İstanbul`un en güzide yerine Boğaziçi denir.
Burada İstanbul Boğazı`nı anlatmıyacağım, onu anlatmaya benim coğrafiya ve tarih bilgim yetmez.
Burada anlatmak istediğim, yalnız Türkiye`nin değil dünyanında çok saygın bir bilim kurumu olan Boğaziçi Ünüversitesi. Eğer siz Boğaziçi Üniversitesi mezunu iseniz, dünyanın en tanınmış üniversiteleri tarafından kabul görürsünüz.
Son senelerde dünyanın ilk 500 üniversitesi içinde yer bulamasada, yinede Boğaziçi, ODTÜ ve İstanbul Üniversitesi halen dünyanın saygın üniverdsiteleri olarak kabul görürler. O zaman sormak gerekmiyormu, neden Boğaziçi, ODTÜ ve İstanbul üniversiteleri dünyanın ilk 500 üniversitelerinin içinde yoklar.
Yoklar, çünkü üniversitelerimiz bir bilim, araştırma ve elestirme merkezleri olması gerekirken, iktidarın borazanlığını yapan rektörler tarafından yönetilmektedirler. İktidar ve onun atadığı rektörler araştıran, konuşan veya tartışan üniversiteler, öğretim üyeleri veya öğrenciler istemiyorlar.
Düşünün, Türkiye`nin Anayasa`sı ve yönetim şekili değişiyor, ünüversitelerin hukuk fakülteleri hiçbir görüş bildirmiyor. O zaman sormazlarmı, siz öğrencilerinize hukuku ve adaleti nasıl öğretiyorsunuz?
Düşünün, Türkiye acımasız bir salgın ile mücadele ediyor, tıp fakültelerinden çıt yoktur, neden? Tıp alanında bilim adamı olan öğretim üyeleri bugün konuşmuyorlarsa, ne zaman konuşacaklar?
Düşünün, Türkiye`de ekonomi kötü yönetiliyor, yatırımlar yapılmıyor, halk aclık ve sefalet içinde, ülkenin üniversitelerinin ekonomi fakültelerinin hocaları görüş belirtmiyorlar, neden?
Üniversitelerin hükümetin yönetimini eleştirbilmesi veya öneriler sunması için, üniversitelerin özerk olması gerekir. Yani, Cumhurbaşkanı dahi olsa, ona yanlış yapıyorsun deme cesaretine sahip olması gerekir.
Düşüne biliyrmusunuz, üniversiteyi yönetecek Rektör`ü, o üniversitelerin öğretim üyeleri, öğrencileri ve mütevelli Heyeti seçmiyecek, Rektör`ü Beyefendi atayacak. Rektörler liyakat, bilgi ve uluslar arası yayınlanan makale sahiplerinden değil, AKP üyesi ve siyasal İslam`ın savunucularından, yani biat edenlerden atanmaktadır.
Boğaziçi Üniversitesi gibi, dünyanın gözde üniversitelerinden birisine Kayum gibi rektör atarsanız, sonunda o üniversitenin öğretim üyeleri ve öğrencilerinin tepkisini çekersiniz.
Soruyorum, Allah`dan korkmadan veya kuldan utanmadan, Türkiye`nin en zeki öğrencilerinin üzerlerine polis sürmeniz, Türkiye Cumhuriyeti`ne yakıştımı?
Türkiye`yi yönetenlerin bilmesini isterim ki, Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri sizin zekanızı yüz katlar. Eğer üniversiteleri medreseler haline getirmek istiyorsanız, bunu başaramıyacaksınız.
Eğer, üniversiteleri arka bahçeniz olarak görüyorsanız, yanılıyorsunuz.
Eğer, Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerini polis copu, biber gazı veya TOMA`larla susturacağınızı sanıyorsanız, yanılıyorsunuz.
Eğer, Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerini ters kelepçe ile yerlerde sürüklüyorsanız, geleceğinizi karartıyorsunuz.
Zekanız ülkeyi barış içinde yönetmeye yetmediği için, baskı ve zulüm uygulayarak ülkeyi yönetmek istiyorsunuz.
Eğer Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerini terörist olarak niteliyorsanız, çok yanılıyorsunuz. Onlar sizin tosuncuklar gibi soruları çalarak değil, üstün zekaları ile, o üniversiteye girmeye hak kazanmışlardır.
Eğer her hak arayanı, haksızlığa karşı geleni veya sizin gibi düşünmeyeni düşman görürseniz, gün gelir sizi savunacak kimseyi bulamazsınız.
Sonunda Boğaziçi Üniversitesi kapısına kelepçe takmakda size nasip oldu.
Sizin zekanız o çocukları anlamaya değil, Üniversite kapısına kelepçe takmaya yetiyor.
Anne ve Babalar, Yavrularını yalnız bırakmamalıydı! Hep beraber sokağa dökülmeliydiler ki, bu Yavrular terörist damgası yemesinler!
İkinci istikamet Külliye olmalı çünkü emirler oradan çıkıyor!
Bugünleri yaşattıkları için hepsini kınıyor ve onlar adına utanıyorum.
Teşekkürler Sayın Albayrak