14.1 C
Hamburg
Cuma, Mayıs 31, 2024

İki konu: Bilimsel varsayım ve CBT

orhan-bursaliGeçen perşembe Habertürk’teki Enine Boyuna programında bir tartışma yaşadık. “Üçüncü Seçim” yapılabilir görüşüme kimse katılmadığı gibi, Cumhurbaşkanı’nın, başkanlık için kendisine çizdiğini varsaydığım stratejinin ana hatlarını açıklamam karşısında “Sana Cumhurbaşkanlığı danışmanlığı gerekir, seni acaba şöyle iktidar saflarına mı oturtsak…” denli şakalara yol açtı.
Evet üçüncü seçim konuşulmuyor, ama biz gelişmeleri bu çerçevede okuyup göremez miyiz? Bir analizciye düşen de bu değil mi?
Aslında toplum olarak “varsayım oluşturmaya” (komplo teorisi değil) ve bunun gerekçelerini ortaya koyarak gelişmeleri bu çerçevede okumaya yabancıyız.
Yaşadıklarımız olağan şeyler değil. Gelişmeleri anlamak için ne oluyor ve nereye gidiyoruz sorularına yanıt verebilmeliyiz.
Saptamam şu: Yaşadıklarımızın odağında “Başkanlık Sistemi”ni gerçekleştirmeye yönelik faaliyetler var. Cumhurbaşkanı’nın en temel meselesi. Geçen pazar, pazartesi ve salı günkü yazılarımda temel tezim ve gerekçeleri var.

Eğer şu doğruysa…
Cumhurbaşkanı başkanlık sistemini bu ülkeye kabul ettiremezse, Cumhuriyet tarihinde istediği sayfayı açamayacaktır.
Bu saptamalar doğruysa varsayım üretiyorum: Bu hedefe ulaşabilmek için gerektiğinde Üçüncü Seçimi bile dayatacaktır. Bu varsayımlar doğru deyip de sonra, ama o seçim olmaz diyemezsiniz.
Bu köşenin başlığı Bilim ve Siyaset’tir. Siyaset bilimi, önemli olayları açıklayabilmek için bir varsayım üretmeyi zorunlu kılar. Bu varsayımın doğru olup olmadığını gösterecek, siyasi gelişmelerdir. Bu varsayımı ortadan kaldıracak tek gelişme, Cumhurbaşkanı’nın başkanlık sistemi isteğinden vazgeçmesidir.
Üç yol var, başkanlık anayasasını Meclis’e getirip referanduma götürecek çoğunluğu sağlamak (330 parmak). Bunun için MHP, HDP ve CHP’den adam devşirmesi gerekir. Bunu başaramazsa, başkanlık yatar. Tabii referandumda hayır çıkma olasılığı da güçlüdür.
Bunlar dışında tek olasılık kalır: Üçüncü seçimle HDP veya MHP’yi veya her ikisini de Meclis dışı bırakmak. Zaten sınırdalar, hele HDP baraj altında. O zaman 367’yi aşan milletvekili sayısıyla istediği anayasayı çıkartır.
Bunu ben mi görüyorum, onların düşünmediklerini ve planlamadıklarını mı sanıyorsunuz? 7 Haziran’ı reddedip 1 Kasım’da kazanmayı planlayan, bunu da planlar… Karşıdakinin siyasi zekâsını küçümsemeyin. Dedim ki “RTE bir ara, ortalama siyasetçi değil”.

Bir veya iki yıl içinde
Eğer referandum gerçekleşmezse, en çok iki yıl içinde, dahası gelecek yıl sonuna kadar bile üçüncü seçimi bekleyin… Siyaset bilimi bunu dayatıyor! Tabii öngörülemeyen sürpriz gelişmeler olabilir.
2010 yılı Haziranı’nda, daha henüz ortalıkta fazla bir şey yokken, varsayım ortaya attım: F. Gülen ve RTE iki ayrı ve farklı gövdedir. Siyaset yapma ve iktidar olma süreçleri çok farklıdır. Oysa tepede tek koltuk var. Bu koltuk iki kişiyi kaldırmaz, eninde sonunda çatışacaklar. Bunun temel siyaset gerekçeleri vardı.
Bütün gelişmeler bu çerçevede oldu. Bu çatışma en az 3 yıl önceden varsayılmıştı ve hayat tarafından doğrulandı. Çatışmanın Anatomisi, bunun hikâyesidir ve siyaset ve toplum bilimleri hayatında bilimsel bir analizin en önemli ürünüdür. Hiç alçakgönüllü olmam bu konuda.

CBT kapandı
Cumhuriyet Bilim ve Teknoloji dergimiz, 1500 ve 1501 sayısıyla şahane bir kapanış yaptı. Neden kapatıyorsunuz sorusunu bile yöneltmedim. Cumhuriyet’in kurumsal kimliğine, 30 yıldır bilime, bilimsel düşünceye verdiği bu destekle sadece teşekkür edebilirim. Birtakım kampanyalar falan yapılıyor, bunlarla bir ilgim yok. Yeniden çıkartalım diye bir isteğim de.
Bilim ve Teknoloji’yi üreten ve bu birikime sahip arkadaşlar, öncelikle dijital ortamda BT’yi, yazarlarıyla vb. daha geniş, kapsamlı ve nitelikli var etmek için kollarını sıvadı zaten. Gördüm ki, henüz yaşama koşulları olan ölmez, kendisine yeni yaşam ortamları yaratır.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

