21.2 C
Hamburg
Salı, Haziran 18, 2024

HAVAİ FİŞEK

RAHİME SÜRÜCÜ

Bu makaleyi yazdığımda „Yasak“ henüz açıklanmamıştı! Ve yasak yalnız bu sene için açıklandı. Peki ya sonra?

Sonrası meçhul!

İki senedir pandemi sebebiyle hastanelerin ve sağlık personelinin gerek doluluk, gerek yoğun ve zorlu çalışmaları hem de sağlıklarını, canlarını da tehlikeye atarak takdire şayandır. Bu vesileyle Dünya’daki tüm sağlık personeline şükranlarımı sunar, vefat edenlere de Allah’tan rahmet dilerim, Nur‘larda uyurlar inşaAllah.

Havai fişek gibi patlayıcılarla oluşabilecek kaza ve yaralanmalarla sağlıkçıların sırtına yeni yükler eklenmesin diye yani korumak adına, hastanelerin yatak kapasitesini yaralılarla aşındırmamak için gelen bu yasak çok değerli.

İşte bu nedenle yazımı okuyun istiyor ve yayınlıyorum.

Çünkü benim için değerli olan sizlerin gönüllü olarak patlayıcılardan vazgeçmeniz, konulan yasakla değil!

Doğa’mızı korumak adına, Kainat’ta yaşayan canlıların hayatına ve varlığına değer verdiğinizden dolayı havai fişek gibi patlayıcılardan gönüllü vazgeçmenizi diliyorum. Bedava dağıtsalar bile, elinizi sürmemenizi gönülden diliyor ve rica ediyorum!

Çok eskiden, yani ben çocukken mantar tabancaları ve çıtır pıtırlar vardı, genellikle erkek çocukları bayram harçlıklarıyla alır, hırsız – polis, jandarma – haydut oyunları oynarlardı. O zamanlar henüz internasyonal teröristler yoktu. Bize göreen tehlikelisi tek gözlü ve tahta bacakkorsandı.

Ve Kahraman Türk polisi, Kahraman Türk askeri her zaman kötüleri yenerdi!

Özenirdim ve bazen ben de çıtır pıtır alırdım ama korkar kullanamazdım, ağabeyim benim yerime ateşlerdi. Komşumuzun oğlu mantar tabancasını kardeşinin gözüne sıkıp da gözünün kör olmasına sebep olunca, mahalledeki tüm erkek çocuklarının mantar tabanca ve çıtır pıtır maceraları da böylece hayal olmuştu.

Yine eskiden yani ben anneyken Hamburg’da bir ay boyunca havai fişek gibi patlayıcılar satın alınabilirdi. Gençler ve çocuklar sokak aralarında gece ve gündüzün olur olmaz saatinde bunlardan atarlardı. Özellikle genç kızların ayaklarına çat patlardan atar ve flört etmeye çalışırlardı, etekli kızların çorapları bazen delik deşik olurdu, öfkelenen kızlar uzaklaşana kadar söylenirlerdi „Bist du Doof? Was soll das? Hör auf! Blödmann!“

Daha küçüklerse arkadaşlarıyla karşılıklı olarak birbirlerinin üzerine çat patlardan atarak korkutur, sonra da katıla katıla gülerlerdi, hatta içeri girip çıkarken merdivenlerde patlattıkları da olurdu. O bir ay boyunca eğlenceden hariç, pek çok kişi yaralanır, yangınlar çıkar, üzüntülü ve korkulu günler de yaşanırdı. Aralık ayı sonuna doğru havai fişek, çat patların atışları fazlalaşır, gece geç vakitlerde atanlar ne bebekleri, ne hasta, yaşlı, ne de erken kalkıp işe gidecekleri düşünürlerdi. Bu gerçekten çok üzücüydü. Polis, itfaiye ve hastane görevlilerinin azami çalıştıkları bu zamandaki şikayetlerin fazlalaşmasıyla kısıtlamalar geldi, şükür!

Bir yılbaşı günü yeni yıla bizimle beraber girmek için oniki yaşındaki yeğenim geldi, o zaman oğlum Ümit yedi yaşında. Yeğenim büyük bir spor çantası dolusu havai fişek ve patlayıcı getirmişti. Biz her sene Ümit‘in yalnızca bir tane patlayıcı seçmesine müsaade ederdik.

Saat yirmidördü vururken, aşağıya indik, yeğenim çantasından bir büyük raket alıp ateşledi, devrilen raket uçup spor çantasının içine girdi. Aman Allah’ım!

Ne mi oldu?

