Dünyayı saran bir illet insanlığı adeta esir aldı. Yetkililer ve uzmanlar ilşkilerin en alt düzeye indirilmesi için uyarı üzerine uyarı yapmak zorunda kalıyorlar. Bu KORONA adlı virüs özellikle İnsandan insana çok çabuk bulaşan bir illet. İllet ki ne illet, fark edilmeden bulaşıyor ve kısa zamanda dağılıyor ve can alıyor. Şu dört ay içerisinde binlerce insanın canını aldı ve almaya da devam ediyor.
Kimi ülkeler bulaşın ciddiyetini kısa zamanda kavradı ve acilen önlemlerini aldı, kimileri ise pek önemsemedi. İşin ciddiyetini çabuk kavrayanlar ve önlem almada hızlı hareket edenlerde can kaybı ciddiye almayan ülkelere göre daha hafif atlatabildiği yaşayarak görüldü. İşin önemini geç farkedenler hastalarını ve cenazelerini nereye yerleştireceğini bilemedi Bu virus nedeniyle sevenler birbirleriyle ilişkiler koptu, kentler ve ülkeler arası ulaşım durdu.
Dünyayı esir alan bu illete karşı mücadele edilirken kimi kişiler, kurumlar, yetkililer özgürlükleri kısıklama gibi algılayıp ciddi önlem almayı yani disiplinli hareket etmeyi geciktirdiler. Oysa özgürlük başka, disiplinli hareket etmek başka. Kimi ülkelerin insanları o kadar uyarıldığı halde gereken uyarılara kulak asmadılar ve virüsü çevrelerine yaydılar, çevrelerinde pek çok can kaybına neden oldular, sağlık alanında çalışanları ve ülkelerini zor durumda bıraktılar.
Oysa işin ciddiyetini anlayan, yöneticilerinin ve uzmanların uyarılarına disiplinli ülkeler ve toplumlar olayları daha hafif atlattığı, Almanya ve Güney Kore örnekleriyle görülüyor. Pek çok uzman bu ülkelerin halkının disiplinli hareket etmelerini, sokağa çıkma yasağı uygulamadan kendiliklerinden kurallara uymalarını ve tabii ki Liderlerini örnek olarak göstermektedir. Bu doğrultuda Dünya Liderlerinin Almanya Şansölyesi Merkel’den övgüyle söz etmeleri doğal olarak Alman Halkını da mutlu etmektedir.
Almanların ne kadar da disiplinli hareket ettiğini kırk dokuz yıl aralarında bulunduğum ve görev yaptığım sürede gördüm ve de örnek almaya çalıştım. Yıllarca Öğretmenlik yaptığım okulda (Türkiye’de olduğu gibi) öğretmenleri teftiş için müfettiş gelmedi. Bir kez bir müfettiş geldi onu da okulun öğretmenlerinin hiçbiri derslerine girmesine müsaade etmedi, okul müdürü ayıp olmasın diye benden rica etti de verdiğim Türkçe dersini anlamadığı halde okul müdürü ile birlikte izledi. Bu herkesin görevinin hakkını vererek, disipline olmuş bir şekilde çalıştığını gösteriyor.
Kore halkının ne kadar disiplinli olduğunu da oraya eğitim için giden bir gençten dinlemiştim: Mesleğinde uzman olarak çalışan kişiye, “ Maaşın az dediğimde verdiği yanıt beni şaşırttı; benim fazla kazanmam önemli değil, ülkem kazanır zengin bir ülke olursa hepimiz kazanmış oluruz, huzur içinde yaşarız. “ diye anlatması beni de etkilemişti. Tabii ki, yöneticiler halkına karşı görevlerini yerine getirirse!
Disiplinli bir şekilde hareket etmek, her yerde ve her zaman toplumların sosyal durumunda, üretiminde ve tüketiminde ne kadar önemli olduğunu göstermektedir.
Bu olay da gösteriyor ki, ÖZGÜRLÜK DİSİPLİN sizlik değildir.
Nebahat S. Ercan