadaşlarına borçlu olduğumuzu unutmamalıyız.
Eğer tarihe ihanet eden birisini arıyorsanız, onlar Osmanlı İmparatorluğu`nun başkenti İstanbul`u ingilizlere teslim edenler ve ingiliz gemileri ile ülkeden gidenlerdir.