BEN DEĞİL, BİZ OLMALIYIZ!

Devlet veya şirket yönetiminde ben değil, biz varız diyenler başarılı olmuşlardır. Kendisine özgüveni olmayan, hayatı boyunca hep ezilmiş veya horlanmış insanlar devamlı BEN öznesini öne çıkarırlar.
Otoriter rejimleri oluşturanların veya o rejimlerin başında bulunanların geçmişlerine bakın, hepisi geçmişinde mutsuz, eğitimsiz veya horlanmış insanlardır.

ABD günlerdir protestolara sahne oluyor ve gelecek günler ne getirecek, bunu şuan kimse tahmin edemiyor. Çünkü, ABD`nin başında, tabiri yerindeyse bir Piskomat var. Herşeyi ben bilirim, beni eleştireni görevden alırım, gazetecilerin sorularına istersem cevap veririm diyen bir serseri. Trump neden bu kadar agresif, saldırgan ve karşısındakiler küçümsüyor, çünkü geçmişi çok kararnlık birisi.
Devletde hiç görev ve sorumluluk almamış insanı, ABD gibi bir ülkenin başına, yalnız parası olduğu için getirirsen, sonunda yaklaşık 300 senelik Amerika geleneklerini yok ettirirsin.

Daha önceleri Amerika`da meydana gelen olayları, ciddiyetsiz şekilde yorumlayan, Corona Virüsünü ciddiye almıyan Trump, George Floyd olayında ise, ateşe benzin dökmüştür. Meydana gelmiş olan gerginliği, daha fazla şiddetle tehdit etmek, örneğin orduyu sokağa indiririm demek, çok büyük bir hatadır.

Trump ciddiyetsiz hareketleri ile, dünyada ki popülistlerin yaptığını yapıyor, gazetecileri ve muhalifleri hedef gösteriyor. Gazetecileri ve muhaliflerini aşağılıyor, hedef gösteriyor ve aşağılık bir yaşam biçimi olarak tanımlıyor. Gazetecilere ve muhaliflere karşı kendi yandaşlarını harekete geçiriyor ve hedef gösteriyor. Bu tavır ise, son derece tehlikelidir ve ülkeyi sonu görünmeyen karanlığa sürükler.

Trump`ın yapmış olduğuna, biz türkler yabancı değiliz. Çok partılı düzene geçilenden sonra iktidara gelen bütün sağcı partilar, aynı popülist taktiği uygulamışlar ve başarısızlıklarını muhalefe yüklemeye çalışmışlardır.

Bugün Amerika`nın yaşadığını, biz Gezi olaylarında yaşadık. Gezi Parkı`nı koruyan gençleri rencide etmek yerine, onlarla konuşulsaydı, Gezi olaylarında onlarca vatandaşımız ölmeyecek ve sakat kalmayacaktı. Ne dedi iktidarda olan „Ben“, benim polislerim kahramanlık destanı yazdılar. Eğer o günler, ben değilde bizi öne çıkarabilseydik, olaylar başlamadan barışcı şekilde sona ererdi. Aslında Abdullah Gül konuya yapıcı yaklaşmıştı, fakat Erdoğan, siz haddinizi bilin, buna ben karar veririm dedi ve olayları ateşledi.

Ülke yönetimi birikim ister, birikimsiz yöneticileri danışman olarak bildikleri, heran yanlış yönlendirebilirler. Dolayısıyla, BEN bilirim değil BİZ bilirizi öne çıkarmak zorundayız. Ülke yönetimi bir kadro işidir. Onun için bakanlar, danışmanlar veya Muhalefet vardır.

Sağlık Bakanı diyor ki, bu hafta sonu sokağa çıkma yasağı yoktur.
İç İşleri Bakanı gece yayınladığı kararname ile, sokağa çıkma yasağı ilan ediyor.
Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan çıkıyor ve bakanlarına diyor ki, siz kim oluyorsunuz ki, sokağa çıkma yasağı konusunda karar alma yetkisini kendinizde buluyorsunuz. BEN sokağa çıkma yasağını iptal ettim. Hopbala, o zaman o bakanlara bu Millet neden maaş veriyor diye insanın sorası geliyor.

İşte muhalefet ile Erdoğan`ın anlaşamadıkları konu bu. Muhalefet diyor ki, ülkede hükümet, yani bakanlar kurulu yoktur, ülke tek adam, yani BEN tarafından idare ediliyor. Muhalefet haksızmı, haklı. O zaman neyi tartışıyoruz ki?

Sonuç olarak şunu diyorum, ülke BEN ile yönetilemez. Yönetmek isterseniz, birgün hem devleti ve hemde kendinizi bitirirsiniz. Bakın, daha birkaç gün öncesine kadar Trump`ın yeniden seçilmesine kesin bakanlar, bugün Trump`ın seçimi kayıp edeceğini söylüyorlar.

Gelin hep birlikte BİZ olalım. Ülkemizi yarınlara taşımak için, AKP, CHP, MHP, İP, HDP, SP ve Sivil Toplum Kuruluşları hep birlikte bir masa etrafında oturalım ve BİZ olduğumuzu anlayalım.
Muhalefeti hedef göstermek, muhalif yayın organlarını cezalandırmak veya aklınıza düştüğü an dokunulmazlıkları kaldırmanız, inanın ki sizi başarısızlığa ve seçim kayıp etmeye götürür. Son kamuoyu sonuçları sanırım bir şeyleri anlatıyor.

