Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Büyük Dairesi, 15 Ekim 2015 Perşembe günü ‘Ermeni Soykırımı Emperyalist Yalandır’ diyen Doğu Perinçek hakkındaki son kararını verdi. AİHM kararında, bu görüşünden ötürü İsviçre Mahkemesi’nin Perinçek’e verdiği cezanın ifade özgülüğünün ihlâli olduğuna hükmetti. Mahkeme ayrıca, 1915 Olayları’nın Yahudi Soykırımı ile benzer görülemeyeceğine de vurgu yaptı.
Ermeni Diasporası ve Ermenistan on yıllardır, 1915 Tehcir Olayı’nı, Nazi Almanyası’nda 6 milyon Yahudi’nin, Hitler rejimi tarafından tüm Yahudi inançlı insanları devlet tarafından, planlı, programlı ve organize yöntemlerle yok etmesi ile, eşdeğer de göstermeye çalıştılar ve çalışmaktadırlar. Çünkü Hitler Almanyası’nın, Yahudileri dünyada eşi ve benzeri olmayan ve anlatılması bile güç gaddarlıklarla yok etmesi, İkinci Dünya Savaşı sonrası Nürnberg’de kurulan mahkeme tarafından da kanıtlandı. Almanya ve hatta Avrupa’daki tüm Yahudilerin toptan yok edilmesi olayı, tarihe “Soykırım” (Holokost) olarak geçti. Birleşmiş Milletler soykırımı, “ulusal, etnik, ırkı veya dini bir gurubu, devletin planlı, programlı ve organize bir biçimde kısmen veya tamamenyok etmesi” olarak tanımladı. Almanya dahil olmak üzere birçok ülke, Holokost’un inkar edilmesini bir suç olarak tespit etti.
Ermeni Diasporası’nın 60 yıldır ısrarla dünya kamuoyuna, 1915 Tehcir Olayı’nı Holokost olarak
anılan Yahudi Soykırımıyla, eşdeğerde veya benzer göstermeye çalıştı. Böylece 1915 olaylarını inkar edenler de, İsviçre yasasında görüldüğü gibi, benzer yasalar çıkartmalı ve cezalandırılabilmeliydi. AİHM kararıyla bu görüş, tamamen geçersiz ve asılsız olarak belirlendi. Perinçek davasında sağlanan büyük başarının en önemli kesimi budur.
TÜRKİYE VE SİVİL TOPLUM KURULUŞLARI
AİHM KARARINI İYİ DEĞERLENDİRMELİ
AİHM KARARINI İYİ DEĞERLENDİRMELİ
AHİM kararıyla, İsviçre dahil, bazı ülke parlamentolarının, sözde “Ermeni Soykırımı”nı kabul etmemeyi suç sayan yasaları ve kararları, uygulanırlıklarını yitirmiş olmaktadır. Bu kararla yüzyıldır, Türk halkına yapılmakta olan “soykırım” suçlamasının tamamen asılsız ve haksız olduğu, Avrupa’nın en yetkili ve üst mahkemesi tarafından kanıtlanmış olmaktadır.
Ermeni Diasporası’nın yüzyıldır süregelen çalışmaları, bazı ülkelerde sözde “Ermeni Soykırımı”nın parlamento kararlarıyla kabul edilmesi sonucunu sağladı. Özellikle son yıllarda, bu ülkelerde milletvekili ya da çok önemli bir göreve aday olan Türk kökenli kişilerden, “Ermeni Soykırımı”nı kabul edip etmedikleri sorulmaktadır. Ben bunu 2005 yılında, Almanya Sol Parti milletvekili adayı olarak yaşadım. Milletvekili seçilmem engellenemeyince de medya üzerinden bana ve Sol Parti’ye karşı yapılan kampanyalar yaşadım. Türk kökenli Milletvekili adayları, Belçika, Hollanda ve Fransa’da bezer sorunlarla karşılaştılar.
Almanya’da bazı eyaletlerin ders kitaplarına bile bu asılsız suçlama tepkilerimize karşın girebildi.
Şimdi AHİM kararıyla elimizde son derece önemli bir kaynak bulunmaktadır. Bunu Türkiye hükümetlerinin ve tüm sivil toplum kuruluşlarının önemle ve özenle değerlendirmeleri gerektiği kanısındayım.
Ermeni Diasporası’nın destekçileriyle düzenledikleri toplantı ve konferanslara, farklı görüşten konuşmacıları çağırmadıkları gibi, bizlerin “gelin konuyu birlikte tartışalım” çağrılarımıza da yanaşmamaktadırlar.
ŞİMDİ ATAĞA GEÇME ZAMANI
AİHM Perinçek kararını, öncelikle Türkiye Dışişleri Bakanlığı ve yut dışındaki elçilikler, konsolosluklar gereğince değerlendirmelidir. Artık Türkiye, Avrupa’nın en yetkili mahkeme kararına dayanarak, 1915 Tehcir Olayları’nı “soykırım olarak” kabul eden ülkelerle doğrudan ilişkiye geçerek, bu kararların ve varsa yasaların değiştirilmesini kararlılıkla ve ısrarla istemelidir.
Ayrıca Türkiye’nin elinde Malta Sürgünü araştırma ve kovuşturma kararı da bulunmaktadır. İngiltere İşgal gücü tarafından, Ermenilere kırım yaptıkları iddiasıyla tutuklanan daha çok İttihat ve Terakki komitesi yetkilisi 147 kişi yargılanmak üzere Mayıs 1919 tarihinde Malta adasına sürüldü. Tüm Osmanlı arşivlerini de elinde bulunduran İngiliz Kraliyet Başsavcılığı, 26 aylık uzun bir araştırma sürecinden sonra, “toplu öldürme” gerekçesiyle “bir hukuk mahkemesinde dava açmaya yeterli kanıt olmadığına” Temmuz 1921 tarihinde karar verir ve tutuklular serbest bırakılır.
Türkiye hükümetleri ve sivil toplum kuruluşları, ellerinde bulunan AHİM kararı ve Malta kovuşturması sonucunu ikili görüşmeler, toplantılar, görsel ve yazılı yayınlarla kamuoyuna taşımalıdırlar. Ayrıca büyük emekle hazırlanmış olan 1915 Belgesel filmi de bu çalışmalarda son derece yararlı olacaktır.
Doğu Perinçek ve Kuzey Kıbrıs Cumhurbaşkanı merhum Denktaş başta olmak üzere, bu davaya on yıl boyunca kararlılıkla destek veren herkese teşekkürler. Ancak bu davanın, Türkiye’nin davası ve zaferi olduğu unutulmamalı ve bundan sonra yapılacaklar da kararlılıkla paylaşılmalıdır.
üyesi oldugu parti hdp-pkk-teröristlerine ve ermeni soykarimin federal mecliste kabul taninmasi icin yesiller partisine destek veriyor