Cumhuriyet kurulduğunda Osmanlı`dan bize miras olarak yalnız kapitulasyonlar kalmıştı.
Okulu yok, hastanesi yok, yolu yok, sanayisi yok, üniversitesi yok olan bir miras almıştı Cumhuriyet`i kuranlar. Cumhuriyet`i kuranlar, babası ölenden sonra kendisine miras olarak borç kalan evlat gibi babasına lanet okumamıştır. Kolları sıvamış, biz onurlu ve Kurtuluş Savaşı`nı kazanmış bir milletiz, dedelerimizin borcu bizim borcumuş demişler ve kuruşuna kadar Osmanlı`nın borcunu ödemişler.
Yalnız borçmu ödemişler, hayır büyük bir sanayi, eğitim ve sağlık seferberliği ilan etmişler. Hanı diyorya „demir ağlarla ördük Anayurdu dört baştan“ işte öyle. demir çelik, sümerbank, tersaneler, fişek fabrikaları, uçak fabrikası, şeker fabrikaları, üniversiteler ve hastaneler ve daha neler neler kurulmuşlar.
Bunların içerisinde birisi var ki, bugün onu çıra ile arıyoruz.
Evet, bugün „AŞIYI“ çıra ile araıyoruz. 1928 senesinde kurulan Refik Saydam Hıfzıssıhha aşı merkezinden bahsediyorum.
Cumhuriyet`e kin besleyenler, bütün Cumhuriyet değerlerini yok ederken, hızlarını alamıyarak Refik Saydam Hıfzıssıhha Aşı Enstitüsü`nü de kapatmışlardır. Bu nasıl bir kin ve nefret duygusu olmalı ki, vatandaşının sağlığı ile ilgili aşı üreten merkezi dahi kapatabiliyorlar.
Bakın, Uğur Dündar`ın 18.09.2020 tarihli Sözcü Gazetesi`nde ki köşesinde Refik Saydam Hıfzısıhha Enstitüsü`nün eski başkanlarından, Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyolojik Uzmanı Prof. Dr. Sedat Arıtürk ne diyor:
Dr. Refik Saydam `ın kurduğu bu kuruluş ilk yıllarında tifus, kolera, tetanos hatta kuduz ve grip aşıları ile yılan, akrep serumları ve daha birçok serum çeşitlerinin üretimini sağlıyarak, ülke ihtiyaçlarını karşıladığı gibi, bir kısmını da yurt dışına ihraç ediyorduk. Refik Saydam Hıfzısihha Enstitüsü daha birçok aşılar, örneğin çocuk felci ve benzerlerini üretmekteydi.
Şimdi dışarıdan grip aşısi bulmak için kapı kapı dolaşan hükümete sormak gerekmezmi, 2011 senesinde hangi akıl ile Refik Saydam Hıfzısihha Enstitüsü`nü kapattınız. Bu insan sağlığı ve ülkenin çıkarları için en önemli aşı üretme merkezini kapatmanızı size kim önderdi veya kim sizi bu konuda kandırdı.
Ülkeyi yönetenlerde nasıl bir akıl tutulması olmalı ki, bu kadar önemli bir merkezi kapatabilsinler. Şuan grip aşısını alacak parası olmayan Türkiye, Refik Saydam Hıfzısihha Enstitüsü`nü kapatmakla önce Türk Milleti`ne ve sonrada Türkiye Cumhuriyeti`ne ihanet etmiş olmuyorlarmı?
Refik Saydam Hıfzısihha Enstitüsü`nü kapatmakla, kimlere milyarlar kazandırmak istediniz?
Cumhuriyet`in bütün varlıklarını satarak, kendi zenginlerinizi yarattınız, saraylar yaptırdınız. Baba mirası yer gibi yediniz, fakat gelecek nesilleri düşünmediniz.
Ülkenin en değerli aşı üretim merkezi Refik Saydam Hıfzısihha Enstitüsü` nü kapatarak, kendi aşınızı üretemiyecek duruma gelirseniz, grip aşısını dışarıdan almanız için para bulamazsınız. Size aşı merkezini kapatın, biz size daha ucuza aşı veririz diyenler,şimdi önce para diyorlar.
Hanı hep dış güçlerden bahsediyorsunuz ya, işte o dış güçler sizleri aldatanlar.
Refik Saydam Hıfzısihha Enstitüsü`nü kapatarak, aşı üretiminizi yok edenler sizi aldatan o dış güçler.
O dış güçler, Şehir Hastaneleri yaptırarak, hasta garantisini dolar ile vermenizi şart koşanlar.
O dış güçler dedikleriniz, verdikleri kırediler için Londra Mahkemesi`ni yetkili kılma mecburiyetini şart koşanlar.
Aşı alacak gücün olmadığı için, halkın dikkatini milliyetci ve müslümanlık duyguları ile kabartarak, bunun içinde Macron ile tartışarak, insanların gerçek sorunlarını örtmek istersin.
