10.6 C
Hamburg
Salı, Haziran 11, 2024

Hilmi Selçuk’u kaybettik

Bugün bir dostu kaybettik… Üzgünüz… herkesin ‘Hilmi Baba’sı, Avrupa’da gıda sektöründeki herkesin tanıdığı ‘Hilmi Baba‘ lakaplı Hilmi Selçuk  bugün (pazar) vefat etti… Allah’tan rahmet diliyorum… Ailesinin, yakınlarının, tanıyanların başı sağolsun… Frankfurt’ta yaşıyordu… Ortak dostumuz Hüseyin Adalı ile birkaç yıl öncesine kadar arasıra buluşup sohbet ederdik… Hoş sohbet, meclisinde herkesin bulunmak istediği biriydi… Eşi, dostu, çevresi çok genişti… Onunla birlikte Avrupa’da Türk gıda sektöründe bir neslin dönemi kapandı… Bu konuda yazılacak tarih kitapları hep ondan bahsedek…  Onun yarattığı misyonu şimdi ailesi devralıp bayrağı daha da yükseklere çıkaracak mutlaka… Onun hakkında pek çok yazı yazdım… Başkaları da yazdı… 

Yaşamı adeta film senaryosu gibiydi… Yıl 1961… Yer : İstanbul Tophane İş ve İşçi Bulma Kurumu’nun önü… Sanat okulu mezunu Hilmi Selçuk çalıştığı firmanın parçası için yakındaki Kalafat Caddesi’ne gider. Firma sahibi ‘Birkaç saat sonra gel’ der. O da vakit geçsin diye etrafı gezerken sıra olmuş kişiler görür. Hoş sohbet olduğu için kalabalığı merak eder…

Sıradakilerle koyu sohbete başlar. Onlarla sohbet ede ede ilerlerken sıranın başına gelir. Sıradakiler Almanya’ya gitmek istiyordur… Sıra başına gelince yetkili onu da sıradaki biri sanıp onun da bilgilerini alıp yazar. Yetkiliye bilgileri verir ama olayı unutur, ısmarladığı parçayı alıp firmaya döner… Bir süre sonra eve mektup gelir. ‘Hadi Almanya’ya gidiyorsun’ derler. Yaş 27. ‘Biraz para kazanıp döner, atölye açarım’ der ve Almanya’nın yolunu tutar.

Hamburg’da tersanede işe başlayan Bursa/Orhangazi’li Hilmi Baba, para biriktirip vatana döner. Bir akrabasının tavsiyesiyle karpuz işine girer. Beklediği gibi olmaz, 400 dönümlük bir tarlada yetişen karpuzları zararına zor zahmet satar ama elindeki para gider. Yine Almanya’nın yolunu tutar. Bu kez girdiği işyerinde kaza geçirir. Ölümden döner. Hastanede yatarken düşünür taşınır, çıkınca gıda ticaretine atılır.

O kadar büyür ki… 1968’de Hamburg, Hannover, Duisburg ve Frankfurt toptancı hallerinde yerleri vardır. O dönemde otomobilinde seyyar telefonu vardır. 15 kamyonuyla mal yetiştiremez marketlere… Haksız rekabet, çok fazla büyüme gibi çeşitli nedenlerle önce şirketini küçültür, daha sonra da kapatmak zorunda kalır…

Ama durmaz. Yine market açıp işe koyulur… Bir süre sonra kimsenin yapmadığı bir işe soyunur. Pastırma imalatı… ‘Ben zor işlerin adamıyım’ diyerek kolları sıvar. Bu işi öğrenmek 80-100 bin Mark’a mal olur, ama öğrenir. Bugün artık Avrupa’nın dört bir yanındaki marketlerde Öz Kayseri pastırması başköşeyi alıyorsa rahmetlinin çalışkanlığı sayesindedir… Ürettiği pastırma Alman Tarım Ürünleri Birliği tarafından defalarca altın madalya ile ödüllendirilir. Çemeni Kayseri’den geliyor. Baharatı ise sır. Ürün çeşidine hazır işkembe ve dili de kattı daha sonra… Her yıl dönüşümlü olarak Köln ve Paris’te açılan Avrupa Gıda Fuarı ANUGA’da onun ürünlerini teşhir ettiği dev standı katılımcıların en önemli uğrak yeridir…

 ‘Geriye dönüp bakınca ne görüyorsun’ demiştim bir defasında..  ‘Dur bakalım daha işin başındayız. Avrupa’da köklü deyince 100-150 yıllık firmalar var. Benim firmam da böyle olmalı… Hayat dalgalı deniz gibidir. Sakin günü de vardır. Dalgalı günü de… Moralinizi bozmayacaksınız. Yola devam’ diyerek felsefi bir cevap vermişti… Allah rahmet eylesin… Nur içinde yatsın… Seni hiç unutmayacağız Hilmi Baba…

