15.9 C
Hamburg
Cumartesi, Haziran 15, 2024

RTÜK nedir?

RTÜK dediğimiz kuruluşun bu kısa adının açılımının Radyo ve Televizyon Üst Kurulu demek olduğunu biliyoruz..

Ya da yaşamlarımıza girdiği için ister istemez öğrendik.

Fakat ne zaman ve neden kurulmuş, kime bağlıdır?

Üst kurul ne demek?

Kimin üstü?

Bu üst kurulun da üstünde biri, bir kurum var mı?

Bunlar ise sade bir yurttaş olarak benim zihnimi kurcalayan bazı sorular.

***

Konuyla ilgili internet siteleri ülkemizde özel radyo ve televizyonların 1990 yılından itibaren herhangi bir yasal düzenlemeye tabi olmaksızın yayın dünyasına girdikleri bilgisiyle başlıyor.

1993 yılında bir anayasa değişikliği yapılarak radyo ve televizyon yayınları üzerindeki kamu tekeli ortadan kaldırılmış.

Bu açıklamadan anlaşılan, söz konusu anayasa değişikliği ile fiili durumun yasaya uydurulmuş olduğu.

Bunu, bir yıl sonra Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’nun kurulması izlemiş.

Bu tarihte siyasal yönetimde Tansu Çiller’in başbakanlığında Doğru Yol-Sosyal Demokrat Halkçı Parti koalisyon hükümeti bulunduğunu, cumhurbaşkanının Süleyman Demirel olduğunu dipnot olarak düşelim. 

***

Yine ilgili sitelerde RTÜK’ün görev ve yetkileri özetle şöyle açıklanmakta:

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu, radyo ve televizyon faaliyetlerini düzenlemek ve denetlemekle görevli, anayasanın 133. maddesi kapsamında üyeleri TBMM Genel Kurulu’nca seçilen, özerk ve tarafsız bir kamu tüzelkişiliğidir.”

Söz konusu 133. madde 1982 Anayasası’nda tek cümledir ve şöyledir: “Radyo ve televizyon istasyonları kurmak ve işletmek kanunla düzenlenecek şartlar çerçevesinde serbesttir.”

Bu maddeye 2005 yılında eklenen bir fıkrayla ise Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’nun bugünkü konumu belirleniyor…

Buna göre, dokuz üyeden oluşan üst kurula bu üyeler “..siyasi parti gruplarının üye sayısı oranında belirlenecek üye sayısının ikişer katı olarak gösterecekleri adaylar arasından, her siyasi parti grubuna düşen üye sayısı esas alınmak suretiyle Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu’nca seçilir.”

Çok karışık, öyle değil mi?

Yoksa bilerek mi karıştırılmış?

Bu karışık cümleler içinde söylenen ve uygulamadaki durum çok açık olarak şudur:

RTÜK üyelerinin çoğunluğu, parlamentoda çoğunlukta olan partinin, yani iktidardaki partinin milletvekillerince belirlenir…

Böyle olunca da “özerk ve tarafsız kamu tüzelkişiliği” sözü doğal olarak havada kalmaktadır.

***

Şimdi de girişteki soruları kısaca yanıtlayalım:

Ne olduğunu, neden, nasıl ve ne zaman kurulduğunu öğrenmiş olduk. 2005 tarihli ek fıkrada bunlar açıkça yazılı.

Üst kurul ne mi demek? Astığım astık kestiğim kestik demek.

Kimin mi üstü? Özel radyo ve televizyon kuruluşlarının üstü, amiri.

Bu üst kurulun üstünde biri, bir kurum var mı?

Olmaz olur mu! Onun üstünde üyelerin çoğunluğunu oluşturan iktidardaki siyasal parti, ülkemizin günümüzdeki koşullarında da tek adam var.

Böylece RTÜK denilen kuruluşun bütün bu süslü püslü yasal kılıfların ardında, siyasal iktidara bağlı hem bir sansür hem bir ceza-infaz kuruluşu olduğunu görüp anlamış oluyoruz.

***

Sorularla başlamıştım, yazıyı zihnimi kurcalayan bir başka soruyla tamamlayayım:  

2005’teki değişiklik sırasında muhalefetin tutumu ne oldu, bugünkü despotik uygulama öngörülebildi mi?

