İyi bayramlar, inşallah bayram gibi geçer bugünler… Geçen hafta salı ve perşembe günkü Yüksek Teknoloji ve Türkiye konulu yazılar epey ilgi gördü. Okurlar görüş belirttiler. Ayrıca Odatv, yazılardan birini yayımladı ve okurların ilginç notlarını okudum. Şimdi okur düşüncelerini kısaltarak da olsa paylaşıyorum.
***
“Yazılarınız can alıcı bir konunun ilk kez lafı dolandırmadan yapılmış bir düzenlemesi olmuş. Türkiye’nin 60 yıldır kapatılamayan borç yükü ve bunun GSMH içindeki payı bazında bir basit yazı da toparlarsanız, büyük resim tamamlanacak ve herkes ülkemizin neden bağımsız olamayacağını ve emperyal devletlerin sözünden çıkamayacağını anlayacak. ABD ve Batılı ülkeler bizim bu durumumuzdan yarım asırdır yararlanıyor.” Haldun Durukan
***
“Siyasal kurumsallaşmamızı başaramazsak yüksek teknoloji üretim tabanı kurmak mümkün olmayacak. Dengeli-demokratik dağıtım, vatandaşların sisteme güvenerek geleceğe, eğitime ve işe yatırım yapması ancak dünya standardına yakın bir sistemle mümkün olur. Varolan sistemle yıllardır başarılamıyor. Yenilik stratejilerimiz kalkınma planlarında, on yıllardır var. Fakat sonuç belli. Neden? Çünkü demokrasi olmadan söylenen amaçlarla yapılan (hibe dağıtımları vb.) uyuşmuyor, denetlenemiyor, çünkü sistem halka kapalı.” Halil Deligöz
***
“Şeytan icatlarıyla işimiz olmaz bizim elhamdülillah…”
***
“Yüksek teknoloji ihracı ‘akıl, bilim, hür vicdan’ felsefesi ile mümkün.
AKP 100 yıl geriletti derken kastımız budur işte”. Baydurhan Tomanbay
***
“Bilimle teknikle ne işimiz olur, biz imamlarla kakınma modelini seçtik.”
***
“Teknoloji mi dediniz? İki resim sunuyorum: ilki Çorum Fen Lisesi. ikincisi Çorum İmam Hatip Lisesi, maketin aynısı şu anda tamamlandı. Fen lisesinin olduğu resimin solunda ‘imam hatip’in arka tarafı gözüküyor.”
***
“Bırakın ileri teknolojiyi, AKP Türkiye’de üretimi yıllardır cezalandırıyor. Sanayii, tarım, hayvancılık; bilinçli olarak ile ve ısrarla yok ediliyor. KOBi’lere destek veren KOSGEB, önce Fethullah tarafından, ardından AKP tarafından iğdiş edildi, sanayii yerine kuaför ve kahvehanelere destek veriyor. Sanayi yatırımı yapanlara destek yok, sadece uluslararası devlere destek veriliyor. Ufak bir sanayici olarak yapacağım 6-7 milyon dolarlık yatırıma sıfır destek-bol köstek; yatırımı iptal ettim.
TÜBiTAK’tan yıllardır destek almaya çalışanlar saçlarını başlarını yoluyorlar. Bursalı’nın dediği gibi, varsa yoksa bezirgânların servetini artıran, görkemli ama getirisi minimal yatırımlar. Dört saatte ulaşabileceğiniz havaalanı, mevcut Boğaz’a rakip, sıfır getirili arazi yatırımcılarının servetine servet katacak İstanbul Kanal. Türkiye her yönü ile AKP tarafından bir Ortadoğu- Arap ülkesine dönüştürülüyor. Yağmaya son verin, yoksa paranız sizi yıkılan ülkenin altından kurtaramayacak.”
***
“Ekonomi tamamen kara ekonomi üzerine kurulmuş durumda. Silah, petrol, insan, altın, uyuşturucu kaçakçılığıyla dev bir havuz oluştu. En yukarıdan, en alta kadar milyonlarca insan bu kara ekonomiden para kazanıyor. Kara ekonominin, kayıtlı ekonomiden fazla bir bütçesi olduğuna inanıyorum. Milletin karnı şu ya da bu sekilde doyduktan sonra, kim takar innovatif yatırımı; üretim yerine avantacılığa, hap yap para kap zihniyetine alıştırılan toplum da böyle çürüyor işte.”
***
“Bir teknoloji işçisi (yazılımcı) olarak Türkiye’nin 5. ya da 6. büyük şehrinde (Adana) iş bulamıyorum. Teknokentler rant yuvası olmuş. Çukurova Teknokent’teki ofislerin yüzde 90’ı dolu ama çalışan şirket sayısı bir elin parmaklarını geçmez. Denetim yok. Ama neden yok? Kiralanmış boş ofislerin sahiplerine bakınca sanki denetim kasıtlı olarak yok gibi görünüyor.”
***