Değerli Okurlarım
Siz hiç testiden lıkır lıkır, kana kana, buz gibi SU içtiniz mi?
Özlü çamurdan şekillenen testiler, fırınlandıktan sonra köylerde yaz sıcağında kullanılırdı. Testinin özelliği içindeki suyu soğuk tutması, klordan arındırması ve güzel bir tat vermesidir.
Biz günde 2 – 3 litre su içerken, Dünya’mızda su içmeden yaşayan canlılar da var, bunların başında Koala, kanguru faresi, çöl toygarı (kuş), yunus balığı geliyor.
Bitkilerden kauçuk, paşa kılıcı, aloe vera, zeytin ve ceviz ağacı da çok az suyla yetinirler
Günümüzde kişi başı günlük harcanan temiz su 125-130 litredir. Yani bir kişi günde yaklaşık 130 litre su kirletiyor!
2 kişilik evde ise yılda yaklaşık 90.000 – 120.000 litre temiz su, kullandığımız malzemelerin kimyasallarıyla kirleniyor.
Evde harcanan suyun %10‘nunu mutfakta, %20‘sini çamaşır yıkarken kirletiriz. Çamaşır ve bulaşık makinelerini tamamen doldurup çalıştırırsak hem sudan hem de enerjiden tasarruf sağlarız.
Sifonu çekince acaba kaç litre su akıyor diye hiç düşündünüz mü?
Küveti doldurmak yerine duş yapmayı tercih etmeli, banyo suyu sıcak gelene kadar da akan suyu daha sonra kullanmak üzere bir kovaya doldurmalıyız. Sabahları 5 dakikalık duş için 60 litre su kullanırız, tıraş olurken ve dişlerimizi 2 – 3 dakika fırçalarken, eğer çeşmeyi kapatmazsak 15 litre daha fazla su harcarız.
Arabamızı yıkamaya götürdüğümüzde her seferinde 150 – 200, tır için ise 940 litre temiz su harcandığını da bu arada belirtmeliyim.
Kullandığımız kimyasal temizlik malzemelerinin Dünya’mıza etkilerine şöyle bir göz atalım:
H2SO4, HCl; tuvalet temizleyiciler!
Bu bir sülfürik asittir. Ani ve aşırı tahriş/tahrip gücünden dolayı halkımız ona „Akü asidi“ der.
Kimya dersinde öğretmen H:Hasan 2, S:Salak, O:Osman 4, diye formülü ezberletmeye çalışınca, arkadaşımız Osman‘ın, „Salak Osman demesek de Sevgili Osman desek olmaz mı hocam?“ sözüne güldüğümüz lise yılları geldi aklıma. Ne harika günlerdi.
NaOH, KOH; kir ve yağ çözücüler, fırın temizleyiciler, lavabo açıcılar!
NaOH, Sodyum Hidroksit katı/sert sabun yapımında ve lavoba açıcı olarak da kullanılır. Halkımız KOSTİK der.
KOH, Potasyum Hidroksit olup, yumuşak yani kolay eriyen sabun yapımında kullanılır, buna ARAP SABUNU da denir. Suni gübre ve alkali pil üretiminde kullanılır.
SLES; sodyum laurel etilen oksit! Sabun, şampuan, diş macunu ve ev temizlik ürünlerinin köpürmesini sağlar. Suya karıştığında, canlılara zarar verir.
FOSFAT; besleyici olarak gübrelere konur, suya karıştığında sudaki azot ve fosfat oranını artırır, böylede deniz yosunu gibi bitkiler çok hızlı büyür ve çoğalırlar. Sudaki oksijen oranı düşer ve deniz canlılarının yaşamasına elverişsiz bir ortam oluşur.
KLOR; tehlikelidir! Deterjan ve çamaşır suyuna beyazlatıcı olarak konur.
1.Dünya Savaşı’nda kimyasal silah olarak kullanılmıştır.
Çevre ve insan sağlığını korumak adına kısıtlama getirilmis, bazı ülkelerde de tamamen yasaklanmıştır.
Klor, evin içinde kullanıldığında, solunum yoluyla gırtlak, boğaz ve ciğerlerdeki nem ile birleşerek asidik bir etkiye yol açar. Havaya ya da suya karışan çok az miktardaki klorun etkileri uzun yıllar boyunca devam ettiğinden, önce toprak ve deniz canlılarına ulaşır sonra da besin zincirine dahil olarak insan hayatına tehdit oluşturur.
Dünya’mızın ne kadarı SU ki, İnsan‘lar hem pervasızca harcıyor hem de kirletiyorlar?
Az miktarda bulunan içme suyunu temiz tutmak mecburiyetinde olduğumuzu anlatmalı ve acilen herkesi bilinçlendirmeliyiz.
Su kaçağından ayda 5 tondan fazla su akar, unutmayın „Damlaya damlaya göl/TON olur“
Barajlar yardımıyla toplanan SU‘dan, su türibinleriyle elektrik üretilir, şehirlerin içme su ihtiyacı karşılanır ve ekili alanlar sulanır.
Ürün alanlarını damlatma veya yağmurlama yöntemleriyle az su tüketerek sulayabiliriz. Sanayi sektöründe ise az su kullanmaya yönelik teknolojiler geliştirmeli, suyun geriye kazanımını sağlayan metodlar tercih edilmelidir. Toprağı işlerken teraslama yapılırsa hem su tutma sağlanır hem de erozyona engel olunarak bitki örtüsüne zarar gelmesi de önlenir.
