14.7 C
Hamburg
Cumartesi, Haziran 1, 2024

FETÖ’cü askerlerin hesaplarında neler gördüm

türkerGeçen yazımızda özetle; FETÖ operasyonları adı altında cadı avı yapıldığını, muhalif sesleri baskı altına almaya çalıştıklarını, 2019’da halen gayri anayasal olarak sürdürülen “Tek Adam” rejimini yasallaştıracak seçimler için mıntıka temizliği yapıldığını ve yapılması planlanan seçim hilelerine karşı itirazı engellemek için korku ve dehşet yaratmaya çalıştıklarını anlatmıştık.

Tabii ki FETÖ’nün devletin içine sızmış unsurlarına temizlik operasyonu yapılmalıydı ve yapılmalıdır. Ama bu operasyonlardan istisnasız FETÖ’cü olan herkes nasibini almalıdır. Eğer birileri, bazı iş adamları ve özellikle de siyasiler; en tepeden verilen bağışıklıklarla bu operasyonlardan sarfınazar ediliyor ve yargıdan kaçırılıyorsa, işin içinde başka bir hesap var demektir, FETÖ operasyonlarının da inandırıcılığı gerçekte yok demektir.

CADI AVI KAPSAMINA GİRMEZ

Yazımızda bunları anlattıktan sonra, FETÖ’cü olmadıkları halde mağdur oldukları iddiası ile bana ulaşan çok sayıda mektuptan birini yayınladım. İsim vermedim ve yorum yapmadım. Ama FETÖ’nün AKP ile beraber, hatta emperyalizmi de arkalarına alarak Türk Silahlı Kuvvetleri’ne karşı yaptığı Ergenekon ve Balyoz gibi gayri hukuki operasyonlarla mağdur olmuş ve acı çekmiş bazı askerler bana ulaştılar. Mektup sahibini tanıdıklarını, anlattıklarının doğru olmadığını ve cadı avı kapsamında değerlendirilemeyeceğini anlattılar.

Bunlardan birisi de yeteneklerinden, yurtseverliğinden, Cumhuriyetçiliğinden ve Atatürkçülüğünden zerre kadar şüphe etmediğim ve çok sevdiğim eski bir meslektaşım ve silah arkadaşım olan E. Deniz Kurmay Albay Koray Özyurt’tu.

PATAGONYA BAHRİYESİ 

Özyurt, dersine çalışmış olarak beni aradı. Mektup sahibinin bana yazdıklarının doğru olmadığını arka planı ile anlattı. Ayrıca; twitter’daki “Cem Aydın” (@CCemAydın1) ve “Patagonya Bahriyesi” (@patagonianavy) hesaplarına dikkatimi çekti.

Her iki hesabı da inceledim. Her ikisinin de FETÖ unsurlarına ait olduğundan şüphem bile yok. Çünkü, bu üslubu ve yöntemi biliyorum. 2008-2010 tarihleri arasında bu tür hesaplarla Deniz Harp Okulu komutanı olarak bana, tasfiye etmek istedikleri personelime ve öğrencilerine saldırıyorlardı.

DARBE, İMAMIN ASKERLERİNİN İŞİ

“Cem Aydın” sahte isimli FETÖ hesabını incelerken bir de ne göreyim? Son yazımı paylaşmışlar. Bu manidardı! Çünkü, bugüne kadar hiçbir yazımı paylaşmamışlardı. FETÖ’nün ne olup ne olmadığını anlattığımız o kadar çok yazımız, videosu olan konuşmalarımız ve tv programlarımız olduğu halde!

Her iki FETÖ hesabını incelediğimde diğer dikkatimi çeken husus; 15 Temmuz Darbe Girişiminin Gülen Cemaati ile hiç ilgisinin olmadığını, darbeyi iktidarın planlayıp icra ettiğini anlatmaya çalışan bir algı operasyonu peşinde olduğuydu. Cemaatin darbe yapabilecek duruma gelmesinde ve darbenin önünün açılmasında iktidarın affedilemez suçları olduğu kesin. Ama darbe direktifinin Pensilvanya’dan verildiğine ve “İmamın Askerleri” tarafından kotarıldığına şüphe bile yoktur.

AFFETMEM, AFFEDENİ HİÇ AFFETMEM!

Koray Özyurt, FETÖ ve AKP ortaklığı ve işbirliği ile sahneye konan gayri hukuki kumpas operasyonlardan olan Poyrazköy ve Balyoz davalarında yargılandı. Tam tamına 1225 gün, yani 41 ay, yani 3,5 yıl hapis yattı. Nedeni ise; Kemal’in askerlerini tasfiye etmek, imamın askerlerini Türk Silahlı Kuvvetleri’nde üst kademelere taşımaktı. Nihai amaç; karşı devrim yapmak ve Gülen’i Humeyni gibi Türkiye’ye getirmekti!

