Hürriyet Avrupa geçen yıl Almanya’daki bürolarını kapattı. Sabah Avrupa da birkaç gün önce tensikata gitti. Kim ne derse desin bunlar kaçınılmaz sona doğru gidişatın işaretleri… Ancak Avrupa’daki Türkçe basının durumunu küresel yazılı basının durumundan yola çıkıp açıklamaya çalışmak kesinlikle yanlış yola sevk eder. Avrupa’da etnik pazardaki Türkçe gazetelerin durumunu ayrı ele almak gerekir. Bunu bir dahaki yazıya bırakarak önce genel bir değerlendirmeye bakalım.
* * *
Eski medya düzeni çöküyor. İnternet ve blogların ortaya çıkmasıyla, yazının bulunması gibi, Gutenberg’in matbaayı icat etmesi gibi geri dönüşü olmayan bir aşamadayız artık… Fransız gazeteci Bernard Poulet “internet sadece bir teknoloji değil, aynı zamanda bir ideoloji” diyor. İnternetin ortaya çıkardığı yeni iletişim sistemi, yeni bir kültürü ve ideolojiyi biçimlendiriyor. Kağıt gazetecilikte en popüler tartışmalardan biri de gazetelerin ömrünün ne kadar süreceğidir. Bu konuda ortak bir görüş yok. Zaten olamaz da… Ama INMA (International Newsmedia Marketing Association) kuruluşunun verilerine bakılırsa kağıda basılı gazetelerin ömrünün pek fazla olmadığı gözüküyor…
* * *
Ertuğrul Özkök 27 Haziran 2006’da Hürriyet’teki köşesinde “Ukala’ aydınlara ithafımdır” başlığıyla bir yazı yazdı. Özetle şöyle yazıyor; “Ankara’da bir D&R mağazasının açılışında Kültür ve Turizm Bakanlığı Müsteşarı Mustafa İsen ile konuştum. Bana, yayıncı çevrelerinde bilinen ama aydınların bu ’ukala’ kesiminin bilmediği bazı rakamlar verdi. Türkiye’de yılda 25 bin yeni kitap yayınlanıyormuş. Yılda 7 bin kitap çevrilip basılıyormuş. İddia ediyorum. Bu rakamlar, Avrupa Birliği’nin birçok ülkesinden yüksektir.”
* * *
Böylece kitap konusunda AB’nin birçok ülkesini geçtik. Eşim Almanya’da kitapçı, kitap danışmanı olmasa insanın inanası geliyor. Ama neyse… Özkök yazısında gazeteler için de özetle şöyle yazıyor“ Türk basınının tirajları yükseliyor. Satılan günlük gazete sayısı 4.5 milyonu buldu. Pazar günü bu rakam 5.5 milyona ulaşıyor. İtalya’da 5.5, Fransa’da 8, İspanya’da 5-6 milyon gazete satılıyor. Yani İngiltere, Almanya ve kuzey Avrupa ülkelerini bir kenara bırakırsanız, Türkiye’de gazete satışı çok iyi. Her 1000 kişiye düşen gazete satışlarında durum şöyle. Türkiye’de 163 gazete. Fransa 160, Polonya 132, Hırvatistan 116, İtalya 114, İspanya 112, Bulgaristan 92, Portekiz 68, Yunanistan 67”.. Yani her şey güllük gülistanlık…
* * *
Şimdi Özkök’e sorsanız… “O rakamlar 2006 yılına aitti. Aradan sekiz yıl geçti. Durum değişti” diyebilir. Belki de haklı. Basın dünyasında her şey o kadar hızlı değişiyor ki… Ertuğrul Özkök’ün kendisi artık yayın yönetmeni değil… Böyle rakamları dans ettirip durumu pembe göstermeye de artık ihtiyacı yok belki… Ama INMA yaptığı araştırmada, gazetelere ömür biçmiş… Tahminlere göre, ABD’de ve İngiltere’de 2020’de, Almanya’da 2030’da, Türkiye’de ve Rusya’da 2036’da kağıt gazete son bulacak. Dünyada ise son gazete 2040 yılında basılacak… Uzmanların tahminleri tabii teknolojik altyapının ve gelişmelerin yaygın kullanımı ile sıkı sıkıya bağlı.
