Bu sene diğer yıllara oranla Cumhuriyet`ımızın 94. yılı çok daha coşkulu ve yüksek katılım ile kutlandı.

Hamburg´u göz önüne aldığımızda „Efendiler yarın Cumhuriyeti ilan ediyoruz“ başlığında Wedel de vatandaşlarımızın yoğun ilgi gösterdiği gecede CHP Milletvekili Eren Erdem´in de katılımıyla kutladık. 29 Ekim günü ise TGH´daki Cumhuriyet Bayramı etkinliğinde ise bir çok vatandaş gösteriyi ayakta izlemek zorunda kaldı ,hatta  bazıları yoğunluktan ötürü erken ayrılmak zorunda kaldı. Artık salonlara sığmayan, Cumhuriyet´e sahip çıkan bir kitle var.

Bu gelişme şunu gösterdi ki; gelecek yıllarda bu ve benzeri etkinliklerin daha büyük salonlar yapılması zaruri olmuştur.

30 Ekim´de ise Hamburg Başkonsolosluğu tarafından düzenlenen geleneksel resepsiyon daveti ile kutlamalar son buldu.

Cumhuriyet`ımize bu coşkulu kutlamalar ile sahip çıkılmasına rağmen ne yazık ki bu gerçekliğe göz yumanlar ve bu durumdan rahatsız olanlar oldu. Hangi Cumhuriyet? Cumhuriyet`in kutlanacak niye kaldı gibi ucuz söylemler üretmeye çalıştılar. Özellikle resepsiyona katılanlara mesnetsiz sözlerle sataşmaya çalıştılar.

BİZLER HANGİ CUMHURİYET`İ KUTLUYORUZ?

Sahip çıktığımız Cumhuriyet tabiki Mustafa Kemal Atatürk´ün bizlere emanet ettiği çağdaş, demokratik, laik, sosyal hukuk devletidir.

Atatürk`ün mirası Aydınlanmacı, Çağdaş, Bilimsel ve Evrensel değerlerle taçlandıracağımız Cumhuriyet´tir.

Bu konuda geçtiğimiz günlerde sosyal medya birçok yorum yapıldı. Bunların öne çıkanları ve en çok beğeni alanları; Cumhuriyet´in anti-Emperyalist ve Bağımsızlıkçı yönüne dikkat çekenler, Deniz Gezmiş ve arkadaşları, Uğur Mumcu, Ahmet Taner Kışlalı, Bahriye Üçok gibi değerlere vurgu yapanlar ve laik Cumhuriyet`i savunanlar  oldu.

Dil, din, ırk, mezhep ve cinsiyet ayrımcılığı yapılmayan Cumhuriyet´i savunduğumuza kimsenin şüphesi olmasın!

AKP ve yandaşlarının kendi içinde ciddi sorunlar yaşamakta, dağılma noktasına gelmelerini metal yorgunluğu gibi yapay şeylerle açıklamaya çalışıyorlar. Ardından İstanbul, Ankara, Bursa, Balıkesir gibi kentlerdeki belediye başkanlarını zorla istifa ettirerek bu durumu kanıtladılar.

AKP´nin çözüldüğü sırada kendi tabanımızı konsolide edeceğimiz yerde bir takım neye hizmet ettiği belli olmayan söylemler ortaya atmak olsa olsa siyasi ön görüsüzlük ve cehalet olarak açıklanabilir.

Evet , yolun sonu görünüyor. AKP  ve RTE  hızlı bir inişe geçmiştir ve siyasi konjuktur artık tersine dönmüştür! Kamoyu yoklamaları bu gelişmeleri teyit eder nitelikte. Tüm mesele hangi strateji ve ittifaklarla bu süreci hızlandırabiliriz sorusunda yatmaktadır. Bu ittifak ise Türkiye´nin bölünmez bütünlüğünden yana olan, demokrasi ve Atatürk ilkelerinde birleşenlerle olacaktır.

Bu duygularla hepimizin çağdaş, uygar bilim ve akıldan, aydınlanmadan, demokrasi ve özgürlüklerden yana olan Cumhuriyet Bayramını kutluyorum.