Dememiz o ki; arkasında cemaatin, desteğinde ve işbirliğinde AKP’nin olduğu Türk Silahlı Kuvvetleri’ne yönelik itibarsızlaştırma operasyonları ile Ergenekon ve Balyoz gibi gayri hukuki kumpaslar yapılmasaydı, yapılamasaydı veya engellenseydi, Türkiye 15 Temmuz Darbe Girişimini yaşamazdı. Bu konuları, daha geniş olarak yeni piyasaya çıkan “Affetmem, Affedeni Hiç Affetmem-Pensilvanya’dan 15 Temmuz Darbesine” kitabımda bulabilirsiniz.

HEPSİNİ TANIYORUM, HEPSİNE KEFİLİM!

FETÖ’nün “Patangonya Bahriyesi (@patagonianavy)” ve bağlantılı olduğunu değerlendirdiğimiz “Zaytung Bahriye (@Zaytung_Bahriye)” sahte isimli hesaplarını incelerken dikkatimizi çeken diğer paylaşım ise “Donanma Hainleri Albümü” adlı video idi. Burada 25. Deniz Kuvvetleri Komutanı E. Oramiral Bülent Bostanoğlu’nu, Donanma eski Komutanı E. Oramiral Veysel Kösele’yi, şu andaki Kuzey Deniz Saha Komutanı Koramiral İskender Yıldırım’ı ve halen görevde bulunan çok sayıda amirali ve subayı hainlikle suçluyor ve “Adaletten kaçamayacaksınız” diyorlar. Nedeni çok açık! Bu askerler imamın ordusunun darbesine katılmadığı, halkın üzerine ateş açmadığı ve Kemal’in Ordusu’ndan yana tavır koyduğu için. Hepsini tanıyorum, hepsine kefilim.

Vatan, millet, Cumhuriyet ve Gazi Mustafa Kemal önderliğinde yapılan “Aydınlanma Devrimlerine” düşman zihniyet, bir de utanmadan videonun sonunda Atatürk’e ait “Vatana ihanetin nedeni olmaz, er veya geç bedeli olur!” sözünü onun imzasıyla vererek, kendilerine güya Atatürkçü izlenimi vermeye çalışmışlar. Aynen, 15 Temmuz Darbe Girişiminde yaptıkları “Yurtta Sulh Konseyi” bildirisi ile vermeye çalıştıkları algı gibi.

FETÖ’NÜN SİBER TİMLERİ

FETÖ’nün, bu sahte hesaplar gibi çok sayıda sahte hesabını yönlendiren siber timleri var. Bunların büyük çoğunluğu yurtdışından yönetiliyor. İlk bakışta çağdaş ve Atatürkçü olduklarını sanabilirsiniz, ancak başka görünüşlerin altına gizlenmekte bunlar mahirdir. Bunlar, sanal kimliklerini sizi aldatabilmek için Atatürk’ün fotoğrafları ve sözleri ile süslerler dikkat!

Siyasal İslam, artık bitmiştir. Hem iç dinamikleriyle hem de dış dinamikleri ile bitmiştir. Dinin inanç ve itikatın dışına çıkması, yani siyasetin, ticaretin ve kamusal yaşamın belirleyicisi olması durumunda ahlakın, erdemin, yurtseverliğin, çağdaşlığın zerresine bile sahip olunamayacağını toplum yaşayarak görmüştür. Halen göremeyenlerin de farkındalığı her geçen gün artmaktadır.

YOKSA MİTOS VE ŞEHİR EFSANESİ YAŞAYACAKTI

Belki de 2002’de başlayan ve halen devam eden süreci yaşamamız iyi oldu. Yoksa Siyasal İslamcı zihniyetin, dürüstlüğün, ahlakın, faziletin, erdemin, özverinin ve yurtseverliğin bir kalesi olduğu mitosunu, “iktidara gelseler ülkemizi uçururlar, ABD ve Avrupa’yı bile geride bırakırız” şehir efsanesini hala yaşatacaklardı.

Evet, Siyasal İslam dış dinamikler açısından da bitti. İçinde emperyalizmin de olduğu çağdaş dünya, Siyasal İslam’ı tepe tepe projelerinde kullandı. Ama bugün geldiği yerde gördü ki; Siyasal İslam kendi yaşam tarzını ve toplumunu terörle tehdit eden radikal İslami örgütleri yeşerten ve besleyen iklimi yaratıyor. Bunun emareleri çok, anlayabilen için.

