TOPRAĞA DÜŞEN
Ona “Haydi
Savaşa” dediler
Başkaca birşey
Söylemediler
Aldılar köyünden
Davulla zurnayla
Geride üç çocuk
Bir eş ve bir ana
Eline bir silah
Tutuşturdular
Ve karşılaştı
Düşman ordular
Vurulup düştü
İlk çatışmada
Göğsünde bir oyuk
Üç delik alnında
“Ey bu topraklar için
Toprağa düşen”
Bir karış toprağın
Var mıydı yaşarken?
BİR MAVİ ÇİÇEK
Önce top mermileriyle dövüldü alan
Tarandı sonra mitralyözlerle
Sonra boğaz boğaza dövüşüldü
Ve sonra usulca indi gece
Bir mavi çiçek kalmıştı sadece
Ama yoktu koklayacak kimse
Sabaha karşı dindi iniltiler
Yan yana, üst üste yığılı ölüler
Ağaçlar devrilmiş, kavrulmuş çimenler
Boğulmuş yaşayan ne varsa bu yerde
Bir mavi çiçek kalmıştı sadece
Ama yoktu koklayacak kimse
O sabah yine maviydi gökyüzü
Başladı az sonra kuşların türküsü
Sabah rüzgârı ne bilsin ölümü
Esti durdu kırlarda keyfince
Bir mavi çiçek kalmıştı sadece
Ama yoktu koklayacak kimse
BEBEKLERİN ULUSU YOK
İlk kez yurdumdan uzakta yaşadım bu
duyguyu
Bebeklerin ulusu yok
Başlarını tutuşları aynı
Bakarken gözlerinde aynı merak
Ağlarken aynı seslerin tonu
Bebekler çiçeği insanlığımızın
Güllerin en hası, en goncası
Sarışın bir ışık parçası kimi
Kimi kapkara üzüm tanesi
Babalar çıkarmayın onları akıldan
Analar koruyun bebeklerinizi
Susturun susturun söyletmeyin
Savaştan yıkımdan söz ederse biri
Bırakalım sevdayla büyüsünler
Serpilip gelişsinler fidan gibi
Senin benim hiç kimsenin değil
Bütün bir yeryüzünündür onlar
Bütün insanlığın gözbebeği
İlk kez yurdumdan uzakta yaşadım bu
duyguyu
Bebeklerin ulusu yok
Bebekler, çiçeği insanlığımızın
Ve geleceğimizin biricik umudu…