Şunu demek istemiyorsunuz herhalde: Bugünkü durumu beklemiyorlardı! Şimdi çark edecekler!
Hayır! Enflasyon artarken faizleri düşürmelerinin yaratacağı şoku hesap ettiler.. Yani hani deniyor ya, “ekonomiden anlamıyorlar”.. Biraz ayıp olur bunu ileri sürmek. Yanlarına iktisattan yeni mezun birini alsalar, onlara söyler.
Kaldı ki yanlarında tüm bunları bilen insanlar var, onlar anlattılar, günlerce konuştular, tartıştılar ve milleti ham diye yutacak YEM (yeni ekonomik model) programına geçtiler. Ne zaman? 125 milyar doları sattıklarından itibaren. Şaibelerini bir yana bırakıyorum. Satış eski program çerçevesinde satıştı. Dövizin yükselişini durduramadılar. Sonra elde var sıfır. MB milyarlarca dolar ekside. Elde döviz kalmayınca, birden faiz yasak nas mas mı akıllarına geldi, değil tabii, bu sadece aldatmacası, aynı zamanda ütülen çekirdek seçmenlerine bir şey demeleri gerekir: Allah zaten böyle buyurmuştu!..
BEN DÖNMEZEM!
Cumhurbaşkanı son olarak “Ben dönmezem yolumdan” dedi. Dönmeyecek bence de. Çünkü bir kurgu yapıldı, buna göre yürüyecekler.
Şunu da belirteyim. YEM’e girince her şey bekledikleri gibi mi gider? Böyle bir şey yok. Ekonominin ana hatlarıyla oynarsanız depremler yaratırsınız, bunun sonuçlarının hepsini de göremezsiniz. Ekonomi bilimi aslında bir sosyal bilimdir. Belirlilikler üzerinde seyreder. Belirsizlikler, hele derinse, alışıldık türde değilse ve üstelik bir görünür el tarafından uygulamaya konduysa deprem yaratır. Şimdi bunu yaşıyoruz.
Beklemedikleri neydi? Belki dövizin böyle yükselişini durdurmanın çok zor olduğu, olabilir mi? MB’de başkalarının 6 milyar dolar kadar depo parasını sattılar ama ellerinde var sıfır. Yahu tamam döviz pahalansın, TL ucuzlasın ama bu kadar da demedik, diyorlar mıdır?
MB’nin döviz satışına bakılacak olursa biraz diyorlar. Dolar 14 TL’ye doğru yol alırken dediler. Peki 18’e giderken? Yine dolar satacaklar.. Nereye kadar?
OKYANUSTA BİR TÜRKİYE GEMİSİ
Durdurmaları zor gözüküyor çünkü belirsizlikler olduğu sürece, bir limanda iskele babasına demir atmadan Türkiye gemisi okyanus dalgalarının hırçın vuruşlarından kurtulamayacak.
Eğer bu yükseliş sürerse, artık YEM kontrol edemeyecekleri, hayal bile edemedikleri bir rotaya girer: Büyük kaos ve kontrolsüz çöküş. Sosyal hayat zıvanadan çıkar.
Şüphesiz bu süreç iflasları da beraberinde getirecektir.
Böyle bir durum senaryolarında var mıydı? Daha doğru soru şu: Vardı da ne kadar vardı, neyi kontrol edebiliriz, neyi artık edemeyiz diye düşünüp karar almışlar mıydı?
YEM politikasına eşlik eden başka bir dış politik gelişmeyi unutmayalım. Katar ile daha sıkı parasal işbirliği, Katar parasını çekmek, BAE’den adeta özür dileyerek parasal ilişkileri canlandırmak. (Müslüman kardeşler, çöpe… Bir Sisi unutmadan yakın geçmişi Ankara’yı çekiştiriyor!)
BÜYÜK PARALAR GELİR Mİ?
Soru: İçine girilen kaotik durumdan, gelebilecek petrol paraları neye ilaç olabilir? Hiçbir şeye! 85 milyonluk ülke ve 800 milyarlık ekonomik hacim! 5-10 milyarlık bir giriş önemli olmayabilir. Zaten bu kadar doları sattılar bile. Varlık Fonu’ndan büyük satışlar yapabilirler mi? Çok zor ve uzun süreç.
O zaman tekrar soruya başvuralım: Bu gidişatı durduramazlarsa çark edip 5-10 puanlık faiz artışına, durumu kontrol aracı olarak başvururlar mı? Piyasada evet diyenler var.
Ama RTE, dönen dönsün ben dönmezem yolumdan, diyorsa?
AKP iktidarı, Cumhurbaşkanı’nın yedeği yok ki, yedeklesin!
Sanırım, bugünkü kontrolsüzlük beklemedikleri bir durumdu.
Yani erken bir kaos. Bugünkü duruma yakın olayı, belki de 2022 ortasına doğru bekliyor olabilirlerdi. Her şey hız kazandı. Nedeni de yönetimin kural bilmez kaos yapısı… Ne kendilerinin açmazını biliyorlar ne de kontrol edemeyecekleri bir durumun ortaya çıkabileceğini…
Unutmayın, seçim sürecindeyiz.
Geldik ana soruya yeniden: Kurgu neydi peki?
Haaa, asgari ücretin üzerine kaç bardak su içmeli?