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

- Advertisement -spot_img

İNSTAGRAM

SON HABERLER

RTÜK nedir?

RTÜK dediğimiz kuruluşun bu kısa adının açılımının Radyo ve Televizyon Üst Kurulu demek olduğunu biliyoruz..

Ya da yaşamlarımıza girdiği için ister istemez öğrendik.

Fakat ne zaman ve neden kurulmuş, kime bağlıdır?

Üst kurul ne demek?

Kimin üstü?

Bu üst kurulun da üstünde biri, bir kurum var mı?

Bunlar ise sade bir yurttaş olarak benim zihnimi kurcalayan bazı sorular.

***

Konuyla ilgili internet siteleri ülkemizde özel radyo ve televizyonların 1990 yılından itibaren herhangi bir yasal düzenlemeye tabi olmaksızın yayın dünyasına girdikleri bilgisiyle başlıyor.

1993 yılında bir anayasa değişikliği yapılarak radyo ve televizyon yayınları üzerindeki kamu tekeli ortadan kaldırılmış.

Bu açıklamadan anlaşılan, söz konusu anayasa değişikliği ile fiili durumun yasaya uydurulmuş olduğu.

Bunu, bir yıl sonra Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’nun kurulması izlemiş.

Bu tarihte siyasal yönetimde Tansu Çiller’in başbakanlığında Doğru Yol-Sosyal Demokrat Halkçı Parti koalisyon hükümeti bulunduğunu, cumhurbaşkanının Süleyman Demirel olduğunu dipnot olarak düşelim. 

***

Yine ilgili sitelerde RTÜK’ün görev ve yetkileri özetle şöyle açıklanmakta:

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu, radyo ve televizyon faaliyetlerini düzenlemek ve denetlemekle görevli, anayasanın 133. maddesi kapsamında üyeleri TBMM Genel Kurulu’nca seçilen, özerk ve tarafsız bir kamu tüzelkişiliğidir.”

Söz konusu 133. madde 1982 Anayasası’nda tek cümledir ve şöyledir: “Radyo ve televizyon istasyonları kurmak ve işletmek kanunla düzenlenecek şartlar çerçevesinde serbesttir.”

Bu maddeye 2005 yılında eklenen bir fıkrayla ise Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’nun bugünkü konumu belirleniyor…

Buna göre, dokuz üyeden oluşan üst kurula bu üyeler “..siyasi parti gruplarının üye sayısı oranında belirlenecek üye sayısının ikişer katı olarak gösterecekleri adaylar arasından, her siyasi parti grubuna düşen üye sayısı esas alınmak suretiyle Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu’nca seçilir.”

Çok karışık, öyle değil mi?

Yoksa bilerek mi karıştırılmış?

Bu karışık cümleler içinde söylenen ve uygulamadaki durum çok açık olarak şudur:

RTÜK üyelerinin çoğunluğu, parlamentoda çoğunlukta olan partinin, yani iktidardaki partinin milletvekillerince belirlenir…

Böyle olunca da “özerk ve tarafsız kamu tüzelkişiliği” sözü doğal olarak havada kalmaktadır.

***

Şimdi de girişteki soruları kısaca yanıtlayalım:

Ne olduğunu, neden, nasıl ve ne zaman kurulduğunu öğrenmiş olduk. 2005 tarihli ek fıkrada bunlar açıkça yazılı.

Üst kurul ne mi demek? Astığım astık kestiğim kestik demek.

Kimin mi üstü? Özel radyo ve televizyon kuruluşlarının üstü, amiri.

Bu üst kurulun üstünde biri, bir kurum var mı?

Olmaz olur mu! Onun üstünde üyelerin çoğunluğunu oluşturan iktidardaki siyasal parti, ülkemizin günümüzdeki koşullarında da tek adam var.

Böylece RTÜK denilen kuruluşun bütün bu süslü püslü yasal kılıfların ardında, siyasal iktidara bağlı hem bir sansür hem bir ceza-infaz kuruluşu olduğunu görüp anlamış oluyoruz.

***

Sorularla başlamıştım, yazıyı zihnimi kurcalayan bir başka soruyla tamamlayayım:  

2005’teki değişiklik sırasında muhalefetin tutumu ne oldu, bugünkü despotik uygulama öngörülebildi mi?

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

- Advertisement -spot_img

İNSTAGRAM

SON HABERLER