İç kadehler dolusu şarabı.
Beni an! Bu gece.!
Ney’ler üflenip, sazlar çaldığında,
Yüreğimin sesi,şarkılarla gönlüne dolsun bu gece.
Fısıldadığım senden uzakta ki yakılmış türküler,
Karanlıklardan kopsun gelsin,
Yazılsın yüreğine bu gece.
Ay’ın ışıltısında,
Gözlerine baktığımı hatırla,
Ellerinde tenimin sıcaklığını hisset!
Şarabın rengi dudaklarına yapıştıysa eğer,
Kapat dudaklarını.
Solmasın.Gelmemi bekle!
Kapa,Zindanına gönlümün Alevlerini,
Kilitle,çıkmasın dumanları,Söndürme!
Yansın için için bu gece.
Uzaklardan hissediyorum ben seni bu gece.
Cellatımı bekler gibiyim,
Elimde kalbim,yüzümde tebesüm,
Islanmış sokaklardan gelip,
Kırmızıların gizemi içerisinde
Kapımı aç istiyorum bu gece .
Çıldırmış yalnızlık,
Kudurmuş arzularla başbaşayken,
Yılların ardından ansızın,
Gecenin bir yerinde hatırlanmağa,
Ellerini tutmağa,
Dudaklarında sakladığın son nefesini koklamağa,
Ramak kalmışken, gözlerine bakmağa,
Uyanmanın zamanımıydı şimdi be gülüm.
Bu An’da bu gece!
Bak,korktum şimdi,
İçerime doldu bir ürperti.
Halbuki ne güzelde bekler olmuştum,cellatımı gece vakti.
Gözlerine bakamam daha,
Bakarsam gözlerine, kıyamazsın bilirim.
Ölmenin de anlamı kalmadı ertele gitsin,
Yaşamak gibi tadı olmayacak bu gece.
21.09.2013