10.9 C
Hamburg
Pazar, Haziran 9, 2024

AVRUPA BİRLİĞİ

AVRUPA BİRLİĞİ

Avrupa Birliği, Avrupa Kıtası içerisinde bulunan ve İkinci Dünya Savaşı sonrası bazı devletler tarafından kurulan birliğin adıdır.

Avrupa Kıtasında yüz yıllarca süren ve İkinci Dünya Savaşı ile ağır bedeller ödeyen Avrupa`nın ileri gelen ülkeleri, bu kıtada bir daha savşların olmaması için, bazı anlaşmalara imza atmışlardır. Temeli 1951 senesinde atılan, o günkü adı Montan Birliğidir.

Avrupa Ekonomik Birliği`ni oluşturan ilk ülkeler Belçika, Almanya, Fransa, İtalya, Luxemburg ve Hollanda. 1957 senesinde Roma`da imzalanan birliğin adı Avrupa Ekonomik Birliği olarak değiştirilmiştir (AEB). 1960 sonlarında ekonomik gelişmeler oldukca başarılıydı. Ekonominin olumlu gelişmesi, ülkeler arasındakı gümrük vergilerinin kaldırılmasına bağlanır.

1968 senesinde Avrupa Kıtası, genel olarak Fransa`da başlayan 1968 öğrenci hareketi, birlik içerisinde birçok değişikliklerin yapılmasını zorunlu kılmıştır.

01 Ocak 1973 tarihinde yapılan anlaşma ile, Danimarka, Irlanda ve Birleşik Krallık (İngiltere) Avrupa Birliği üyesi olmuşlardır. 1979 senesinden itibaren Avrupa Birliği Parlementosu üye ülkelerin seçmenleri tarafından seçilmeye başlamıştır. 1981 senesinde Yunanistan Avrupa Birliği`ne onuncu üye olarak kabul edilmiştir.

Avrupa Birliği üye devletleri, sınırları açan birçok anlaşmalar yapmışlardır. Bunların başında Maastricht ve Schengen Anlaşmaları gelmektedir. Bu anlaşmalar Avrupa Birliği vatandaşlarına vizesiz ve kontrolsüz seyahat imkanları sağlamıştır.

01 Ocak 2002 tarihinde, Avrupa Birliği para birimi olarak EURO kabul edilmiş ve o güne kadar geçerli olan milli paralar piyasadan kaldırılmıştır. Örneğin, halen dilimizden düşürmediğimiz, o güzel Mark gibi.

1990 sonrası, Avrupa Kıtası içerisinde büyük değişiklikler olmuştur. Seksenli yılların sonlarına gelindiğinde, ilk işci hareketi Polonya`da Solodarnoş adında ki sendika ile başlamıştır. Solodarnoş, kilise, Amerika ve Avrupa Birliği`nin desteği ile, Sovet bloğunu sallamıştır. Sonunda olan olmuş ve Berlin Duvarı yıkılmış ve Sovetler Birliği dağılmıştır.

Sovyetler Birliği`nin yıkılmasını sağlayan Doğu Ülkeleri`nun, Avrupa Birliği tarafından ödüllenmesi gerekiyordu. Bu ülkelere sağlanacak maddi destek ile, aynı zamanda tıkanmış olan Avrupa Birliği Ülkeleri ekonomisininde canlanması sağlanacaktı.

Önemle, Almanya`nın Doğu Almanya`yı yeniden inşaa etmesi için, büyük miktarda paraya ihtiyacı vardı. Doğu ülkelerinin sanayısı ve teknolojisinin yenilmesinin yanında, tüketim mallarınada ihtiyaçları olduğu Avrupa Birliği ülkeleri tarafından biliyordu. Başta Almanya olmak üzere, birçok ülkeler, ellerinde yığılan veya stoklaşan yeni veya kullanılmış makinalarını Macaristan, Çekoslovakya, Polonya veya Bulgaristan gibi ülkelere satmışlardır. Verdikleri kırediler ile, o ülkeleri borçlandırırken, sattıkları mamüller ile, o paraları yeniden ülkelerine çekmeyi başarmışlardır.

Sovyetlerden kopan ülkeleri Avrupa Birliği üyesi yapmışlardır. Ülkelere fabrikalar kurulmuş, üretimler gerçekleşmiş, binek veya taşıma araçlarınına sahip olmuşlardır. Fakat, hızlı gelişecek Küresel Ekonomi öngörülememiştir.Yeni üye olan ülkelerde ki iş gücününde bir anlamı kalmamıştır.

