15 Temmuz Darbe Girişimi’nden sonra, şehirlerimizin belirgin köşelerine “Biz Milletiz, Türkiye’yi Darbeye Teröre Yedirmeyiz” afişleri asılmış. Amaç; gerçek olmayan, hayali bir algı operasyonu yaratmak. Hatta “Yavuz hırsız ev sahibi bastırır” misali; gerçek suçluların gizlenmesi ve suçun başkalarının üzerine atılması hedeflenmiş.
Milleti; teröre de darbeye de halenülkemizi yöneten, daha doğru bir ifade ile yönettiğini zanneden iktidar yedirmiştir. Tam tamına 14 yıldır ülkemizi idare eden, kural, yasa, Anayasa tanımayan ve sürekli ihlal eden, demokrasiyi istediği durakta inebileceği tramvay olarak gören, hukuka ve etik değerlere saygısı olmayan ve kendisine muhalefet edenlere operasyon yapan iktidar, şu anda ülkemizin içinde bulunduğu durumun baş sorumlusudur.
NE İSTEDİNİZ DE VERMEDİK?
Hangi terör? Eğer PKK ise; AKP iktidara geldiğinde,can kayıpları ikili rakama indirilmiş, lideri yakalanmış, yargılanmış, ömür boyu içeri tıkılmış ve terör, yaşadığımız coğrafya için kabul edilebilir bir eşiğin altına çekilmişti.AKP; bitmiş terörü yalan yanlış ve kökü dışarıda politikalarla azdırdı ve hendeklerle şehirlere indirdi. Ayrıca, iktidarı devraldığında esamisi bile okunmayan IŞİD ve FETÖ terörünü gündemimize soktu.
Hangi darbe? Darbeci Gülen Cemaati’ni hep kolladılar, korudular, yardım ve yataklık yaptılar. “Ne istediniz de vermedik!” dediler. Darbecilerin darbe yapabilecek konumlara gelmelerini sağlayan Ergenekon ve Balyoz gibi operasyanları desteklediler;“Bu davaların savcısıyız” dediler ve darbecilere kendi makam araçlarını bile verdiler! Ama şimdi neymiş efendim; teröre ve darbeye yedirmezlermiş. Hadi oradan, aptal mıyız biz!
MİLLET DEĞİL İLLET!
Ayrıca “Millet”in adı ne? Her milletin bir adı olur. Adı olmayan millet; millet değil, illettir. Sizi bilmiyoruz ama; biz Türk Milletiyiz! Fakat ne yazık ki; AKP proje olarak iktidara getirildikten sonra, adım adım adı söylenemeyen, gizlenen ve belirsizleştirilen bir yığın olmaya zorlanıyoruz. Türk Milleti’ni dağıtamaz, bölemez ve parçalayamazsınız ama; illet haline gelen, ayrıştırılan, kamplaştırılan ve kimliksiz bir yığın haline getirilen topluluğu paramparça edersiniz.Bu esasında;Büyük Ortadoğu Projesi’nin (BOP) ülkemiz için planladığı ve “eş başkanlığı” vasıtası ile uygulamaya soktuğu önemli madde başlıklarındandır.
Ümmet ise; çağdışı ve evren dışı bir kimliktir. Bu çağdışı kimlik; bölmek, parçalamak ve sömürmek için, emperyalizm tarafından desteklenmektedir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi;“Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Türkiye halkına Türk Milleti denir”. Bundan daha çağdaş, hoşgörülü, modern, kucaklayıcı ve ırkçılık peşinde koşmayan başka bir millet tanımı henüz yoktur.
OSMANLI’DAN ÖNCE DE VARDIK!
Yaşadığımız toprakların Türklük geçmişi, çok eskilere dayanır. Daha Osmanlı Devleti kurulmadan,Anadolu’ya sıkça gelerek ticaret yapan, koloniler kuran Cenevizli ve Venedikli tüccarlarınAnadolu’yu, çizdikleri haritalarda Turchia ve Turkmenia olarak adlandırdıkları bilinmektedir ve bunun 12. Yüzyıla ait belgeleri vardır.
Geçtiğimiz değil, ondan önceki hafta sonunu Bodrum ve Milas bölgesinde geçirdiğimi, bu köşede sizinle paylaşmıştım. Milas’a bağlı Kıyıkışlacık’da bir köy kahvesinde otururken okurum olduğunu, beni takip ettiğini söyleyen ve kendisini Fikri Kaya olarak tanıtan şahıs, davetimiz üzerine eşiyle birlikte masamıza oturdu. Sohbetin başlangıcında kendisinin Çatalcalıolduğunu söyleyince, açık tenli ve açık renk gözlü olduğunu da görünce, gayriihtiyari sordum;“Muhacir misiniz, Rumeli’nin, Balkanların neresindensiniz?” diye.
UĞUR DÜNDAR BİZDENDİR
“Hayır, biz Çatalca’nın yerlisiyiz, Osmanlı gelmeden de biz buralarda yaşıyorduk. Biz, Gacal Türküyüz. Ünlü gazeteci Uğur Dündar da bizdendir” dedi. Ne tesadüftür ki, aynı gün Uğur Dündar, programına davet için bu muhabbetten sadece 1 saat önce beni aramıştı.
Fikri Kaya’nın söyledikleri, gerçekten doğruydu. Gacallar, Trakya yerlilerinden kabul edilen bir halktı. Yunanistan ve Bulgaristan dahil,Trakya’nın her yerinde yaşamaktaydılar.
BU AKŞAM İSPİRTOHANEDEYİZ
Osmanlılar, Rumeli’ne geçip yayılmaya başladıklarında, kendileri gibi Türkçe konuşan Gacallarla karşılaştılar. Gacallar hakkında çeşitli teoriler olmakla beraber, bunlar tıpkı Anadolu’nun Hristiyan Türkleri Karamanlılar gibi, kuzeyden gelen Uz (Guz, Oğuz), Kuman ve Peçenekler’den arta kalan Türklerdi. Gözüpek ve cengaver yaradılışlı bu Türkler;OsmanlıBalkanlar’da ve Doğu Avrupa ovalarında yayılırken, akıncı olarak görev yaptılar. Tarihten iyi bildiğiniz Malkoçoğulları,Gacal Türkü idi.
Bu akşam (14 Ekim 2016) 21:00’de,Bakırköy İspirtohane Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilecek ve Halk TV ekranlarında canlı yayınlanacak “Uğur Dündar ile Halk Arenası” programında, eyyamcılık yapmadan, lafı eğip bükmeden gündemdeki gelişmeleri değerlendireceğim.