Çok değerli Elbe Express okuyucuları !
Uzun bir aradan sonra bu satırlarda tekrar sizlerle beraberim. Herşeyin gönlünüzce olmasını dilerken, şu mübarek Ramazan gününde ben de din ve insanlık üzerine bir şeyler yazmak istiyorum. İnsanlar doğdukları zaman, hiç bir inanç ve dinle dünyaya gelmiyorlar. Dinlerine anne ve babalarından gördükleri, duydukları, kısmen okudukları şekilde inanıyor ve öyle zannediyorlar. Ama ergenlik çağına geldiği zaman veya daha ileri yaşlarda inandığı şekilde yaşamak istiyor; inandığı dini, mezhebi seçebiliyor.
Oysa dinlerde baskı olmamalı ve kimse kimseyi tahakküm altında bırakıp, mecburiyet koymamalı diye düşünüyorum. Dünya kurulduğundan bu güne kadar bir çok Peygamberlerin geldigi söyleniyor. Bildiğimiz kadarıyla peygamberlerin çoğu Ortadoğuya gelmistir. Amerika ve Uzakdoğu ülkelerine hiç peygamber gelmemistir veya gelmiş de olabilir ama ispat edilememiştir. Orada yaşayan insanlar da inandıkları gibi yaşamışlar. Hayvanları ve Putları kendilerine ilah olarak seçmişler. Eskiden beri din üzerine çok savaşlar olmuş ve insanlar dini inançları yüzünden boş yere ölmüşler. Oysa herkes kendi inandığı gibi yaşasa, kimse kimseyi dininden dolayı ötekileştirmese, daha güzel bir hayat olmaz mı diye düşünüyorum.
Mesela geçen hafta vefat eden ünlü Boksör Muhammed Ali Clay 22 yaşında müslüman olmustur. Ezilen siyahi müslümanların haklarını savunmuş ve bu yüzden cok cezalar almıştır. Boksörlüğün yanı sıra müslümanliği siyasi arenada dile getirmiş, çok özverili çalışmalar yapmış ve siyahilerin dışlandiğı bir ülkede çok savaş vermiştir.. Muhammed Ali Clay’a Allahtan rahmet diliyorum ve gerçekten dinine inandığı ve insan gibi mücadele ettiği için saygı duyuyorum.
Ayrıca Türkiye’de terör yüzünden ölen şehitlerimize de Allahtan rahmet, ailelerine sabırlar diliyorum. Bu evlatların acılarına yürekler dayanmaz. Gel gör ki din savaşları gibi yanlış politika da insanların yok olmasına sebep oluyor. Son günlerde bombalar yüzünden ölen masum insanların ruhlari şadolsun derken, içimiz sızlıyor. Böyle insanlık olur mu ? Parayla ve beyinleri yıkanarak insanları yanlış yönlendiren, “tavşana kaç tazıya tut” misali onlara silah satıp maddi çıkarlarını düşünen devletler, diğer taraftan dostmuş gibi görünüyorlar. Bu devletlerin iki yüzlülüğü, insanlığın yüz karası değil mi?
Can güvenligi yok. İnsanlar nerede bir bomba patlar diye tedirgin ve huzursuzlar. Futbolda bile olaylar çıkıyor, hakaretler gırla. Ayrıca nereye baksan yalan ve sahtekarlık. Dolandırıcılığı her haber programlarında görüyoruz. Allah adıyla insanları kandıran, dini maddi çıkarları için kullanan düzenbazlar çoğaldı. Hele sosyal medyadaki rezillik, aldı başını gidiyor. İnsanlar biribirilerine hava atayım derken, sahte isimleri kullanıyorlar. Kişilik bozuklukları olanlar acayip şekilde paylaşımlarla internet sayfalarında boy gösteriyorlar. Daha yazacak o kadar çok şey var ki, bu yazdıklarımdan daha fazlasını sizler de biliyorsunuzdur. Onun için bu yazıma “İnsanlık nereye gidiyor ?” diye bir başlık attım.
Ramazan ayında din tacirleri o kadar çok çoğaldı ki. Parayla çalışanan bir çok ilahi grupları var. Değişik tarikatlar ve ibadet şekilleri türedi. Bu insanlar çoğunlukta maddi çıkar için uğraşanlardır. Oysa islam dini tek yol. Tarikatlara ne gerek var ? Bazı kıyafetler “altı kaval üstü şişhane” misali. Eski insanlar, annelerimiz de tertipli ve adaplı giyiniyorlardı ve ibadetlerini yapıyorlardı.
İnananlar için İslam dini temiz bir din. Onu kimsenin kirletmeye hakkı yok. Kuran’ı iyi anla ve Allah birdir, o sana yeter diyor. Gönülden inananlara saygımız sonsuz. Aracılara gerek yok diye düşünmek lazım.
Bakalım daha neler göreceğiz. İnşallah hayırlısı olur diye temenniden başka elimizden birşey gelmiyor. Gerçi kurunun yanında yaş da yanıyor ama az da olsa iyi ve dürüst insanların var oluşu bizleri mutlu ediyor.
Gelecek günlerinizin güzel, mutlu ve en önemlisi huzurlu olmasını temenni ederim. Şimdiden RAMAZAN BAYRAMINIZI KUTLAR, sağlıklı bir yaşam dilerim. Hoşça kalın !