Başta Macaristan, Çekoslovakya ve Polonya gibi ülkelerde işsizlik artmış, hayat pahalanmış ve borçlanma had safaya gelmiştir. İşsizlik ve hayat pahalılılığı söz konusu ülkelerde ırkcılığı ve faşizmi körüklemiştir.

Halen 27 ülkeden oluşan Avrupa Birliği ülkeleri Demokrasi, İnsan Hakları ve Hukuk`dan uzaklaşarak, daha baskıcı yönetimleri iktidar yapmıştır. Örneğin Macaristan Orban gibi bir faşist tarafından yönetilmektedir. İlk başta aldıkları paralarla zevk ve sefa içinde yaşıyan ülkeler, borçlu borcunu istediğinde, radikal tavırlar almaya başlamışlardır.

Corana Pandamisi sonunda, başta Avrupa Birliği ülkeleri olmak üzere, dünyada birçok ülkenin Demokrasi, İnsan Hakları ve Hukuk`dan uzaklaşan liderler tarafından yönetileceği endişesini taşıyorum. Ekonomik krizler sonunda oluşacak işsizlik ve geçim sıkıntısı ırkcılığı körükleyecektir.

Türkiye`de ise, halen iktidarda olan AKP ve onun Genel Başkanı, muhalifler üzerinde ki baskıyı artıracaktır. Dünkü gençler ile yaptığı görüşmede, sokak terörizmine müsade etmiyeceğiz demesi, geleceğin nasıl olacağını göstermektedir. Anlıyacağınız, Ortak Pazar ülkelerinde ve Türkiye`de oluşacak işsizlik, ekonomik sıkıntılara karşı protesto veya gösterilere müsade edilmiyecektir. Denemek istiyenleride zor kullanarak bastıracaklardır.

Ne diyelim, halkına değil, kendilerine refah sağlayanlar, oluşabilecek isyanlarada tahamül etmek zorundadır.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

- Advertisement -spot_img

İNSTAGRAM

SON HABERLER

AVRUPA BİRLİĞİ

AVRUPA BİRLİĞİ

Avrupa Birliği, Avrupa Kıtası içerisinde bulunan ve İkinci Dünya Savaşı sonrası bazı devletler tarafından kurulan birliğin adıdır.

Avrupa Kıtasında yüz yıllarca süren ve İkinci Dünya Savaşı ile ağır bedeller ödeyen Avrupa`nın ileri gelen ülkeleri, bu kıtada bir daha savşların olmaması için, bazı anlaşmalara imza atmışlardır. Temeli 1951 senesinde atılan, o günkü adı Montan Birliğidir.

Avrupa Ekonomik Birliği`ni oluşturan ilk ülkeler Belçika, Almanya, Fransa, İtalya, Luxemburg ve Hollanda. 1957 senesinde Roma`da imzalanan birliğin adı Avrupa Ekonomik Birliği olarak değiştirilmiştir (AEB). 1960 sonlarında ekonomik gelişmeler oldukca başarılıydı. Ekonominin olumlu gelişmesi, ülkeler arasındakı gümrük vergilerinin kaldırılmasına bağlanır.

1968 senesinde Avrupa Kıtası, genel olarak Fransa`da başlayan 1968 öğrenci hareketi, birlik içerisinde birçok değişikliklerin yapılmasını zorunlu kılmıştır.

01 Ocak 1973 tarihinde yapılan anlaşma ile, Danimarka, Irlanda ve Birleşik Krallık (İngiltere) Avrupa Birliği üyesi olmuşlardır. 1979 senesinden itibaren Avrupa Birliği Parlementosu üye ülkelerin seçmenleri tarafından seçilmeye başlamıştır. 1981 senesinde Yunanistan Avrupa Birliği`ne onuncu üye olarak kabul edilmiştir.

Avrupa Birliği üye devletleri, sınırları açan birçok anlaşmalar yapmışlardır. Bunların başında Maastricht ve Schengen Anlaşmaları gelmektedir. Bu anlaşmalar Avrupa Birliği vatandaşlarına vizesiz ve kontrolsüz seyahat imkanları sağlamıştır.