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

- Advertisement -spot_img

İNSTAGRAM

SON HABERLER

Hilmi Selçuk’u kaybettik

Bugün bir dostu kaybettik… Üzgünüz… herkesin ‘Hilmi Baba’sı, Avrupa’da gıda sektöründeki herkesin tanıdığı ‘Hilmi Baba‘ lakaplı Hilmi Selçuk  bugün (pazar) vefat etti… Allah’tan rahmet diliyorum… Ailesinin, yakınlarının, tanıyanların başı sağolsun… Frankfurt’ta yaşıyordu… Ortak dostumuz Hüseyin Adalı ile birkaç yıl öncesine kadar arasıra buluşup sohbet ederdik… Hoş sohbet, meclisinde herkesin bulunmak istediği biriydi… Eşi, dostu, çevresi çok genişti… Onunla birlikte Avrupa’da Türk gıda sektöründe bir neslin dönemi kapandı… Bu konuda yazılacak tarih kitapları hep ondan bahsedek…  Onun yarattığı misyonu şimdi ailesi devralıp bayrağı daha da yükseklere çıkaracak mutlaka… Onun hakkında pek çok yazı yazdım… Başkaları da yazdı… 

Yaşamı adeta film senaryosu gibiydi… Yıl 1961… Yer : İstanbul Tophane İş ve İşçi Bulma Kurumu’nun önü… Sanat okulu mezunu Hilmi Selçuk çalıştığı firmanın parçası için yakındaki Kalafat Caddesi’ne gider. Firma sahibi ‘Birkaç saat sonra gel’ der. O da vakit geçsin diye etrafı gezerken sıra olmuş kişiler görür. Hoş sohbet olduğu için kalabalığı merak eder…

Sıradakilerle koyu sohbete başlar. Onlarla sohbet ede ede ilerlerken sıranın başına gelir. Sıradakiler Almanya’ya gitmek istiyordur… Sıra başına gelince yetkili onu da sıradaki biri sanıp onun da bilgilerini alıp yazar. Yetkiliye bilgileri verir ama olayı unutur, ısmarladığı parçayı alıp firmaya döner… Bir süre sonra eve mektup gelir. ‘Hadi Almanya’ya gidiyorsun’ derler. Yaş 27. ‘Biraz para kazanıp döner, atölye açarım’ der ve Almanya’nın yolunu tutar.

Hamburg’da tersanede işe başlayan Bursa/Orhangazi’li Hilmi Baba, para biriktirip vatana döner. Bir akrabasının tavsiyesiyle karpuz işine girer. Beklediği gibi olmaz, 400 dönümlük bir tarlada yetişen karpuzları zararına zor zahmet satar ama elindeki para gider. Yine Almanya’nın yolunu tutar. Bu kez girdiği işyerinde kaza geçirir. Ölümden döner. Hastanede yatarken düşünür taşınır, çıkınca gıda ticaretine atılır.

O kadar büyür ki… 1968’de Hamburg, Hannover, Duisburg ve Frankfurt toptancı hallerinde yerleri vardır. O dönemde otomobilinde seyyar telefonu vardır. 15 kamyonuyla mal yetiştiremez marketlere… Haksız rekabet, çok fazla büyüme gibi çeşitli nedenlerle önce şirketini küçültür, daha sonra da kapatmak zorunda kalır…

Ama durmaz. Yine market açıp işe koyulur… Bir süre sonra kimsenin yapmadığı bir işe soyunur. Pastırma imalatı… ‘Ben zor işlerin adamıyım’ diyerek kolları sıvar. Bu işi öğrenmek 80-100 bin Mark’a mal olur, ama öğrenir. Bugün artık Avrupa’nın dört bir yanındaki marketlerde Öz Kayseri pastırması başköşeyi alıyorsa rahmetlinin çalışkanlığı sayesindedir… Ürettiği pastırma Alman Tarım Ürünleri Birliği tarafından defalarca altın madalya ile ödüllendirilir. Çemeni Kayseri’den geliyor. Baharatı ise sır. Ürün çeşidine hazır işkembe ve dili de kattı daha sonra… Her yıl dönüşümlü olarak Köln ve Paris’te açılan Avrupa Gıda Fuarı ANUGA’da onun ürünlerini teşhir ettiği dev standı katılımcıların en önemli uğrak yeridir…

 ‘Geriye dönüp bakınca ne görüyorsun’ demiştim bir defasında..  ‘Dur bakalım daha işin başındayız. Avrupa’da köklü deyince 100-150 yıllık firmalar var. Benim firmam da böyle olmalı… Hayat dalgalı deniz gibidir. Sakin günü de vardır. Dalgalı günü de… Moralinizi bozmayacaksınız. Yola devam’ diyerek felsefi bir cevap vermişti… Allah rahmet eylesin… Nur içinde yatsın… Seni hiç unutmayacağız Hilmi Baba…

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

- Advertisement -spot_img

İNSTAGRAM

SON HABERLER