15 C
Hamburg
Pazar, Haziran 23, 2024

Karamsarlık nasıl aşılacak?

24 Haziran gecesi, AKP ve MHP yandaşları dışında kalan çevrelerin yaşadığı şaşkınlığın sonrasında artarak ve yaygınlaşarak sürmekte olan karamsarlık nasıl aşılacak?
O gece bu satırların yazarının da aralarında olduğu çevrelerde sadece şaşkınlık değil, büyük bir üzüntü ve öfke yaşandı.
Nedeni ise, alınan sonuçlardan daha çok, açıklama yapması beklenen başlıca ilgililerin ortaya çıkmaması, bunu da ister istemez birbirini tutmaz söylenti ve yorumların izlemesiydi.
24 Haziran’dan bu günlere beş aydan fazla zaman geçti.
Şimdiyse yerel seçimlere doğru yol alınmakta.
Bir değişiklik olmazsa (ülkemizde her an her şey olabilir) bu seçimler dört ay sonra, 31 Mart’ta yapılacak.
Yaklaşan seçim öncesinde toplumun sözünü ettiğim çevrelerindeki karamsarlığı görmemek, bu toplumdan tümüyle habersiz olmak demektir.

***

Katıldığım söyleşilerde, kitap fuarlarında, imzalarda, konu açıldığında tek bir iyimser görüşle karşılaşmadım.
Tam tersine, karamsarlığı daha da ileri götürerek, oy vermeye gitmeyeceklerini söyleyenlerle daha sık karşılaşır oldum.
Açıkçası, benim kendi duygularım da çok farklı değil.
Oy vermeye kuşkusuz gideceğim. Fakat heyecanla, sevinçle değil de, sorumluluk bilinciyle.
Çünkü kullanılmayacak her oy, karşı görüşe verilmiş oy demektir. Geçen seçimde pek çok seçmen tatil yörelerinden ayrılarak oy vermek için kendi seçim bölgelerine dönmüştü.
Dört ay sonraki seçim yine yaz aylarına rastlayacak olsa, aynı şey sanıyorum en azından aynı ölçülerde söz konusu olamazdı…
Bugün de belli çevreleri saran karamsarlık ve çıkışsızlık duyguları aşılamazsa, oy kullanma oranında büyük düşüşler yaşanması şaşırtıcı olmayacaktır.
Öyleyse ne yapmalı?

***

Seçmen ana muhalefet partisinden dolambaçlı sözler değil, açık ve net bir tavır bekliyor.
İstanbul (ve kuşkusuz Ankara) başta olmak üzere büyük şehirlerdeki adayların artık saptanması, açıklanması ve gecikmeksizin projelerini açıklamaya başlamaları gerekiyor.
Ana muhalefet partisindeki çok başlılık, dağınıklık, belirsizlik, her kafadan ayrı bir ses çıkması, bu partinin var olan ve olabilecek seçmeninde bıkkınlık yaratıyor.
İstanbul ve Ankara belediye başkan adaylarının doğru kişiler olarak saptanması bugün yaşamsal önemdedir.
Başta yine ana muhalefet partisi yönetimi olmak üzere, iktidar partisinin karşısında yer alan siyasal parti yöneticilerinin yanlış hesap yapmaya, kaprise, uzlaşmazlığa hakları yoktur.
Atacakları her yanlış adımın ve sonuçtaki başarısızlığın kendi siyasal varlıklarını da sona erdirecek olması kimsenin umurunda olmaz.
Fakat, ülkeye yapılacak kötülüğün lanetinden kurtulmanın mümkün olmadığının da bilinmesi gerekiyor.

***

Seçim sonuçlarının açıklandığı gece, milyonlarca insana yaşatılan şaşkınlık, karışıklık ve üzüntünün sorumluları bunun nedenlerini içtenlikle, inandırıcı biçimde açıklamalı ve toplumdan özür dilemelidir.
Ana muhalefet partisinin lider kadrosu, partinin önde gelenleri, hiçbiri dışarıda kalmaksızın, tıpkı Cumhurbaşkanlığı seçiminde olduğu gibi toplum önünde güçlü ve inandırıcı birlik görüntüsü vermelidir.
Muhalefetteki partiler, her uzlaşmada olduğu gibi karşılıklı özveri gerektiren bir uzlaşmayla ortak aday saptamada daha fazla gecikmemeli ve saptanacak adayları destekleme çalışmaları hızla başlamalıdır.Karamsarlık bulutlarının dağıtılması için öncelikle yapılması gerekenler sanırım bunlardır.