İçindeki malzemelerin tutuşmasıyla çanta havalandı ve patlayacak malzameler bitene kadar havada dans etti. Üzülen kuzenini teselli etmek için oğlum bir tane olan paketinden havai fişeklerini onunla paylaştı. Böylece tekrar neşelenip eğlendiler.

Otuzbir aralık ve bir ocak gökyüzünün en kirli, en sisli ve puslu olduğu, sokakların pislikten geçilmediği, çöplerin arasında kuş ölülerinin olduğu bir gündür. Üzücü!

Çin‘liler barutu icat ettikten sonra, kömür, kükürt ve potasyum nitratı kullanarak yalnızca savaşta değil kötü ruhları kovmak amacıyla da havai fişek üretip kullanmışlar, ihraç da etmişler. Bir ürünü satmak için korku ve psikoloji işbirliği yalnızca günümüze ait değil. Korku, üzerinden insanları kolaylıkla yönlendirebilirsiniz, yeter ki hikayenizi iyi kurgulayın. Korkutarak gerekli olmasa bile herkese kolayca vitaminler, ilaçlar, kıyafet, yiyecek ve içecekler vs. satabilirsiniz. Din bile sevap – günah, cennet – cehennem üzerinden uygulanıyor.

Yıllar sonra başta İtalya olmak üzere tüm Avrupa, Amerika havai fişekleri her türlü eğlence ve kutlamalarda kullandılar, böylece de havai fişek ve patlayıcılar tüm dünyaya yayıldı.

Barutla ateşlenen havai fişekler içindeki metal tuzlarıyla kıvılcımlar oluşturur, antimon sülfür sayesinde etrafa parlaklık verir. Üretirken malzemeleri birbirine tutturmak için de nişastalı bir madde olan dekstrin kullanılır, sonra plastik veya mukavva kalıplara fitillenerek konur. Ateşlendikten sonra potasyum nitrat sürekli oksijen üreterek yanmayı sürdürür. Rengarenk ışıklar saçsın ve çok gürültüyle patlasın diye de pek çok kimyevi madde kullanılır, bunlardan bazıları aliminyum, baryum, karbon, kalsiyum klorür, klor, karbonat mağnezyum, sodyum klorür, fosfor, stronsiyum, titanyum, azot dioksit, çinko, kükürt dioksit, lityum,kömür, barut, baryum klorür, bakır, klorür, vs. Bazı kurnaz üreticiler ellerindeki toksit maddelerden kurtulmak için onları havai fişek üretirken karışıma katıyorlar.

Toksik maddeler, nefes yoluyla, ağızla ve cildten emilerek vücuda alınınca canlıların sağlığında ciddi hasarlara ve hatta ölümlere bile sebep olabiliyor

Havai fişek kullanılan bölgede canlılarda geçici ve kalıcı sağırlık, kalp krizi, solunum yolları sorunları ve hatta astım krizi, cildte allerjiler gibi pek çok sağlık sorunlarına sebep oluyor. Hayvanlarda ise hemen hemen aynı rahatsızlıklar görülürken, ölümler daha fazla. Özellike kuşlar nereye uçacağını bilemezken hem korkudan hem de raketlerin çarpmasıyla ölüyorlar.

Koca şehir pislik içinde kalıyor, doğaya düşenler orada kalıyor ve zehirleri yağmurla toprağa karışıyor Çevre kirliliğini tavan yaptıran havai fişek gösterisinde toz halinde etrafa saçılan zehirli kimyasallar su döngüsüyle tüm canlıların sağlığını ve hayatını tehdit ediyor.

Oğlum on yaşına gelince onunla konuşup havai fişek patlatmayı bıraktık, çocuklar ve gençler bizim tahmin edemeyeceğimiz kadar anlayışlılar.

İnsanlar artık Dünya’mıza ve canlılara zarar vermeden eğlenmenin yollarını bulmalılar.

Değerli okuyucularım, bu senenin son makalesiyle sizlere veda ederken, hepinize sevenleriniz ve sevdiklerinizle beraber sağlıklı, huzurlu, bereketli ve mutlu bir yıl dilerim. Yeni yılda buluşmak dileğiyle, kendinize iyi bakın emi!

Doğa’mızı ve canlıların hayatını korumaya değer verdiğinizden dolayı, havai fişek gibi patlayıcılardan gönüllü vazgeçmenizi diliyor, elinizi bunlara hiç bir zaman sürmemenizi rica ediyorum!