Yağmur, sebze ve meyvelerin yıkama sularını da biriktirip bitkileri sulama da kullanabiliriz.
SU başka nasıl kirlenir?
Küçükken yağmur yağarken pencerenin önüne oturur ve şu tekerlemeyi tekrar eder dururduk: „Yağ yağ yağmur, tarlada çamur, teknede hamur, ver Allah‘ım ver, sicim gibi yağmur“
İskoçya’nın Edinburgh şehrinde tatil yaptığımda, şehirin kasvetli görüntüsü beni çok şaşırtmıştı. İskoçyalılar önceleri yalnızca kömür yaktıklarından, kömürün isi binaların duvarlarına sinip rengini vermiş. Bu bile kömür gibi fosil yakıtlarını kullanmaya son vermemiz gerektiğini gösteren harika bir örnek teşkil ediyor da, Almanya gibi zengin bir Ülke bile, kömür kullanmayı 2038 senesinde bırakmaktan söz ediyor. Çok üzücü!
Kömür yakılınca havaya kükürt dioksit gazı karışır, bu gaz yağmur yağarken suyla birleşince sülfürik asit olarak yeryüzüne döner.
Petrol ve doğalğaz yakılınca ise nitrojen oksit gazı atmosfere karışır, bu gaz da yağmurla birleşince nitrik asit olarak toprağa düşer.
Böylece hem HAVA, hem TOPRAK hem de SU, suyun döngüsüyle kirlenir.
Vücudumuzu, giysilerimizi, bulaşıklarımızı, evimizi, temizlerken aslında bedenimizi, suyu, toprağı, havayı, doğal ortamları nasıl kirlettiğimizin hiç farkında değiliz!
Sanayileşme, şehirleşme, kontrolsüz nüfus artışı, zirai mücadele ilaçları (Pestisid) ve kimyasal gübreler, bilgisizlik veya kazadan kaynaklanan kirlenmeler, sanayi atıkları, kimyasal temizlik malzemeleri, çöplerimiz, plastikler, savaşarak atılan kimyasal bombalar vs. dolayısıyla Dünya’mızı öyle kirletiyoruz ki artık telafisi zor gibi görünüyor.
Çamaşır ürünleri, fenol, fosfat, amonyak, naftalin ve diğer zararlı kimyasal maddeleri içerirler, bunlar allerjilerin en büyük sebepleridir.
Mesela ürün reklamları çamaşırlarımızın “tertemiz”, “hoş kokulu”, “beyaz, bembeyaz, kar beyazı“, “dezenfekte edici” vs. olması gerektiğine bizi inandırmada çok ama çok başarılılar.
Aslında çamaşırların „beyaz“ ve „temiz“ olması yeterlidir, iyi olan hiçbir şeyin reklamını yapmak da gerekmez.
Çok amaçlı temizleyicilerin çoğu amonyak ve klor içerir, bunlar birlikte kullanıldıklarında ölümcül amonyumklorür gazını oluşturur ki bu da sağlığımızı tehlikeye sokar. Mesela bu fırın temizleyicilerde vardır, özellikle spreylerin havaya dağıttıkları zehirli asit ve amonyak solunur, temas edilirse cild, gözler, ciğerler için tehlikeli olabilir.
Bulaşık deterjanlarının ana maddeleri petrol kaynaklıdır, çoğunda yüksek düzeyde fosfat ve klor bulunup, sentetik esanslar, kokular ve renklendiriliciler içerir.
Lavabo ve tuvalet açıcıların ana maddesi, asittir. Cildi aşındırabilir, yanlışlıkla yutulursa iç dokuları yakarak yemek borusu, mide ve bağırsak sistemine zarar verir.
Mobilya cilalarının içinde kanser yapıcı olduğundan şüphelenilen fenol, vardır, deriye temas ederse, şişme, soyulma, yanmaya sebep olur. Mobilya ve yer cilalarındaki diğer kimyasallar, nitrobenzen (çok zehirli), akrilonitril, amonyak, deterjanlar, yapay kokular damıtılmış petrol ürünleridir.
Cam temizleyicileri su, amonyak ve mavi boya karışımıdır.
Halı ve döşemelik kumaşların temizlik deterjanının aktif maddesi perkloretilen’dir. Perkloretilen kanserojendir ve sersemleme, baş dönmesi, uyku hali, mide bulantısı, titreme, iştah ve oryantasyon kaybı yapabilir, merkezi sinir sistemine de zarar verebilirler.
Küf temizleyicilerde fenol, kerosen, pentaklorofenol gibi kimyasallar ve pestisitler (zirai ilaç) bulunur.
Zehirli/Kimyasal maddeler kullanmadan temizlik mümkün mü?
- Evet, mümkün!
Doğal temizlik ürünleri var.
Biz hangi ürünü satın alırsak, satılması için o ürünleri raflara koyacaklar!
Temizlik; su ve doğal sabun gerektirir, gerisi tüm canlıları hasta eder!
„Sudan bahaneler“ diye küçümsemeyelim lütfen!
Ferhat ile Şirin’nin aşkı bile SU ile sınanmış ve Ferhat’a dağları deldirmiştir.
Unutmayalım Dünya nüfusunun yarısı içme suyu, yani temiz su sıkıntısı çekiyor.
SU HAYATTIR!
Kendimizi koruyabilmek için önce Dünya‘mızı korumalıyız
Sağlıcakla kalınız
Çevre Elçiniz
Rahime Sürücü