Avrupa Parlamentosu’nda Türkiye raporu oy çokluğuyla kabul edildi. AB Bakanı Volkan Bozkır, raporu yok hükmünde saydıklarını ve iade edeceklerini açıkladı. Raporda Ermeni soykırımı iddialarına ilişkin referansın giderilmediğini belirten Bozkır, “Geçtiğimiz yıl 1915 Olayları’na sözde soykırım referansı yapıldığı takdirde raporu iade edeceğimizi söylemiştik. Maalesef bu şekilde sonuçlandı. Geçtiğimiz yıl raporu yok hükmünde sayarak iade ettik. Bu yıl da maalesef aynı referans AP’nin Türkiye raporunda yer alıyor. Bütün çabalarımıza, bütün ikazlarımıza rağmen bu referansın giderilmesi mümkün olmadı. O nedenle bu raporu da yok hükmünde ve geçersiz sayacağız. Avrupa Parlamentosu’na iade edeceğiz” açıklamasını yaptı.
Sayın Avrupa Bakanımıza sormak gerekir, ikazların dışında, 1915 olaylarının “soykırım olarak” görülmemesi ve kabul edilmemesi için hangi çabayı gösterdiniz ve AB ülkellerinde hangi girişimlerde bulundunuz. 14 yıldır iktidarda bulunan AKP bu yönde hangi gözle görülür çalışmalarda bulundu?
SOYKIRIM İDDİALARI KONUSUNDA GEREKEN YAPILMIYOR
Ermeni Diasporası ve Ermenistan dünya kamuoyuna “1915 tehcir olayını soykırım olarak kabul ettirmek için” bir asırdır, büyük bir parasal destekle hükümetleri, parlamenterleri, kiliseleri, medyayı, sivil toplum kuruluşlarını etkilemek için çok yönlü lobi çalışmaları, yayınlar, filmler, konferanslar yaparak etkili olabilmiştir.
Oysa Türkiye hükümetleri, üniversiteleri ve diğer kurumları, sözde soykırım suçlamalarına karşı kararlı, sürekli bir çalışma yapmadıkları gibi, bu yönde çaba harcayan diasporadaki sivil toplum kuruluşlarına gerekli desteği vermemişlerdir.
Hükümetlerin, Parlamenterlerin, medyanın ve kamuoyunun son derece haklı olduğu gerçekler ışığında etkilenebilmesi, karar alma aşamasına gelindikten sonra, yapılan uyarılar ve ikazlarla sağlanamaz. Sayın Bozkır yukardaki açıklamasıyla bu gerçeği itiraf etmektedir. Almanya`da bu yılın mart ayı başında Yeşiller partisi tarafından Parlamentoya getirilen ve “100 yıl önce Ermenilere yapılan soykırımın anısına” ismini taşıyan karar metni, Merkel partisi gurup başkanının, “Türkiye ile göç anlaşması imzalansın, soykırım kararını birlikte geçirelim” dileğiyle ertelendi. 2 Haziran 2016 günü mecliste bu karar tasarısı görüşülecektir. “Alman Parlamentosunda Soykırım Senaryosu” başlıklı 4 Mart tarihli yazımda, hükümetin bu konuya dikkatini çekerek, AB ve Merkel ile yapılan zirve görüşmelerinde bu konunun ele alınması uyarısında bulundum. Başbakan, Dışişleri ve Avrupa bakanlarına da konuyu ayrıca elektronik posta yoluyla ilettim. Yine son haftalarda Berlin`de yaptığımız toplantılarda konuyu önemle irdeliyerek, yüzlerce derneğin imzalayacağı bir mektubun tüm parlamenterlere, parti ve gurup başkanlarına, Merkel ve Cumhurbaşkanına gönderilmek üzere imza kampanyası sürmektedir.
Son haftalarda Alman kamuoyunun önemli gündem maddelerinden birisi, Cumhurbaşkanı Erdoğan`a bir komedyenin yaptığı hakaretlere ve buna ilişkin açılan dava olmuştur. Oysa AB ve Merkel ile Mart ayında yapılan zirve görüşmelerinde, üzerinde son derece önemle ve kararlılıkla durulmasi gereken konu, Avrupa ve Alman Parlamentosunun gündemine alınan sözde “soykırım” karar tasarısı olmak zorundaydı. Bu yapılmadı, hala yapılmıyor.
AB BAKANI BOZKIR’IN ÇIKIŞI İNANDIRICI DEĞİL
Sayın Bozkır`ın AP Türkiye Raporunu, “Ermeni Soykırım” iddiasi nedenyile “yok hükmünde” saydıkları açıklamanın, yukarda özetle belirttiğim nedenlerden, gerçeği yansıtmadığı ve samimi olmadığı kanısındayım. AP raporunda belirtilen son derece haklı eleştiriler böylece gözardı edilmek istenmektedir. Hiç kuşkusuz soykırım iddiasi asla kabul edilemez.
Ancak Avrupa Parlamentosu Türkiye raporunda son derece önemli ve doğru uyarılarda yapılmaktadır. Kanımca bunlardan en önemlisi, PKK’ya ilişkin yapılan açıklamadır. “PKK silah bırakmalı, terörist taktiklerden vazgeçmeli ve beklentilerini barışçıl ve yasal yollarla dile getirmeli. Terörle mücadele Türkiye`nin meşru hakkıdır. AP PKK`nin güvenlik güçlerine ve sivillere saldırıları güçlü şekilde kınar” denmektedir. PKK`ya karşı AP’nun aldığı bu tavır bir ilkdir ve son derece önemlidir.
Raporda, Türkiye’nin Kopenhag kriterlerinden giderek uzaklaştığına, demokrasi, hukuk devleti, yargı bağımsızlığı, medya ve fikir özgürlüğü alanlarında yaşanan gelişmelerin kaygı verici olduğuna genişçe yer verilmektedir. AP bu eleştirilerinde son derece haklıdır. 2000-2007 yıllarında Türkiye’nin, Kopenhag kriterlerini çok büyük ölçüde yerine getirdiğini, partimin Avrupa Birliği Genişleme Sözcüsü olarak Alman Parlamentosunda inançla belirtiyordum. Günümüz Türkiyesi için bunu söylememiz ne yazık ki olası değildir.
Oysa AKP yetkilileri, Türkiye`de son yıllarda demokrasi, hukuk devleti, yargı bağımsızlığı, basın ve fikir özgürlüğü ve de Türkiye`nin çimentosunu oluşturan laiklik ilkelerinden hızla uzaklaştığını, günbegün yaşıyoruz, görüyoruz. Sorun, gerçek demokrasi ve hukuk devletine inanmayanların iktidarda oluşudur.
ciddi alincak kisilige sahip degildir, karakter yapisi bozuk. hep siyasi rant pesindedir, türk insanina enayi muamelesi yapiyor. parti yönetimine sikayet edilmistir.