Sağlıcakla…

Rahime Sürücü

Ulaşım: s.rahime@yahoo.de

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

- Advertisement -spot_img

İNSTAGRAM

SON HABERLER

HAVAİ FİŞEK

RAHİME SÜRÜCÜ

Bu makaleyi yazdığımda „Yasak“ henüz açıklanmamıştı! Ve yasak yalnız bu sene için açıklandı. Peki ya sonra?

Sonrası meçhul!

İki senedir pandemi sebebiyle hastanelerin ve sağlık personelinin gerek doluluk, gerek yoğun ve zorlu çalışmaları hem de sağlıklarını, canlarını da tehlikeye atarak takdire şayandır. Bu vesileyle Dünya’daki tüm sağlık personeline şükranlarımı sunar, vefat edenlere de Allah’tan rahmet dilerim, Nur‘larda uyurlar inşaAllah.

Havai fişek gibi patlayıcılarla oluşabilecek kaza ve yaralanmalarla sağlıkçıların sırtına yeni yükler eklenmesin diye yani korumak adına, hastanelerin yatak kapasitesini yaralılarla aşındırmamak için gelen bu yasak çok değerli.

İşte bu nedenle yazımı okuyun istiyor ve yayınlıyorum.

Çünkü benim için değerli olan sizlerin gönüllü olarak patlayıcılardan vazgeçmeniz, konulan yasakla değil!

Doğa’mızı korumak adına, Kainat’ta yaşayan canlıların hayatına ve varlığına değer verdiğinizden dolayı havai fişek gibi patlayıcılardan gönüllü vazgeçmenizi diliyorum. Bedava dağıtsalar bile, elinizi sürmemenizi gönülden diliyor ve rica ediyorum!

Çok eskiden, yani ben çocukken mantar tabancaları ve çıtır pıtırlar vardı, genellikle erkek çocukları bayram harçlıklarıyla alır, hırsız – polis, jandarma – haydut oyunları oynarlardı. O zamanlar henüz internasyonal teröristler yoktu. Bize göreen tehlikelisi tek gözlü ve tahta bacakkorsandı.

Ve Kahraman Türk polisi, Kahraman Türk askeri her zaman kötüleri yenerdi!

Özenirdim ve bazen ben de çıtır pıtır alırdım ama korkar kullanamazdım, ağabeyim benim yerime ateşlerdi. Komşumuzun oğlu mantar tabancasını kardeşinin gözüne sıkıp da gözünün kör olmasına sebep olunca, mahalledeki tüm erkek çocuklarının mantar tabanca ve çıtır pıtır maceraları da böylece hayal olmuştu.

Yine eskiden yani ben anneyken Hamburg’da bir ay boyunca havai fişek gibi patlayıcılar satın alınabilirdi. Gençler ve çocuklar sokak aralarında gece ve gündüzün olur olmaz saatinde bunlardan atarlardı. Özellikle genç kızların ayaklarına çat patlardan atar ve flört etmeye çalışırlardı, etekli kızların çorapları bazen delik deşik olurdu, öfkelenen kızlar uzaklaşana kadar söylenirlerdi „Bist du Doof? Was soll das? Hör auf! Blödmann!“

Daha küçüklerse arkadaşlarıyla karşılıklı olarak birbirlerinin üzerine çat patlardan atarak korkutur, sonra da katıla katıla gülerlerdi, hatta içeri girip çıkarken merdivenlerde patlattıkları da olurdu. O bir ay boyunca eğlenceden hariç, pek çok kişi yaralanır, yangınlar çıkar, üzüntülü ve korkulu günler de yaşanırdı. Aralık ayı sonuna doğru havai fişek, çat patların atışları fazlalaşır, gece geç vakitlerde atanlar ne bebekleri, ne hasta, yaşlı, ne de erken kalkıp işe gidecekleri düşünürlerdi. Bu gerçekten çok üzücüydü. Polis, itfaiye ve hastane görevlilerinin azami çalıştıkları bu zamandaki şikayetlerin fazlalaşmasıyla kısıtlamalar geldi, şükür!

Bir yılbaşı günü yeni yıla bizimle beraber girmek için oniki yaşındaki yeğenim geldi, o zaman oğlum Ümit yedi yaşında. Yeğenim büyük bir spor çantası dolusu havai fişek ve patlayıcı getirmişti. Biz her sene Ümit‘in yalnızca bir tane patlayıcı seçmesine müsaade ederdik.

Saat yirmidördü vururken, aşağıya indik, yeğenim çantasından bir büyük raket alıp ateşledi, devrilen raket uçup spor çantasının içine girdi. Aman Allah’ım!

Ne mi oldu?