BEN DEĞİL, BİZ OLMALIYIZ!

Devlet veya şirket yönetiminde ben değil, biz varız diyenler başarılı olmuşlardır. Kendisine özgüveni olmayan, hayatı boyunca hep ezilmiş veya horlanmış insanlar devamlı BEN öznesini öne çıkarırlar.
Otoriter rejimleri oluşturanların veya o rejimlerin başında bulunanların geçmişlerine bakın, hepisi geçmişinde mutsuz, eğitimsiz veya horlanmış insanlardır.

ABD günlerdir protestolara sahne oluyor ve gelecek günler ne getirecek, bunu şuan kimse tahmin edemiyor. Çünkü, ABD`nin başında, tabiri yerindeyse bir Piskomat var. Herşeyi ben bilirim, beni eleştireni görevden alırım, gazetecilerin sorularına istersem cevap veririm diyen bir serseri. Trump neden bu kadar agresif, saldırgan ve karşısındakiler küçümsüyor, çünkü geçmişi çok kararnlık birisi.
Devletde hiç görev ve sorumluluk almamış insanı, ABD gibi bir ülkenin başına, yalnız parası olduğu için getirirsen, sonunda yaklaşık 300 senelik Amerika geleneklerini yok ettirirsin.

Daha önceleri Amerika`da meydana gelen olayları, ciddiyetsiz şekilde yorumlayan, Corona Virüsünü ciddiye almıyan Trump, George Floyd olayında ise, ateşe benzin dökmüştür. Meydana gelmiş olan gerginliği, daha fazla şiddetle tehdit etmek, örneğin orduyu sokağa indiririm demek, çok büyük bir hatadır.

Trump ciddiyetsiz hareketleri ile, dünyada ki popülistlerin yaptığını yapıyor, gazetecileri ve muhalifleri hedef gösteriyor. Gazetecileri ve muhaliflerini aşağılıyor, hedef gösteriyor ve aşağılık bir yaşam biçimi olarak tanımlıyor. Gazetecilere ve muhaliflere karşı kendi yandaşlarını harekete geçiriyor ve hedef gösteriyor. Bu tavır ise, son derece tehlikelidir ve ülkeyi sonu görünmeyen karanlığa sürükler.

Trump`ın yapmış olduğuna, biz türkler yabancı değiliz. Çok partılı düzene geçilenden sonra iktidara gelen bütün sağcı partilar, aynı popülist taktiği uygulamışlar ve başarısızlıklarını muhalefe yüklemeye çalışmışlardır.

Bugün Amerika`nın yaşadığını, biz Gezi olaylarında yaşadık. Gezi Parkı`nı koruyan gençleri rencide etmek yerine, onlarla konuşulsaydı, Gezi olaylarında onlarca vatandaşımız ölmeyecek ve sakat kalmayacaktı. Ne dedi iktidarda olan „Ben“, benim polislerim kahramanlık destanı yazdılar. Eğer o günler, ben değilde bizi öne çıkarabilseydik, olaylar başlamadan barışcı şekilde sona ererdi. Aslında Abdullah Gül konuya yapıcı yaklaşmıştı, fakat Erdoğan, siz haddinizi bilin, buna ben karar veririm dedi ve olayları ateşledi.

Ülke yönetimi birikim ister, birikimsiz yöneticileri danışman olarak bildikleri, heran yanlış yönlendirebilirler. Dolayısıyla, BEN bilirim değil BİZ bilirizi öne çıkarmak zorundayız. Ülke yönetimi bir kadro işidir. Onun için bakanlar, danışmanlar veya Muhalefet vardır.

Sağlık Bakanı diyor ki, bu hafta sonu sokağa çıkma yasağı yoktur.
İç İşleri Bakanı gece yayınladığı kararname ile, sokağa çıkma yasağı ilan ediyor.
Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan çıkıyor ve bakanlarına diyor ki, siz kim oluyorsunuz ki, sokağa çıkma yasağı konusunda karar alma yetkisini kendinizde buluyorsunuz. BEN sokağa çıkma yasağını iptal ettim. Hopbala, o zaman o bakanlara bu Millet neden maaş veriyor diye insanın sorası geliyor.

İşte muhalefet ile Erdoğan`ın anlaşamadıkları konu bu. Muhalefet diyor ki, ülkede hükümet, yani bakanlar kurulu yoktur, ülke tek adam, yani BEN tarafından idare ediliyor. Muhalefet haksızmı, haklı. O zaman neyi tartışıyoruz ki?

Sonuç olarak şunu diyorum, ülke BEN ile yönetilemez. Yönetmek isterseniz, birgün hem devleti ve hemde kendinizi bitirirsiniz. Bakın, daha birkaç gün öncesine kadar Trump`ın yeniden seçilmesine kesin bakanlar, bugün Trump`ın seçimi kayıp edeceğini söylüyorlar.

Gelin hep birlikte BİZ olalım. Ülkemizi yarınlara taşımak için, AKP, CHP, MHP, İP, HDP, SP ve Sivil Toplum Kuruluşları hep birlikte bir masa etrafında oturalım ve BİZ olduğumuzu anlayalım.
Muhalefeti hedef göstermek, muhalif yayın organlarını cezalandırmak veya aklınıza düştüğü an dokunulmazlıkları kaldırmanız, inanın ki sizi başarısızlığa ve seçim kayıp etmeye götürür. Son kamuoyu sonuçları sanırım bir şeyleri anlatıyor.