Bu sene diğer yıllara oranla Cumhuriyet`ımızın 94. yılı çok daha coşkulu ve yüksek katılım ile kutlandı.

Hamburg´u göz önüne aldığımızda „Efendiler yarın Cumhuriyeti ilan ediyoruz“ başlığında Wedel de vatandaşlarımızın yoğun ilgi gösterdiği gecede CHP Milletvekili Eren Erdem´in de katılımıyla kutladık. 29 Ekim günü ise TGH´daki Cumhuriyet Bayramı etkinliğinde ise bir çok vatandaş gösteriyi ayakta izlemek zorunda kaldı ,hatta  bazıları yoğunluktan ötürü erken ayrılmak zorunda kaldı. Artık salonlara sığmayan, Cumhuriyet´e sahip çıkan bir kitle var.

Bu gelişme şunu gösterdi ki; gelecek yıllarda bu ve benzeri etkinliklerin daha büyük salonlar yapılması zaruri olmuştur.

30 Ekim´de ise Hamburg Başkonsolosluğu tarafından düzenlenen geleneksel resepsiyon daveti ile kutlamalar son buldu.

Cumhuriyet`ımize bu coşkulu kutlamalar ile sahip çıkılmasına rağmen ne yazık ki bu gerçekliğe göz yumanlar ve bu durumdan rahatsız olanlar oldu. Hangi Cumhuriyet? Cumhuriyet`in kutlanacak niye kaldı gibi ucuz söylemler üretmeye çalıştılar. Özellikle resepsiyona katılanlara mesnetsiz sözlerle sataşmaya çalıştılar.

BİZLER HANGİ CUMHURİYET`İ KUTLUYORUZ?

Sahip çıktığımız Cumhuriyet tabiki Mustafa Kemal Atatürk´ün bizlere emanet ettiği çağdaş, demokratik, laik, sosyal hukuk devletidir.

Atatürk`ün mirası Aydınlanmacı, Çağdaş, Bilimsel ve Evrensel değerlerle taçlandıracağımız Cumhuriyet´tir.

Bu konuda geçtiğimiz günlerde sosyal medya birçok yorum yapıldı. Bunların öne çıkanları ve en çok beğeni alanları; Cumhuriyet´in anti-Emperyalist ve Bağımsızlıkçı yönüne dikkat çekenler, Deniz Gezmiş ve arkadaşları, Uğur Mumcu, Ahmet Taner Kışlalı, Bahriye Üçok gibi değerlere vurgu yapanlar ve laik Cumhuriyet`i savunanlar  oldu.

Dil, din, ırk, mezhep ve cinsiyet ayrımcılığı yapılmayan Cumhuriyet´i savunduğumuza kimsenin şüphesi olmasın!

AKP ve yandaşlarının kendi içinde ciddi sorunlar yaşamakta, dağılma noktasına gelmelerini metal yorgunluğu gibi yapay şeylerle açıklamaya çalışıyorlar. Ardından İstanbul, Ankara, Bursa, Balıkesir gibi kentlerdeki belediye başkanlarını zorla istifa ettirerek bu durumu kanıtladılar.

AKP´nin çözüldüğü sırada kendi tabanımızı konsolide edeceğimiz yerde bir takım neye hizmet ettiği belli olmayan söylemler ortaya atmak olsa olsa siyasi ön görüsüzlük ve cehalet olarak açıklanabilir.

Evet , yolun sonu görünüyor. AKP  ve RTE  hızlı bir inişe geçmiştir ve siyasi konjuktur artık tersine dönmüştür! Kamoyu yoklamaları bu gelişmeleri teyit eder nitelikte. Tüm mesele hangi strateji ve ittifaklarla bu süreci hızlandırabiliriz sorusunda yatmaktadır. Bu ittifak ise Türkiye´nin bölünmez bütünlüğünden yana olan, demokrasi ve Atatürk ilkelerinde birleşenlerle olacaktır.

Bu duygularla hepimizin çağdaş, uygar bilim ve akıldan, aydınlanmadan, demokrasi ve özgürlüklerden yana olan Cumhuriyet Bayramını kutluyorum.