01 Ocak 2002 tarihinde, Avrupa Birliği para birimi olarak EURO kabul edilmiş ve o güne kadar geçerli olan milli paralar piyasadan kaldırılmıştır. Örneğin, halen dilimizden düşürmediğimiz, o güzel Mark gibi.

1990 sonrası, Avrupa Kıtası içerisinde büyük değişiklikler olmuştur. Seksenli yılların sonlarına gelindiğinde, ilk işci hareketi Polonya`da Solodarnoş adında ki sendika ile başlamıştır. Solodarnoş, kilise, Amerika ve Avrupa Birliği`nin desteği ile, Sovet bloğunu sallamıştır. Sonunda olan olmuş ve Berlin Duvarı yıkılmış ve Sovetler Birliği dağılmıştır.

Sovyetler Birliği`nin yıkılmasını sağlayan Doğu Ülkeleri`nun, Avrupa Birliği tarafından ödüllenmesi gerekiyordu. Bu ülkelere sağlanacak maddi destek ile, aynı zamanda tıkanmış olan Avrupa Birliği Ülkeleri ekonomisininde canlanması sağlanacaktı.

Önemle, Almanya`nın Doğu Almanya`yı yeniden inşaa etmesi için, büyük miktarda paraya ihtiyacı vardı. Doğu ülkelerinin sanayısı ve teknolojisinin yenilmesinin yanında, tüketim mallarınada ihtiyaçları olduğu Avrupa Birliği ülkeleri tarafından biliyordu. Başta Almanya olmak üzere, birçok ülkeler, ellerinde yığılan veya stoklaşan yeni veya kullanılmış makinalarını Macaristan, Çekoslovakya, Polonya veya Bulgaristan gibi ülkelere satmışlardır. Verdikleri kırediler ile, o ülkeleri borçlandırırken, sattıkları mamüller ile, o paraları yeniden ülkelerine çekmeyi başarmışlardır.

Sovyetlerden kopan ülkeleri Avrupa Birliği üyesi yapmışlardır. Ülkelere fabrikalar kurulmuş, üretimler gerçekleşmiş, binek veya taşıma araçlarınına sahip olmuşlardır. Fakat, hızlı gelişecek Küresel Ekonomi öngörülememiştir.Yeni üye olan ülkelerde ki iş gücününde bir anlamı kalmamıştır.

Başta Macaristan, Çekoslovakya ve Polonya gibi ülkelerde işsizlik artmış, hayat pahalanmış ve borçlanma had safaya gelmiştir. İşsizlik ve hayat pahalılılığı söz konusu ülkelerde ırkcılığı ve faşizmi körüklemiştir.

Halen 27 ülkeden oluşan Avrupa Birliği ülkeleri Demokrasi, İnsan Hakları ve Hukuk`dan uzaklaşarak, daha baskıcı yönetimleri iktidar yapmıştır. Örneğin Macaristan Orban gibi bir faşist tarafından yönetilmektedir. İlk başta aldıkları paralarla zevk ve sefa içinde yaşıyan ülkeler, borçlu borcunu istediğinde, radikal tavırlar almaya başlamışlardır.

Corana Pandamisi sonunda, başta Avrupa Birliği ülkeleri olmak üzere, dünyada birçok ülkenin Demokrasi, İnsan Hakları ve Hukuk`dan uzaklaşan liderler tarafından yönetileceği endişesini taşıyorum. Ekonomik krizler sonunda oluşacak işsizlik ve geçim sıkıntısı ırkcılığı körükleyecektir.

Türkiye`de ise, halen iktidarda olan AKP ve onun Genel Başkanı, muhalifler üzerinde ki baskıyı artıracaktır. Dünkü gençler ile yaptığı görüşmede, sokak terörizmine müsade etmiyeceğiz demesi, geleceğin nasıl olacağını göstermektedir. Anlıyacağınız, Ortak Pazar ülkelerinde ve Türkiye`de oluşacak işsizlik, ekonomik sıkıntılara karşı protesto veya gösterilere müsade edilmiyecektir. Denemek istiyenleride zor kullanarak bastıracaklardır.

Ne diyelim, halkına değil, kendilerine refah sağlayanlar, oluşabilecek isyanlarada tahamül etmek zorundadır.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

- Advertisement -spot_img

İNSTAGRAM

SON HABERLER