Yılbaşı yaklaşıyor… Hıristiyan dünyası Noel atmosferine girdi… Şehirlerde, kasabalarda geleneksel Noel pazarları kuruldu… Caddeler, binalar ışıklarla süslendi. Işıl ışıl bir ışık cümbüşü yaşanıyor. Gelenek ile romantizm adeta iç içe geçiyor. Noel pazarlarının kökeni Orta Çağ’a kadar uzanır. Ancak o dönemlerde kış tüm şiddetiyle bastırmadan insanların ihtiyaçlarını temin edebilmeleri için son fırsatmış bu pazarlar… Bunlar daha sonra Noel pazarlarına dönüşmüş. Şimdiki Noel pazarlarına benzeyen bir pazar yaşadığımız Frankfurt’ta ilk kez 1393’te kurulmuş…
Noel pazarları kentlerin meydanlarındaki dev bir çam ağacının etrafında kurulur genelde… Yiyecek-içecek, hediyelik eşya satan süslü kulübeler bulunur. Varsa yakındaki bir kiliseden gelen çan sesleri, ilahiler veya Noel şarkıları söyleyen gruplar, korolar, üflemeli aletlerden oluşan gruplarının müziği yayılır pazara… Noel pazarında mutlaka bulunması gereken tek şey ise sıcak şaraptır.
Akşamları buluşma noktasıdır aslında bu pazarlar… Eşim ve ben de dün akşam birkaç Alman dostumuzla Frankfurt’ta Noel pazarında buluştuk… Tarihi Römerberg Meydanı’nda… Büyükçe bir meydan tasavvur edin… Bir yanda Römer adı verilen tarihi belediye binası… 11 Mart 1405 Çarşamba günü 800 Gulden’e satın alınmış… O günden beri hem Frankfurt’un merkezi hem de 1562’den beri Kutsal Roma İmparatorları’nın taç giyme töreninin yapıldığı mekan…
İlk kez 24 Kasım 1562’de Roma İmparatoru II. Maximilian taç giymiş… Törene Osmanlıyı temsilen İbrahim Bey gelmiş… Konstantinopol’den yola çıkıp 23 Kasım 1562 akşamı Frankfurt’a varıp ertesi gün törene katılmış… 1792’ye kadar 10 kral taç giymiş… Tabii tören yakındaki Römer Katedrali’nde başlıyormuş… Kral ve heyeti Kral Yolu’ndan yürüyüp buraya geliyormuş… Dev çam ağacı da binanın önünde…
Meydanın güneyinde Kaş yakınlarında Patara’da yaşayan Noel Baba’ya atfen Alte Nikolai Kilisesi… Kilise ile ilgili kayıtlar 28 Mayıs 1142’de başlıyor… Kilisenin biraz daha güneyinde nazlı nazlı akan Main nehri… Meydanın doğusunda ise Yeni Gotik, Rönesans ve Barok stilinde dik çatılı tarihi ahşap evler… Kuzeyde Alman Birliği’nin kurulduğu, Anayasası’nın beşiği tarihi Pauls Kilisesi… Meydanın ortasında küçük bir havuz, fıskiye ile Adalet Heykeli… 1543’de yapılmış… Tabii bu tarihi meydanda korkunç olaylar da yaşanmış… Hitler döneminde 10 Mayıs 1933’de meydanda kitaplar yakılmış… Yerde bir plaket var şimdi…
İşte özetle anlattığım bu meydanda İbrahim Bey’den 456 yıl sonra dolaştık… Dostlarımızla sohbet edip yeni yıl için planlar yaptık… 20 yüzyılın en önemli Alman yazarlarından biri Thomas Mann’dır… 1929 yılında Nobel Edebiyat Ödülü’nü kazanan Thomas Mann’ın ‘Buddenbrooks’ adlı romanının Alman Edebiyatı’nda ayrı bir yeri vardır.
Roman, Lübeckli bir tüccar ailenin 1835’ten 1837’ye kadar dört nesil boyunca çöküşünü anlatır. Romanda yazar Lübeck’teki Noel pazarını şöyle anlatıyor… ‘Nereye gitsek, hangi yöne gidersek gidelim Noel pazarının aroması olarak çam ağaçlarının kokusunu teneffüs ediyoruz.’ Frankfurt’ta dün akşam çam kokusu olmasa bile mükemmel bir romantizm vardı… Geçmişin masal atmosferini yaşatan bu pazarlar belirli bir süre için de olsa insanları bir araya getiriyor… Her milletten, her dilden, her dinden, her kültürden insanlar bu pazarlarda buluşuyor, sohbet ediyor…