İçindeki malzemelerin tutuşmasıyla çanta havalandı ve patlayacak malzameler bitene kadar havada dans etti. Üzülen kuzenini teselli etmek için oğlum bir tane olan paketinden havai fişeklerini onunla paylaştı. Böylece tekrar neşelenip eğlendiler.

Otuzbir aralık ve bir ocak gökyüzünün en kirli, en sisli ve puslu olduğu, sokakların pislikten geçilmediği, çöplerin arasında kuş ölülerinin olduğu bir gündür. Üzücü!

Çin‘liler barutu icat ettikten sonra, kömür, kükürt ve potasyum nitratı kullanarak yalnızca savaşta değil kötü ruhları kovmak amacıyla da havai fişek üretip kullanmışlar, ihraç da etmişler. Bir ürünü satmak için korku ve psikoloji işbirliği yalnızca günümüze ait değil. Korku, üzerinden insanları kolaylıkla yönlendirebilirsiniz, yeter ki hikayenizi iyi kurgulayın. Korkutarak gerekli olmasa bile herkese kolayca vitaminler, ilaçlar, kıyafet, yiyecek ve içecekler vs. satabilirsiniz. Din bile sevap – günah, cennet – cehennem üzerinden uygulanıyor.

Yıllar sonra başta İtalya olmak üzere tüm Avrupa, Amerika havai fişekleri her türlü eğlence ve kutlamalarda kullandılar, böylece de havai fişek ve patlayıcılar tüm dünyaya yayıldı.

Barutla ateşlenen havai fişekler içindeki metal tuzlarıyla kıvılcımlar oluşturur, antimon sülfür sayesinde etrafa parlaklık verir. Üretirken malzemeleri birbirine tutturmak için de nişastalı bir madde olan dekstrin kullanılır, sonra plastik veya mukavva kalıplara fitillenerek konur. Ateşlendikten sonra potasyum nitrat sürekli oksijen üreterek yanmayı sürdürür. Rengarenk ışıklar saçsın ve çok gürültüyle patlasın diye de pek çok kimyevi madde kullanılır, bunlardan bazıları aliminyum, baryum, karbon, kalsiyum klorür, klor, karbonat mağnezyum, sodyum klorür, fosfor, stronsiyum, titanyum, azot dioksit, çinko, kükürt dioksit, lityum,kömür, barut, baryum klorür, bakır, klorür, vs. Bazı kurnaz üreticiler ellerindeki toksit maddelerden kurtulmak için onları havai fişek üretirken karışıma katıyorlar.

Toksik maddeler, nefes yoluyla, ağızla ve cildten emilerek vücuda alınınca canlıların sağlığında ciddi hasarlara ve hatta ölümlere bile sebep olabiliyor

Havai fişek kullanılan bölgede canlılarda geçici ve kalıcı sağırlık, kalp krizi, solunum yolları sorunları ve hatta astım krizi, cildte allerjiler gibi pek çok sağlık sorunlarına sebep oluyor. Hayvanlarda ise hemen hemen aynı rahatsızlıklar görülürken, ölümler daha fazla. Özellike kuşlar nereye uçacağını bilemezken hem korkudan hem de raketlerin çarpmasıyla ölüyorlar.

Koca şehir pislik içinde kalıyor, doğaya düşenler orada kalıyor ve zehirleri yağmurla toprağa karışıyor Çevre kirliliğini tavan yaptıran havai fişek gösterisinde toz halinde etrafa saçılan zehirli kimyasallar su döngüsüyle tüm canlıların sağlığını ve hayatını tehdit ediyor.

Oğlum on yaşına gelince onunla konuşup havai fişek patlatmayı bıraktık, çocuklar ve gençler bizim tahmin edemeyeceğimiz kadar anlayışlılar.

İnsanlar artık Dünya’mıza ve canlılara zarar vermeden eğlenmenin yollarını bulmalılar.

Değerli okuyucularım, bu senenin son makalesiyle sizlere veda ederken, hepinize sevenleriniz ve sevdiklerinizle beraber sağlıklı, huzurlu, bereketli ve mutlu bir yıl dilerim. Yeni yılda buluşmak dileğiyle, kendinize iyi bakın emi!

Doğa’mızı ve canlıların hayatını korumaya değer verdiğinizden dolayı, havai fişek gibi patlayıcılardan gönüllü vazgeçmenizi diliyor, elinizi bunlara hiç bir zaman sürmemenizi rica ediyorum!

Sağlıcakla…

Rahime Sürücü

Ulaşım: s.rahime@yahoo.de

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

- Advertisement -spot_img

İNSTAGRAM

SON HABERLER