12.4 C
Hamburg
Çarşamba, Mayıs 29, 2024

KARA ÇARŞAF

Son yıllarda, Türk kadını bazı tarikat veya cemaatlerin baskıları sonunda „Kara Çarşaf“ giymeye zorlanmışlar ve zorlanmıya halen devam etmektedirler.

Cumhuriyet kurulandan sonra, Türk kadınına öyle özgürlükler verilmiştir ki, ne yazzık ki kadınlar bu hakları ve özgürlüklerini koruyamamışlardır. Son Padışah Vahdettin`in kızının resimlerini görünce, aslında Osmanlı sarayında ki kadınlarında moderen giyime sahip olduklarını görüyoruz.

Hiç kimse şu görüşün arkasına sığınmasın: Herkes istediği giysiyi seçme özgürlüğüne sahiptir.

Öncelikle şunun bilinmesi gerekir ki, ne kara çarşafın ve nede türbanın İslam ile hiçmi hiç bir bağlantısı yoktur. Bu konuda gazeteci yazar Orhan Selen şu görüşü belirtiyor:

„Günümüzde birçok Müslüman, çarşaf ve peçenin İslamiyet`le birlikte ortaya çıkan ve Ahzap suresi 59. Ayetinde söz edilen „cilbab“ olduğunu düşünürler. Oysa Arap toplumunda ne Cahiliye döneminde ve ne de Hz. Muhammed döneminde çarşaf giyildiğine ilişkin hiçbir tarihsel belge yoktur“.

Nasıl olsun ki, Hz. Muhammed döneminde, yani İslamiyet vahi olarak geldiğinde Arap Yarım Adası“ nda İtalyan, Fransız veya İngiliz tekstil fabrıkalarımı vardı ki, onlarca metre zarif kumaşdan kara çarşaf üretilmiş olsun.

Birçok tarihci veya gerçek İslam düşünürleri, kara çarşafın Endülüs Emevileri döneminde İspanyol rahibelerinin giydiği bir elbise olarak Emeviler aracılığı ile İslam coğrafyasına getirilmiş olduğunu belirtmektedirler. Türk kadını ilk defa Tanzimat döneminde kara çarşaf ile tanışmıştır. İranlılardan alınan kara çarşaf hacca giden kadınlar tarafından giyilmiştir.

Öneceleri pek tutulmayan, hatta bid`at denilen çarşaf, 1870`ten sonra yaygınlaşmıştır. Bir anda toplumun belirli kesimlerinde giyilen çarşaf, yine islamcıların övgü ile tanımladıkları II. Abdülhamit Han tarafından 2 Nisan 1892 (4 Ramazan 1309) tarihli bir emirname ile çarşaf giyilmesi yasaklanmıştır.

II. Abdülhamit Han`ın çarşafı yasaklayan buyruğunda iki önemli konuya dikkat çekmiştir:

1. Bu örtünmenin İslam ile ilgisi bulunmadığına.

2. Çarşaf giyen kişilerin kimlikleri belli olmadığı için güvenliği tehlikeye attığına.

Madem ki islamcı zihniyet durmadan padışah Abdülhasmit Han` ı övgü ile anar ve Atatürk`ün önünde görürler, o zaman kara çarşaf konusunda ki dirayetli yasağından neden bahsetmezler.

Türk kadınına zorla benimsetilen „Türban ve Kara Çarşaf“ hiçbir şekilde ne İslam ve nede Türk geleneklerine uymaktadır.Tarih boyunca hür ve özgür yaşamı benimsemiş Tür kadınları, nasıl olduda Emevi zihniyetinin gerici ve yobaz kurallarına mahkum edildi?

Cengiz Han`dan Methe Han`a kadar gelmiş geçmiş Türk hakanlarının eşleri ile birlikte ok kullanmışlar ve ata binmişlerdir.