 

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

- Advertisement -spot_img

İNSTAGRAM

SON HABERLER

FETÖ’cü askerlerin hesaplarında neler gördüm

türkerGeçen yazımızda özetle; FETÖ operasyonları adı altında cadı avı yapıldığını, muhalif sesleri baskı altına almaya çalıştıklarını, 2019’da halen gayri anayasal olarak sürdürülen “Tek Adam” rejimini yasallaştıracak seçimler için mıntıka temizliği yapıldığını ve yapılması planlanan seçim hilelerine karşı itirazı engellemek için korku ve dehşet yaratmaya çalıştıklarını anlatmıştık.

Tabii ki FETÖ’nün devletin içine sızmış unsurlarına temizlik operasyonu yapılmalıydı ve yapılmalıdır. Ama bu operasyonlardan istisnasız FETÖ’cü olan herkes nasibini almalıdır. Eğer birileri, bazı iş adamları ve özellikle de siyasiler; en tepeden verilen bağışıklıklarla bu operasyonlardan sarfınazar ediliyor ve yargıdan kaçırılıyorsa, işin içinde başka bir hesap var demektir, FETÖ operasyonlarının da inandırıcılığı gerçekte yok demektir.

CADI AVI KAPSAMINA GİRMEZ

Yazımızda bunları anlattıktan sonra, FETÖ’cü olmadıkları halde mağdur oldukları iddiası ile bana ulaşan çok sayıda mektuptan birini yayınladım. İsim vermedim ve yorum yapmadım. Ama FETÖ’nün AKP ile beraber, hatta emperyalizmi de arkalarına alarak Türk Silahlı Kuvvetleri’ne karşı yaptığı Ergenekon ve Balyoz gibi gayri hukuki operasyonlarla mağdur olmuş ve acı çekmiş bazı askerler bana ulaştılar. Mektup sahibini tanıdıklarını, anlattıklarının doğru olmadığını ve cadı avı kapsamında değerlendirilemeyeceğini anlattılar.

Bunlardan birisi de yeteneklerinden, yurtseverliğinden, Cumhuriyetçiliğinden ve Atatürkçülüğünden zerre kadar şüphe etmediğim ve çok sevdiğim eski bir meslektaşım ve silah arkadaşım olan E. Deniz Kurmay Albay Koray Özyurt’tu.

PATAGONYA BAHRİYESİ 

Özyurt, dersine çalışmış olarak beni aradı. Mektup sahibinin bana yazdıklarının doğru olmadığını arka planı ile anlattı. Ayrıca; twitter’daki “Cem Aydın” (@CCemAydın1) ve “Patagonya Bahriyesi” (@patagonianavy) hesaplarına dikkatimi çekti.

Her iki hesabı da inceledim. Her ikisinin de FETÖ unsurlarına ait olduğundan şüphem bile yok. Çünkü, bu üslubu ve yöntemi biliyorum. 2008-2010 tarihleri arasında bu tür hesaplarla Deniz Harp Okulu komutanı olarak bana, tasfiye etmek istedikleri personelime ve öğrencilerine saldırıyorlardı.

DARBE, İMAMIN ASKERLERİNİN İŞİ

“Cem Aydın” sahte isimli FETÖ hesabını incelerken bir de ne göreyim? Son yazımı paylaşmışlar. Bu manidardı! Çünkü, bugüne kadar hiçbir yazımı paylaşmamışlardı. FETÖ’nün ne olup ne olmadığını anlattığımız o kadar çok yazımız, videosu olan konuşmalarımız ve tv programlarımız olduğu halde!

Her iki FETÖ hesabını incelediğimde diğer dikkatimi çeken husus; 15 Temmuz Darbe Girişiminin Gülen Cemaati ile hiç ilgisinin olmadığını, darbeyi iktidarın planlayıp icra ettiğini anlatmaya çalışan bir algı operasyonu peşinde olduğuydu. Cemaatin darbe yapabilecek duruma gelmesinde ve darbenin önünün açılmasında iktidarın affedilemez suçları olduğu kesin. Ama darbe direktifinin Pensilvanya’dan verildiğine ve “İmamın Askerleri” tarafından kotarıldığına şüphe bile yoktur.

AFFETMEM, AFFEDENİ HİÇ AFFETMEM!

Koray Özyurt, FETÖ ve AKP ortaklığı ve işbirliği ile sahneye konan gayri hukuki kumpas operasyonlardan olan Poyrazköy ve Balyoz davalarında yargılandı. Tam tamına 1225 gün, yani 41 ay, yani 3,5 yıl hapis yattı. Nedeni ise; Kemal’in askerlerini tasfiye etmek, imamın askerlerini Türk Silahlı Kuvvetleri’nde üst kademelere taşımaktı. Nihai amaç; karşı devrim yapmak ve Gülen’i Humeyni gibi Türkiye’ye getirmekti!

