SEVGİLİ OKURLARIMA, BU ÜLKENİN BÜTÜN BİLİNÇ VE VİCDAN SAHİBİ İNSANLARINA, DERNEKLERİNE, KURUMLARINA, SİVİL TOPLUM ÖRGÜTLERİNE, SENDİKALARINA, SİYASETÇİLERİ- NE, HERKESE:
Aşağıda, bu açıklamanın da eklenmesiyle köşemin sınırlarını çok aşacağı için bazı bölümlerini bulacağınız yazı, 3 Mart 2018’de Cumartesi Yazıları köşemde yayımlandı. 2019’un ilk günlerinde onu tekrar yayımlama gereğini duydum. (İsteyenler tamamını internetten, Cumhuriyet arşivinden bulup okuyabilirler. Okumalarını da isterim.) 19 Mayıs 1919, tek bir gün, tek bir yıl değil, bu ülkenin yazgısının iyiye ve aydınlığa dönüştürüldüğünün ilk adımı, işaret fişeği, miladıdır. İçinde bulunduğumuz 2019’un her gününü, tek bir gün atlamaksızın 19 Mayıs 1919’un 100. yılını kutlama toplantılarına, söyleşilerine, şölenlerine ayırmalıyız. 19 Mayıs 2019 ise muazzam şölenlerle ülkemizin bütün yörelerinde ve bütün ülkelerde kutlanmalı, duyurulmalı, tanıtılmalıdır.
Birkaç gün önce kitap fuarı için Samsun’daydım.
“Samsun Haber” radyo ile söyleşimizde Samsun’a ilk kez ne zaman geldiğim sorulduğunda “19 Mayıs 1919”da dedim…
Önceden hazırlanmamış, kendiliğinden geliveren bir yanıttı bu…
Arkadaşlar ilkin belki biraz şaşırdılar, fakat gecikmeksizin anladılar kuşkusuz…
Çünkü Samsun’a hiç gelmemiş de olsalar, bütün yurtseverler, bu kutlu şehrimize 19 Mayıs 1919’da Mustafa Kemal’le birlikte ayak basmışlardır…
***
Elbette bu duygumu güçlendiren bir etken, hatta başlıca etken, aralıklarla da okuyor olsam, uzun süredir elimden düşmeyen bir kitap, Falih Rıfkı Atay’ın “Çankaya”sıdır…
Kitabın alt başlığında -Atatürk’ün doğumundan ölümüne kadar- deniyor.
Gerçekten de muazzam, muhteşem bir Atatürk biyografisi bu.
Yaşamı ülkesinin yaşamıyla paralel akan ve giderek onunla neredeyse tek ve aynı şey olan büyük bir komutan, önder ve devlet kurucunun biyografisi olduğu için de, yakın tarihimizin benzersiz bir öyküsü. Seçkin bir yazar ve siyaset adamının bire bir gözlem ve tanıklıkları…
(…………..)
***
“Çankaya”da, Kurtuluş hareketinin Anadolu’da nasıl güçlükler aşılarak örgütlendiğini, imkânsız görülenin nasıl olabilir kılınarak gerçekleştirildiğini, önderin kişiliğine hayranlığımız her satırda ve olayda daha da artarak okuyoruz. Atatürk mucizesini bir kez daha, ve daha yakından tanıyıp anlıyoruz…
***
19 Mayıs 1919’la başladım… Fakat yazımın amacı, başlığından da anlaşılabileceği gibi 1919’la sınırlı değil… Önümüzdeki yıl, bu büyük simgesel öneme sahip olayın yüzüncü yıldönümü…
Peki, biz yurtseverler, aydınlanma devriminin savunucuları, bu yıldönümünü ona yaraşır bir görkem ve evrensel önemiyle kutlamaya hazır mıyız?
Atatürk ve aydınlanma devrimi düşmanlarının birkaç yıl sonra, Cumhuriyetin yüzüncü yıldönümünde ilan etmeye hazırlandıkları karanlık rövanşın son durağı olacak seçimlerin de gerçekleşeceği 2019’u, onlar için bir kâbusa döndürmeye hazırlıklı mıyız?
(………….)
Öyle ise bir an bile gecikmeksizin çalışmaya koyulmalı, önümüzdeki yıl yüzüncü yıldönümü gerçekleşecek olan büyük tarihin, Kurtuluş Savaşımız ve Cumhuriyet aydınlanmasının değerleri bakımından yaşamsal önemini en büyük ölçüde kutlamalarla en büyük sayıda kitlelere ulaştırmak için bütün güçlerimizi seferber etmeliyiz.
3 Mart 2018 Cumartesi Yazıları