Tabi ki toplumların kendilerine göre gelenekleri vardır, bunada saygılı olunması gerekir. Fakat Anadolu kadınını kara çarşafa sokmak, Anadolu halkının ne geleneği ve nede töresidir. Bu bir gerici zihniyetin dayatması olup, ,kadınlarımıza yapılacak en büyük ihanettir.

Son zamanlarda meydanı boş bulan tarikat veya cemaat şehleri, Türk kadınını kara çarşafa girmeleri için zorlamaktadırlar. Cumhuriyet dönemi ile hesaplaşmak isteyen yobaz sürüleri, Cumhuriyet ve Atatürk tarafından kadınlara verile eşit haklar, bu karanlık mahluklar tarafından kabul görmemiştir.

Hiristiyan rahibeler siyah giyerek, İsa`ya olan üzüntülerini belirtirler. Örneğin eşi ölen bir Yunan kadın, bir daha beyaz elbise giymez; bu durum kadının kocasına olan saygısından gelir.

Sonuç olarak şunu belirtmek istiyorum. Kara Çarşaf bir İslam giysisi değil, Emevi yobazlığının bir simgesidir. Eğer bugün sokaklarda siyah çarşaflı, cübbeli veya sarıklıları görüyorsanız, bunun kıyafet özgürlüğü ile ilgisinin olmadıği; Cumhuriyet ve onun devrimlerine baş kaldırışın göstergesidir.

Cumhuriyet devrimlerinin kadına verdiği haklardan rahatsız olanlar ve kadının Allah tarafından erkeklere emanet edildiğini savunmak tamamen yalandır. Allah hiçbir kulunu diğer kulunun korumasına vermez, vermiş ise, o zaman kendisi ile çelişmiş olur.

Sokaklarda dolaşan kara çarşaflıların aynı zamanda ülkenin güvenliği içinde büyük tehlike oluşturduğunu düşünmek gerekir. O kara çarşafın ıçinde kimin olduğunu nasıl tespit edeceğiz. O nedenle kara çarşaf giyilmesinin yasaklanması gerekir.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

- Advertisement -spot_img

İNSTAGRAM

SON HABERLER

KARA ÇARŞAF

Son yıllarda, Türk kadını bazı tarikat veya cemaatlerin baskıları sonunda „Kara Çarşaf“ giymeye zorlanmışlar ve zorlanmıya halen devam etmektedirler.

Cumhuriyet kurulandan sonra, Türk kadınına öyle özgürlükler verilmiştir ki, ne yazzık ki kadınlar bu hakları ve özgürlüklerini koruyamamışlardır. Son Padışah Vahdettin`in kızının resimlerini görünce, aslında Osmanlı sarayında ki kadınlarında moderen giyime sahip olduklarını görüyoruz.

Hiç kimse şu görüşün arkasına sığınmasın: Herkes istediği giysiyi seçme özgürlüğüne sahiptir.

Öncelikle şunun bilinmesi gerekir ki, ne kara çarşafın ve nede türbanın İslam ile hiçmi hiç bir bağlantısı yoktur. Bu konuda gazeteci yazar Orhan Selen şu görüşü belirtiyor:

„Günümüzde birçok Müslüman, çarşaf ve peçenin İslamiyet`le birlikte ortaya çıkan ve Ahzap suresi 59. Ayetinde söz edilen „cilbab“ olduğunu düşünürler. Oysa Arap toplumunda ne Cahiliye döneminde ve ne de Hz. Muhammed döneminde çarşaf giyildiğine ilişkin hiçbir tarihsel belge yoktur“.

Nasıl olsun ki, Hz. Muhammed döneminde, yani İslamiyet vahi olarak geldiğinde Arap Yarım Adası“ nda İtalyan, Fransız veya İngiliz tekstil fabrıkalarımı vardı ki, onlarca metre zarif kumaşdan kara çarşaf üretilmiş olsun.