 

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

- Advertisement -spot_img

İNSTAGRAM

SON HABERLER

Karamsarlık nasıl aşılacak?

24 Haziran gecesi, AKP ve MHP yandaşları dışında kalan çevrelerin yaşadığı şaşkınlığın sonrasında artarak ve yaygınlaşarak sürmekte olan karamsarlık nasıl aşılacak?
O gece bu satırların yazarının da aralarında olduğu çevrelerde sadece şaşkınlık değil, büyük bir üzüntü ve öfke yaşandı.
Nedeni ise, alınan sonuçlardan daha çok, açıklama yapması beklenen başlıca ilgililerin ortaya çıkmaması, bunu da ister istemez birbirini tutmaz söylenti ve yorumların izlemesiydi.
24 Haziran’dan bu günlere beş aydan fazla zaman geçti.
Şimdiyse yerel seçimlere doğru yol alınmakta.
Bir değişiklik olmazsa (ülkemizde her an her şey olabilir) bu seçimler dört ay sonra, 31 Mart’ta yapılacak.
Yaklaşan seçim öncesinde toplumun sözünü ettiğim çevrelerindeki karamsarlığı görmemek, bu toplumdan tümüyle habersiz olmak demektir.

***

Katıldığım söyleşilerde, kitap fuarlarında, imzalarda, konu açıldığında tek bir iyimser görüşle karşılaşmadım.
Tam tersine, karamsarlığı daha da ileri götürerek, oy vermeye gitmeyeceklerini söyleyenlerle daha sık karşılaşır oldum.
Açıkçası, benim kendi duygularım da çok farklı değil.
Oy vermeye kuşkusuz gideceğim. Fakat heyecanla, sevinçle değil de, sorumluluk bilinciyle.
Çünkü kullanılmayacak her oy, karşı görüşe verilmiş oy demektir. Geçen seçimde pek çok seçmen tatil yörelerinden ayrılarak oy vermek için kendi seçim bölgelerine dönmüştü.
Dört ay sonraki seçim yine yaz aylarına rastlayacak olsa, aynı şey sanıyorum en azından aynı ölçülerde söz konusu olamazdı…
Bugün de belli çevreleri saran karamsarlık ve çıkışsızlık duyguları aşılamazsa, oy kullanma oranında büyük düşüşler yaşanması şaşırtıcı olmayacaktır.
Öyleyse ne yapmalı?

***

Seçmen ana muhalefet partisinden dolambaçlı sözler değil, açık ve net bir tavır bekliyor.
İstanbul (ve kuşkusuz Ankara) başta olmak üzere büyük şehirlerdeki adayların artık saptanması, açıklanması ve gecikmeksizin projelerini açıklamaya başlamaları gerekiyor.
Ana muhalefet partisindeki çok başlılık, dağınıklık, belirsizlik, her kafadan ayrı bir ses çıkması, bu partinin var olan ve olabilecek seçmeninde bıkkınlık yaratıyor.
İstanbul ve Ankara belediye başkan adaylarının doğru kişiler olarak saptanması bugün yaşamsal önemdedir.
Başta yine ana muhalefet partisi yönetimi olmak üzere, iktidar partisinin karşısında yer alan siyasal parti yöneticilerinin yanlış hesap yapmaya, kaprise, uzlaşmazlığa hakları yoktur.
Atacakları her yanlış adımın ve sonuçtaki başarısızlığın kendi siyasal varlıklarını da sona erdirecek olması kimsenin umurunda olmaz.
Fakat, ülkeye yapılacak kötülüğün lanetinden kurtulmanın mümkün olmadığının da bilinmesi gerekiyor.

***

Seçim sonuçlarının açıklandığı gece, milyonlarca insana yaşatılan şaşkınlık, karışıklık ve üzüntünün sorumluları bunun nedenlerini içtenlikle, inandırıcı biçimde açıklamalı ve toplumdan özür dilemelidir.
Ana muhalefet partisinin lider kadrosu, partinin önde gelenleri, hiçbiri dışarıda kalmaksızın, tıpkı Cumhurbaşkanlığı seçiminde olduğu gibi toplum önünde güçlü ve inandırıcı birlik görüntüsü vermelidir.
Muhalefetteki partiler, her uzlaşmada olduğu gibi karşılıklı özveri gerektiren bir uzlaşmayla ortak aday saptamada daha fazla gecikmemeli ve saptanacak adayları destekleme çalışmaları hızla başlamalıdır.Karamsarlık bulutlarının dağıtılması için öncelikle yapılması gerekenler sanırım bunlardır.

 

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

- Advertisement -spot_img

İNSTAGRAM

SON HABERLER