* * *
INMA’nın hazırladığı bir rapora göre, özellikle 2000 yılından sonra günlük gazete satışları yüzde 15 gibi bir hızla düşüyor… Gazetelere biçilen bu ömür süreleri elbette bire bir tutmayabilir. Gazetelerin yok olmasıyla ilgili tarihler değişebilir ama değişmeyecek olan bir şey varsa o da şudur: Medya gruplarının hızla değişime ayak uydurmamaları halinde gazetelerin bu haliyle ne sahiplerinin torunlarına, ne gazetenin ortaklarına, hissedarlarına kalmayacağıdır.
* * *
Dijital devrimin baş döndürücü hızı artık sanki yazılı basına gerek olmadığı işaretini veriyor. Bilgi de her yerden akıyor. Bilgi bombardımana tutuluyoruz. Yeni nesiller gelişen dijital teknolojiye hızlı adapte oluyor. Öyle bir duruma doğru gidiyoruz ki eğer internette, Facebook, Linkedin, Twitter vesairede yoksanız, yok sayılıyorsunuz. Varlığınız sosyal medyadaki hesaplarınız, takipçileriniz veya takip ettiklerinizle ölçülüyor gibi.. Twitter’den 140 karakterlik bilgi sürekli akıyor.
* * *
25 yılı aşkın gazeteciliğin her kademesinde görev yaptım. Birçok sektördeki gelişmeleri, sektörlerin yok olmalarını veya yaşadıkları dönüşümleri hep biz aktardık. Şimdi sıranın görev yaptığımız sektöre, yani gazetelere geldiği ortada. Biz artık izleyici, gözlemci değiliz. Bu yok oluşun veya dönüşümün bizzat aktörleriyiz.
* * *
Dünyaca saygın, 126 yıldır yayınlanan International Herald Tribune (IHT) gazetesi 13 Ekim 2013 günü son kez yayınlandı. 13 Ekim günü gazetenin başmakalesi “Gazetenin ömrü (The Life of a Newspaper)” idi. Başmakaleyi yazan Serge Schmemann şöyle diyordu: “Bu IHT’yi son okuyuşunuzdur, ama ağlamayın. Yarından itibaren gazete International New York Times adını alacak.” Hüzünlü bir başlığı olan başmakale “Eğer bir gün torunlarımız tavan arasında bu gazeteyi buldukları takdirde, dönemimize ait ilginç şeyleri okuyacaklarına sevinmeliyiz” diye bitiyordu. Schmemann da sanki yazılı basının bir gün biteceği işaretini veriyor gibiydi.
* * *
New York Times’ın rakibi The Washington Post, 5 Ağustos 2013’te 250 milyon dolara Amazon’un sahibi Jeff Bezos‘a satıldı. Aynı gün Boston Globe gazetesi 70 milyon dolara satıldı. Halbuki New York Times Grubu, Boston Globe gazetesini 1993’te 1.1 milyar dolara satın almıştı. New York Times’i satın alan Bezos, yazılı basının 20 yıl daha devam edeceğini düşünüyor. Bezos‘a göre daha sonra dijital gazetecilik geçerli olacak.
* * *
Almanya’da da Axel Springer Grubu, gazetelerinin, dergilerin çoğunu elinden çıkardı. Hatta gazeteleri ve dergileri satın alan gruba bir de kredi açtı. Axel Springer Grubu hızla dijital yayıncılığa doğru yelken açmış durumda. Kısa bir süre önce de bir haber televizyonunu da bünyesine katarak dijital yayıncılığı görüntülü haber ile destekleyecek.
Sanıyorum yazılı basının bu haliyle akıbeti kaçınılmaz sona doğru gidiyor.