Bu yıl Cumhuriyetimizin 91. yılını kaygıyla kutladık. Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının emperyalizme teslim olmuş Osmanlı’dan, Anadolu insanıyla birlikte yarattığı Türkiye Cumhuriyet’i bugün AKP yönetiminde yeni yasa ve düzenlemelerle her geçen gün karanlığa doğru sürüklenmekte, her türlü insan hakları ve onuru yok sayılmakta, Atatürk devrimlerinin kazanımları gün be gün sistematik bir şekilde yok edilmektedir.
Ülkemizin dört bir yanı ateş çemberi içinde…Burnumuzun dibinde IŞİD’in insanlık dışı katliamları… Doğu ve güneydoğuda güvenlik güçlerimize karşı yapılan hain saldırılar… Daha Soma’daki 301 madencimizin acısı dinmeden Konya Ermenek’te 18 madenci kardeşimiz için umutsuzca bekleyişimiz(ben bu satırları yazarken madencilerimize hala ulaşılmamıştı)… ve işin acı tarafı ise ülkeye yönetenlerin 1,4 milyar dolarlık Ak-saray’ı içinde olup biteni tutarsızca izlemeleri… Kısacası ülkemizin ve toplumumuzun her alanı adeta bir ateş çemberi içerisinde yanmaktadır.
Böyle bir durumda Cumhuriyetimizin 91. yılını kutlamak hiç kolay değildi. Tam tersi Cumhuriyetimizin 91. yılını içimizdeki buruklugu gelecekte güzel günlerin bizi bekledigi inancına dönüştürerek, Cumhuriyetimizin sahipsiz olmadığını Hamburg’da güçlü bir şekilde kutlayarak gösterdik… Çünkü biz bir şey yapmazsak ne Türkiye Türkiye olarak kalır ne de ortada bir Cumhuriyet olur…
Evet gün gerçekten hiç olmadığı kadar karanlıktır ama unutmayın ki karanlığın en koyu olduğu an, aydınlığın en yakın olduğu zamandır…
Nasıl ki ülkemiz Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde 91 yıl önce kendisini karanlıklardan aydınlığa , çağdaş, demokratik laik bir Cumhuriyete taşıdı…Yine aynı kararlılıkla ülkemizin demokratik, çağdaş, ilerici güçleri olan bizler….Kendilerini tam bağımsız Türkiye uğruna feda eden devrimcilerimiz… Gezi Parkımız…Ve Anadolu insanına olan inancımız bizi bu karanlıktan aydınlığa çıkaraktır.