Birçok tarihci veya gerçek İslam düşünürleri, kara çarşafın Endülüs Emevileri döneminde İspanyol rahibelerinin giydiği bir elbise olarak Emeviler aracılığı ile İslam coğrafyasına getirilmiş olduğunu belirtmektedirler. Türk kadını ilk defa Tanzimat döneminde kara çarşaf ile tanışmıştır. İranlılardan alınan kara çarşaf hacca giden kadınlar tarafından giyilmiştir.

Öneceleri pek tutulmayan, hatta bid`at denilen çarşaf, 1870`ten sonra yaygınlaşmıştır. Bir anda toplumun belirli kesimlerinde giyilen çarşaf, yine islamcıların övgü ile tanımladıkları II. Abdülhamit Han tarafından 2 Nisan 1892 (4 Ramazan 1309) tarihli bir emirname ile çarşaf giyilmesi yasaklanmıştır.

II. Abdülhamit Han`ın çarşafı yasaklayan buyruğunda iki önemli konuya dikkat çekmiştir:

1. Bu örtünmenin İslam ile ilgisi bulunmadığına.

2. Çarşaf giyen kişilerin kimlikleri belli olmadığı için güvenliği tehlikeye attığına.

Madem ki islamcı zihniyet durmadan padışah Abdülhasmit Han` ı övgü ile anar ve Atatürk`ün önünde görürler, o zaman kara çarşaf konusunda ki dirayetli yasağından neden bahsetmezler.

Türk kadınına zorla benimsetilen „Türban ve Kara Çarşaf“ hiçbir şekilde ne İslam ve nede Türk geleneklerine uymaktadır.Tarih boyunca hür ve özgür yaşamı benimsemiş Tür kadınları, nasıl olduda Emevi zihniyetinin gerici ve yobaz kurallarına mahkum edildi?

Cengiz Han`dan Methe Han`a kadar gelmiş geçmiş Türk hakanlarının eşleri ile birlikte ok kullanmışlar ve ata binmişlerdir.

Tabi ki toplumların kendilerine göre gelenekleri vardır, bunada saygılı olunması gerekir. Fakat Anadolu kadınını kara çarşafa sokmak, Anadolu halkının ne geleneği ve nede töresidir. Bu bir gerici zihniyetin dayatması olup, ,kadınlarımıza yapılacak en büyük ihanettir.

Son zamanlarda meydanı boş bulan tarikat veya cemaat şehleri, Türk kadınını kara çarşafa girmeleri için zorlamaktadırlar. Cumhuriyet dönemi ile hesaplaşmak isteyen yobaz sürüleri, Cumhuriyet ve Atatürk tarafından kadınlara verile eşit haklar, bu karanlık mahluklar tarafından kabul görmemiştir.

Hiristiyan rahibeler siyah giyerek, İsa`ya olan üzüntülerini belirtirler. Örneğin eşi ölen bir Yunan kadın, bir daha beyaz elbise giymez; bu durum kadının kocasına olan saygısından gelir.

Sonuç olarak şunu belirtmek istiyorum. Kara Çarşaf bir İslam giysisi değil, Emevi yobazlığının bir simgesidir. Eğer bugün sokaklarda siyah çarşaflı, cübbeli veya sarıklıları görüyorsanız, bunun kıyafet özgürlüğü ile ilgisinin olmadıği; Cumhuriyet ve onun devrimlerine baş kaldırışın göstergesidir.

Cumhuriyet devrimlerinin kadına verdiği haklardan rahatsız olanlar ve kadının Allah tarafından erkeklere emanet edildiğini savunmak tamamen yalandır. Allah hiçbir kulunu diğer kulunun korumasına vermez, vermiş ise, o zaman kendisi ile çelişmiş olur.

Sokaklarda dolaşan kara çarşaflıların aynı zamanda ülkenin güvenliği içinde büyük tehlike oluşturduğunu düşünmek gerekir. O kara çarşafın ıçinde kimin olduğunu nasıl tespit edeceğiz. O nedenle kara çarşaf giyilmesinin yasaklanması gerekir.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

- Advertisement -spot_img

İNSTAGRAM

SON HABERLER