Evet, huzuru arıyorum ve diyorum ki, ne kadarda kirletmişiz bu güzel dünyayı. Doğa yeşil, doğa berak, doğa güler yüzlüydü, katlettik yaşadığımız bu güzel dünyayı.
Huzuru arıyorum, hanı o kıraç topraklarda geçen çocukluğumda ki huzuru arıyorum. Bugün sahip olduğumuzun hiçbiri yoktu. O günün insanların arabası, televizyonu veya akıllı telefonu yoktu, yani yoksul ve fakirdiler. Babamın olana nasıl şükür ettiği halen kulaklarımda çınlıyor. Evet inanıyorum ki, o günün insanları bugünkü insanlardan dahada mutluydular.
Hanı diyorya Şair: Sen mutluluğun resmini yapabilirmisin Abidin.
Belki şairin dediği gibi, o günün huzurunun resmini yapabilecek resam yoktu. Fakat, bugünün mutsuzluğunun resmini yapabilecek resam varmıdır, bilemiyorum.
Huzuru arıyorum, bu kokmuş, köhnemiş, betonların arasında yaşamaktan bıktığım için, buralardan kaçmak istiyorum. Gideyim diyorum, o eski mutlu olduğum topraklara. Bilmiyorum ki, oralar benim bıraktığım gibimi hala. İçimden bir ses diyorki, gidelim o çocukluğunun geçtiği yerlere. Hanı öküz otlattığın, mantar topladığın veya ağladığın topraklara. Kaldımı dersin o topraklar, yoksa oralarıdamı işgal etmiştir kahrolası Millet`in anasına ko…..lar.
Huzuru arıyorum, diyorum ki, gideyim o kırsal yörelere, iki oda bir mutfak ev yapayım. Ne İnternetim ve neden Televizyonum olsun, yalnız birkaç kitap yeter bana. Duymayayım dünyadaki pislikleri, savaşları ve yoksulluktan ölen çocukları.
Huzuru arıyorum, diyorum ki, evimin yanında birkaç tavuk, birkaç koyun veya bir de inek olsun yeter. Neden yetmesinki, tavuklar yumurta, koyunlar ve inek süt verirler. O sütlerden yoğurt, yağ ve peynirde yapar hanım. Oh, ne kadar güzel olur değilmi? Buzdolabımızda olmaz, buzdolabına gerek olmaz, çünkü anamın yoğurdu gibi olur yoğurt, yani kokmaz. Biliyormusunuz, anamın yaptığı yoğurt, peynir veya yağda kokmuyordu, çünkü kimyasal değildiler.
Huzuru arıyorum, hanı diyorum ki, evimizin yanına küçük birde bahçe yaparız. Yani tere, turp, havuç, ıspanak veya lahna ekeriz. Hanı o dalından kopartılan domatesler, salatalıklar veya maydanozlar varya, of ne kadar mutlu eder insanı bir bilseniz.
Huzuru arıyorum, ne korona ve nede verem olur o dağlarda. Olmaz ki, çünkü o topraklar şehirlerden biraz daha temizdir. Dedimya, herşeyi kendimiz üreteceğiz, yani yağ, yoğurt, peynir veya sebzelerimizi. Hepsi doğal olacak.
Huzuru arıyorum, çünkü bıktım savaş ve ölüm haberleri duymaktan. Bana ne kim savaşmış, kim koronadan ölmüş, zaten televizyonum ve akıllı telefonumda olmayacak.
Oh be huzuru buldum işte.
Ya sizler ne düşünüyorsunuz?