Geçtiğimiz Cumartesi (17 Eylül 2016), Hessen Atatürkçü Düşünce Derneği’nin (HE-ADD) davetlisi olarak Frankfurt’taydık ve Ali Türkşen ile beraber; 15 Temmuz Darbe Girişimini, arka planını anlattık ve bu kapsamda merak edilen sorulara eyyamcılık yapmadan yanıt vermeye çalıştık.
Bu başarılı organizasyon ve konukseverlikleri nedeniyle; Hessen ADD Başkanı Eren Tiryaki’ye, Yönetim Kuruluna ve Utku Külahçı’ya teşekkür eder, Almanya’daki çalışmaları ve mücadeleleri için başarılar dilerim.
BAŞAT SORUMLU AKP
Evet; önde Gülen Cemaati, arkasında ise ABD’nin olduğu 15 Temmuz Darbe Girişiminin başarısızlığa uğratılması ile ülkemiz, gerçekten büyük bir badireden kurtulmuştu kurtulmasına ama daha büyük badireye doğru koşar adım gidiyordu! Çünkü; darbe girişimini başarısız kılan esas gücün ne olduğu konusunda teşhis yanlıştı ve sonrasında yapılanlar yanlışın karesiydi! Cemaatlerin, iyisi kötüsü olamazdı. Amerikalıların “Ilımlı İslam” dedikleri şey, gerçekte “Siyasal İslam” idi ve cemaatlere taşere edilmişti. Yani; “Siyasal İslamcı” olunarak, “Yeni Osmanlı” hayali peşinde koşularak, emperyalizmin topraklarımız üzerinde emellerini realize etmeye çalıştığı planlara karşı konulamazdı.
Demokrasimiz kusurlu olduğu için, hukuk ve adalet düzenimiz bağımsız ve tarafsız olmadığı ve Cumhuriyetimizin kurucu ideolojisini aşındırdığımız ve korumadığımız için 15 Temmuz’u yaşadık. 14 yıllık AKP İktidarı, bu konuda başat sorumluluğa sahip.
SANIRIM ÜZGÜNLER!
Almanya; Türkiye ile yatıyor Türkiye ile kalkıyor. Yazılısı ve görseli ile medyada Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Türkiye’nin olmadığı an yok! Konferansa gelenlerden birisi anlattı; “Erdoğan’ı görmemek ve duymamak için televizyon paketinden Türk kanallarını çıkardım ama ne çare! Şimdi de Alman medyası sabah akşam veriyor ama yererek ve kötüleyerek!”
Alman ana akım medyası, Darbe Girişiminin önünde Cemaat’in, arkasında ABD’nin olduğunu görmemezlikten geliyor. Bunun nedeni ABD! Çünkü; Alman medyası tamamen ABD’nin kontrolü altında. Almanya’da Amerikan karşıtı yazı göremezsiniz. Darbe girişimi başarısız olduğu için sanki üzgünler!
BİZİMKİLERDEN DE BEKLİYORUZ!
Almanya’nın önde gelen basın kuruluşlarının yöneticileri ve köşe yazarlarının ezici çoğunluğu; 100’e yakın Amerikan dostluk derneklerine üyedir. Hal böyle olunca, şu anda yazılanları normal karşılamak lazım!
Almanya’nın önde gelen gazetecilerinden Udo Ulfkotte,“Satılmış Gazeteciler” kitabında;“Almanya’da 25 yıl gazetecilik yaptım, yalan söyledim, yaşadığım topluma ihanet ettim ve halka doğruları anlatmadım. Artık bıktım böyle davranmaktan,utanıyorum!” diyor ve Almanya’da ana akım medyanın bu durumda olduğunu anlatıp, belgelendiriyor. Türkiye’de farklı mı sanıyorsunuz! Aynı utancı duymalarını ve bıkkınlığı hissetmelerini; ülkemizdeki ana akım medyadan da, onun bugüne kadar kalemini satmış önde gelenlerinden de bekliyoruz!
CEMAAT HALA GÜÇLÜ
Konferans için geldiğim Frankfurt’ta öğrendiğim diğer bir şey; Alman işadamları derneklerinde, üst düzeyde yönetici Türk’ün çok olduğu. Başkan ve başkan yardımcısı seviyesinde bile! Hemen hepsinin “Cemaatçi” olduğunu söylediler. Almanların işine geliyormuş, Afrika pazarına girmek için! Anlayacağınız; Almanya’da Gülen Cemaati hala güçlü!
Frankfurt, gerçekten güzel bir şehir. Çünkü; şehir güzel olsun diye yatırım yapıyorlar. Her yeni yapılan bina için, maliyetin belli bir yüzdesinin,binanın dış görünüşünün ve çevresinin mimari estetiğine katkı sağlamak üzere harcanma zorunluluğu var ve denetleniyor.
ROTHSCHILD AİLESİ VE GOETHE DE FRANKFURTLU!
Frankfurt; aynı zamanda Avrupa’nın finans merkezi. Avrupa Merkez Bankası (European Central Bank) burada. Bu özellik sanırım tarihten geliyor. Çünkü burada Yahudiler güçlüydü ve hala güçlüler! Ünlü Rothschild Ailesi’nin de Frankfurtlu olduğunun altını çizelim.
İslam dünyasında Müslüman olduğu yolunda dedikodular bulunan Alman edebiyatçı, siyasetçi, ressam ve doğa bilimci Johann Wolfgang von Goethe (1749-1832) de Frankfurtlu. Daha önce Frankfurt’a gelmemize rağmen yakalayamadığımız fırsatı bu sefer bulduk ve Goethe’nin müze haline getirilen evini gezdik.
“Akılsızlar hırsızların en zararlısıdır. Zamanınızı ve neşenizi çalarlar” diyor Goethe. Ne kadar haklı, değil mi? Bugünde ülkemizin huzuru, güvenliği ve geleceği çalınıyor; akılsız siyasetçiler ve yöneticiler yüzünden!
