Düzenli ibadet edenlerin ya da en azından inançlı olduğunu söyleyenlerin EZİCİ ÇOĞUNLUĞUNUN;
- Namazlardaki sürelerin Türkçe karşılıklarını bilmediklerine eminim.
- Ezanın Türkçe karşılığını bilmediklerine eminim.
- İslam’ın ve imanın şartlarını bilmediklerine eminim.
- İslam’daki temel ibadetlerin kökenlerine dair hiçbir fikirleri olmadığına eminim.
- İslam’ın ortaya çıkışı, gelişimi ve genel olarak İslam tarihi konusunda kulaktan dolma yalan yanlış şeyler dışında hiçbir şey bilmediklerine eminim.
- Hiçbir zaman Kur’an’ı baştan sona Türkçe okumadıklarına eminim.
- Antik Türk paganizminden ve geleneklerinden çok fazla etkilenen Anadolu’ya özgü inanç sistemini gerçek İslam zannettiklerine eminim.
- İslam’ın özündeki agresifliğin Cumhuriyet ve laiklik sayesinde dizginlenmiş olduğunu göremediklerine de eminim.
Kısacası;
Neye inandığını bilmeyen, bilmeyi de hiç istemeyen, bilenlere de amansızca düşman kesilen bir kitle var ortada..
Bilmeye ve öğrenmeye karşı bağışıklık kazanmış bu kitle, ülkemizi mahveden siyasal islamcıları da var eden kitle aynı zamanda.
Ve bu kitlenin değişime ve gelişime karşı gösterdiği katı direnç, ülkemizin geleceği için büyük bir sorun ne yazık ki.
İlginçtir ki bu kitlenin önemli bir bölümü ise kendilerini Atatürkçü ve aydın addeden sözde laik Müslümanlardan oluşuyor.
Ne yazıktır ki bunlar körü körüne savundukları bir dini bilmedikleri gibi, Atatürkçü Düşünce’yi de bilmiyorlar.
