Herkes kendi ülkesinde ilk COVIT-19’lu kim sorusunun peşine düşerken, Türkiye’de konu ile ilgilenen kimse yok. Bu çok mu önemli diye sormayın. Bu soru bazı gerçekleri ortaya çıkarmaya ve sorular ortaya atılmasına yarar, en azından… Bakan Bey, ilk COVIT-19’lu hastayı açıkladığında 11 Mart’tı. İkinci gün yakın aile çevresi dahil oldu.
Ve giderek Türkiye çapında yayıldı ve 5 Nisan öğleyin, yani yaklaşık 25 günde koronalı insan sayımız 27 bin 69’a yükselmişti! 5 Nisan’da vaka sayısı da 3 bin 135 ile en yüksek sayıya ulaştı. Dün akşam açıklananlar yeni bir rekor kırmış olabilir. Test sayısı arttıkça, daha çok virüs kapmış insan belirleniyor.
11 Mart tarihi önemlidir
O tarihte Türkiye’de 1 vaka mı vardı, hayır. Çünkü 6 gün içinde vaka sayısı 98’e yükseldi. Ve katlanarak bugüne geldik, daha alacak çok yolumuz var, ne zaman hasta artış sayısı durur, bilmiyoruz.
11 Mart’tan önce bir dizi önlem alındı, yeterli değildi.
Ama 11 Mart’tan önce Türkiye’de virüs kapmış ve hastaneye yatmış insanlar vardı.
Belki de İstanbul’da ilk hasta ve ölüm vakası Kartal Devlet Hastanesi’nde gerçekleşti. Bir İranlıydı. Çok sayıda İranlı, Kartal’da bir otelde kalıyordu. Bu hastanın koronalı olduğu bildirildi, sosyal hesaplarda paylaşıldı. Öldüğünü de doktorlar arasındaki haberleşmeden öğrendik.
Hastaya test yapıldı mı, yapılmadı mı hiç önemli değildi. BT çekersen zaten görüyorsun, belirtileri de belli, korona teşhisi koymayan doktor, uzayda yaşıyor demektir.
Sonra Kapalıçarşı esnafı Çapa’ya, Cerrahpaşa’ya taşındı hasta olarak. Erdoğan ailesinin yakın dostu, kaybettiğimiz Prof. Cemil Taşçıoğlu’nun da virüsü bu hastaları tedavi ederken kaptığı belirtiliyor.
Yani mesela şubattan beri virüs adım adım ülkeye yayılıyordu…
Test yoktu ki başlasın!
Cumhurbaşkanı ise 4 gün önce ülkemize COVIT-19’un ABD ve AB’den geldiğini ve alınan önlemler sayesinde ülkemize geç geldiğini ileri sürüyordu.
Bu virüsün kaynağı belli. Yayılma bölgeleri ülkeleri belli. Çin’den çevresine ve Batı’ya.
Tüm önlemlerde aslında geç kalındı. Testler başlamalı diye 11 Mart’tan önce yapılan uyarılara kulak veren olmadı. Ama Halk Sağlığı Müdürlüğü’nün laboratuvarlarında yerli ve milli kit yapıldığı ilan ediliyordu. Çalışmayan korona kit’leri söz konusuydu. Neyi test edeceklerdi!
Elde bol miktarda test kiti olmadığı için, ülke çapında toplanan hst verileri Ankara’ya gönderiliyordu. Bu çalışma ile virüsün ülkeye ne kadar yayıldığını tabii anlamaları mümkün değildi.
Daha yakın zamanda Bakanlık testleri hızla yaygınlaştırma kararı aldı, 10 gündür! Ve virüsün ülke çapında aslında ne kadar yayıldığı görüldü! Şimdi hızla test sayısını günlük 20 binin üzerine çıkardılar. Yetmez, 30 bine çıkmak zorunda!
Yani alınması gereken önlemler alınmamış ve virüs çoktan yayılmıştı!
Ne başarısı!
Araştırma sıfır! Bol laf!
Şimdi bile 20-65 yaş aralığında olanların çok önemli bir yüzdesi işe gidip geliyor.
İşyerleri mutlak önlemler almaya zorlanıyor mu? Hayır.
20 yaş ve altında olup da günlük yaşamını sürdürmek zorunda olanlara bir yardım yapılıyor mu? Hayır.
Dışarıda çalışmaya bırakılan insanların, virüsü bulaştırma risklerini araştıran kimse var mı? Sıfır bilgi!
Bilim Kurulu ve hükümetin bu konuda organize ve çok yönlü bir araştırma başlattığını duyan var mı? Hayır.
Ama sabah akşam bol bol nutuk ve konuşma.
Dünyada COVIT-19 üzerine bini aşkın araştırma yayımlandı.. Türkiye’den bir tane var mı? Yok gözüküyor!
Mesela 60 yaş altı ölümler neden Avrupa’nın 4, dünyanın 9 katı, araştıran var mı? Hayır
Yardımlar üzerine şeffaflık var mı?
Cumhurbaşkanı ülke çapında yardıma muhtaçlar için yardım kampanyası başlattı.
Dağıtım ilkeleri belli mi, açıklandı mı? Hayır!
Toplumun hangi kesimlerine dağıtılacak, bilgi var mı? Hayır!
Kimlere dağıtılacağını AKP yerel öneticileri mi belirleyecek, iktidarın ve partinin valileriyle birlikte; bilmiyoruz ama genel kanı, evet büyük ölçüde!
Bu konularda saydamlığa nasıl zorlanır iktidar, tek adam rejimi?