- Advertisement -spot_img

İNSTAGRAM

SON HABERLER

İki konu: Bilimsel varsayım ve CBT

orhan-bursaliGeçen perşembe Habertürk’teki Enine Boyuna programında bir tartışma yaşadık. “Üçüncü Seçim” yapılabilir görüşüme kimse katılmadığı gibi, Cumhurbaşkanı’nın, başkanlık için kendisine çizdiğini varsaydığım stratejinin ana hatlarını açıklamam karşısında “Sana Cumhurbaşkanlığı danışmanlığı gerekir, seni acaba şöyle iktidar saflarına mı oturtsak…” denli şakalara yol açtı.
Evet üçüncü seçim konuşulmuyor, ama biz gelişmeleri bu çerçevede okuyup göremez miyiz? Bir analizciye düşen de bu değil mi?
Aslında toplum olarak “varsayım oluşturmaya” (komplo teorisi değil) ve bunun gerekçelerini ortaya koyarak gelişmeleri bu çerçevede okumaya yabancıyız.
Yaşadıklarımız olağan şeyler değil. Gelişmeleri anlamak için ne oluyor ve nereye gidiyoruz sorularına yanıt verebilmeliyiz.
Saptamam şu: Yaşadıklarımızın odağında “Başkanlık Sistemi”ni gerçekleştirmeye yönelik faaliyetler var. Cumhurbaşkanı’nın en temel meselesi. Geçen pazar, pazartesi ve salı günkü yazılarımda temel tezim ve gerekçeleri var.

Eğer şu doğruysa…
Cumhurbaşkanı başkanlık sistemini bu ülkeye kabul ettiremezse, Cumhuriyet tarihinde istediği sayfayı açamayacaktır.
Bu saptamalar doğruysa varsayım üretiyorum: Bu hedefe ulaşabilmek için gerektiğinde Üçüncü Seçimi bile dayatacaktır. Bu varsayımlar doğru deyip de sonra, ama o seçim olmaz diyemezsiniz.
Bu köşenin başlığı Bilim ve Siyaset’tir. Siyaset bilimi, önemli olayları açıklayabilmek için bir varsayım üretmeyi zorunlu kılar. Bu varsayımın doğru olup olmadığını gösterecek, siyasi gelişmelerdir. Bu varsayımı ortadan kaldıracak tek gelişme, Cumhurbaşkanı’nın başkanlık sistemi isteğinden vazgeçmesidir.
Üç yol var, başkanlık anayasasını Meclis’e getirip referanduma götürecek çoğunluğu sağlamak (330 parmak). Bunun için MHP, HDP ve CHP’den adam devşirmesi gerekir. Bunu başaramazsa, başkanlık yatar. Tabii referandumda hayır çıkma olasılığı da güçlüdür.
Bunlar dışında tek olasılık kalır: Üçüncü seçimle HDP veya MHP’yi veya her ikisini de Meclis dışı bırakmak. Zaten sınırdalar, hele HDP baraj altında. O zaman 367’yi aşan milletvekili sayısıyla istediği anayasayı çıkartır.
Bunu ben mi görüyorum, onların düşünmediklerini ve planlamadıklarını mı sanıyorsunuz? 7 Haziran’ı reddedip 1 Kasım’da kazanmayı planlayan, bunu da planlar… Karşıdakinin siyasi zekâsını küçümsemeyin. Dedim ki “RTE bir ara, ortalama siyasetçi değil”.

Bir veya iki yıl içinde
Eğer referandum gerçekleşmezse, en çok iki yıl içinde, dahası gelecek yıl sonuna kadar bile üçüncü seçimi bekleyin… Siyaset bilimi bunu dayatıyor! Tabii öngörülemeyen sürpriz gelişmeler olabilir.
2010 yılı Haziranı’nda, daha henüz ortalıkta fazla bir şey yokken, varsayım ortaya attım: F. Gülen ve RTE iki ayrı ve farklı gövdedir. Siyaset yapma ve iktidar olma süreçleri çok farklıdır. Oysa tepede tek koltuk var. Bu koltuk iki kişiyi kaldırmaz, eninde sonunda çatışacaklar. Bunun temel siyaset gerekçeleri vardı.
Bütün gelişmeler bu çerçevede oldu. Bu çatışma en az 3 yıl önceden varsayılmıştı ve hayat tarafından doğrulandı. Çatışmanın Anatomisi, bunun hikâyesidir ve siyaset ve toplum bilimleri hayatında bilimsel bir analizin en önemli ürünüdür. Hiç alçakgönüllü olmam bu konuda.

CBT kapandı
Cumhuriyet Bilim ve Teknoloji dergimiz, 1500 ve 1501 sayısıyla şahane bir kapanış yaptı. Neden kapatıyorsunuz sorusunu bile yöneltmedim. Cumhuriyet’in kurumsal kimliğine, 30 yıldır bilime, bilimsel düşünceye verdiği bu destekle sadece teşekkür edebilirim. Birtakım kampanyalar falan yapılıyor, bunlarla bir ilgim yok. Yeniden çıkartalım diye bir isteğim de.
Bilim ve Teknoloji’yi üreten ve bu birikime sahip arkadaşlar, öncelikle dijital ortamda BT’yi, yazarlarıyla vb. daha geniş, kapsamlı ve nitelikli var etmek için kollarını sıvadı zaten. Gördüm ki, henüz yaşama koşulları olan ölmez, kendisine yeni yaşam ortamları yaratır.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

- Advertisement -spot_img

İNSTAGRAM

SON HABERLER