Dememiz o ki; arkasında cemaatin, desteğinde ve işbirliğinde AKP’nin olduğu Türk Silahlı Kuvvetleri’ne yönelik itibarsızlaştırma operasyonları ile Ergenekon ve Balyoz gibi gayri hukuki kumpaslar yapılmasaydı, yapılamasaydı veya engellenseydi, Türkiye 15 Temmuz Darbe Girişimini yaşamazdı. Bu konuları, daha geniş olarak yeni piyasaya çıkan “Affetmem, Affedeni Hiç Affetmem-Pensilvanya’dan 15 Temmuz Darbesine” kitabımda bulabilirsiniz.

HEPSİNİ TANIYORUM, HEPSİNE KEFİLİM!

FETÖ’nün “Patangonya Bahriyesi (@patagonianavy)” ve bağlantılı olduğunu değerlendirdiğimiz “Zaytung Bahriye (@Zaytung_Bahriye)” sahte isimli hesaplarını incelerken dikkatimizi çeken diğer paylaşım ise “Donanma Hainleri Albümü” adlı video idi. Burada 25. Deniz Kuvvetleri Komutanı E. Oramiral Bülent Bostanoğlu’nu, Donanma eski Komutanı E. Oramiral Veysel Kösele’yi, şu andaki Kuzey Deniz Saha Komutanı Koramiral İskender Yıldırım’ı ve halen görevde bulunan çok sayıda amirali ve subayı hainlikle suçluyor ve “Adaletten kaçamayacaksınız” diyorlar. Nedeni çok açık! Bu askerler imamın ordusunun darbesine katılmadığı, halkın üzerine ateş açmadığı ve Kemal’in Ordusu’ndan yana tavır koyduğu için. Hepsini tanıyorum, hepsine kefilim.

Vatan, millet, Cumhuriyet ve Gazi Mustafa Kemal önderliğinde yapılan “Aydınlanma Devrimlerine” düşman zihniyet, bir de utanmadan videonun sonunda Atatürk’e ait “Vatana ihanetin nedeni olmaz, er veya geç bedeli olur!” sözünü onun imzasıyla vererek, kendilerine güya Atatürkçü izlenimi vermeye çalışmışlar. Aynen, 15 Temmuz Darbe Girişiminde yaptıkları “Yurtta Sulh Konseyi” bildirisi ile vermeye çalıştıkları algı gibi.

FETÖ’NÜN SİBER TİMLERİ

FETÖ’nün, bu sahte hesaplar gibi çok sayıda sahte hesabını yönlendiren siber timleri var. Bunların büyük çoğunluğu yurtdışından yönetiliyor. İlk bakışta çağdaş ve Atatürkçü olduklarını sanabilirsiniz, ancak başka görünüşlerin altına gizlenmekte bunlar mahirdir. Bunlar, sanal kimliklerini sizi aldatabilmek için Atatürk’ün fotoğrafları ve sözleri ile süslerler dikkat!

Siyasal İslam, artık bitmiştir. Hem iç dinamikleriyle hem de dış dinamikleri ile bitmiştir. Dinin inanç ve itikatın dışına çıkması, yani siyasetin, ticaretin ve kamusal yaşamın belirleyicisi olması durumunda ahlakın, erdemin, yurtseverliğin, çağdaşlığın zerresine bile sahip olunamayacağını toplum yaşayarak görmüştür. Halen göremeyenlerin de farkındalığı her geçen gün artmaktadır.

YOKSA MİTOS VE ŞEHİR EFSANESİ YAŞAYACAKTI

Belki de 2002’de başlayan ve halen devam eden süreci yaşamamız iyi oldu. Yoksa Siyasal İslamcı zihniyetin, dürüstlüğün, ahlakın, faziletin, erdemin, özverinin ve yurtseverliğin bir kalesi olduğu mitosunu, “iktidara gelseler ülkemizi uçururlar, ABD ve Avrupa’yı bile geride bırakırız” şehir efsanesini hala yaşatacaklardı.

Evet, Siyasal İslam dış dinamikler açısından da bitti. İçinde emperyalizmin de olduğu çağdaş dünya, Siyasal İslam’ı tepe tepe projelerinde kullandı. Ama bugün geldiği yerde gördü ki; Siyasal İslam kendi yaşam tarzını ve toplumunu terörle tehdit eden radikal İslami örgütleri yeşerten ve besleyen iklimi yaratıyor. Bunun emareleri çok, anlayabilen için.

 

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

- Advertisement -spot_img

İNSTAGRAM

SON HABERLER