Bir ülke sağlam temeller üzerine inşa edilmiş ise, o devleti hiçbir güç yıkamaz denir.
Türkiye Cumhuriyeti`ni kuran zihniyet, bu ülkenin temellerini çok sağlam inşa etmiş oldukları için, içeriden ve dışarıdan yapılan bütün hain girişimler ülkeyi yıkamıyor.
Çok üzgünüm ve belirtmek istiyorum ki, Cumhuriyeti kuranların iktidardan çekilmesinden sonra, ülkenin planlı kalkınması devre dışı bırakılmıştır. Hanı birileri durmadan CeHaPe zihniyeti ve onun iktidar olduğu dönemi eleştiriyorya, işte onların iktidarı sağcı ve feodalizmin temsilcilerine bırakmasından sonra, o planlı kalkınmaya son verilmiştir.
Bugün sizlerle Türkiye`de belediyeler nasıl çalışıyor, onu anlatmaya çalışacağım.
Ülke ekonomisini inşaat sektörüne endeksleyen belediyeler, ne yazzık ki şehirleri planlı olarak değilde, rast gele inşa etmişlerdir. Bir belediye düşünün, yönetiminde ki şehrin belirli bölgesini imara açacak. Hiçbir alt yapı inşa edilmeden, o bölgeyi inşaate açıyor ve yapılanma başlıyor.
İmara açılan bölgede öncelikle nelerin yapılması gerekiyor?
– Alt yapı, örneğin caddeler,
– Kanalizasyon,
– Atık ve yağmur su kanalları,
– İletişim, elektirik veya gaz şebekelerinin inşaatler başlamadan döşenmesi zorunlu olması gerekirken, bunlar sonraya bırakılıyor.
–
Yapılması gereken, belirtilen kanalizasyonlar ve şebekeler döşenenden sonra, o parseller üzerine binalar inşa edilmelidir. Doğrusu bu. Fakat, Türkiye`de bunun tamamen tersi yapılıyor. Önce inşaat yapılıyor, sonra alt yapı döşeniyor. Bu ise çirkin bir şehirleşmeyi, kanalizasyonu ve şebekeleri olmayan çağ dışı bir mahalle inşa ediliyor.
Hiçbir parti ayırımı yapmadan durumun vahametini anlatıyorum. Örneğin 20 küsür sene Ankara ve İstanbul`u yöneten AKP belediyelerinin, bu güzide şehirleri nasıl katlettiklerini hepimiz görüyoruz. Alt yapı olmadığı için, yağmur yağdığında araçların suda kaldığını hep birlikte yaşıyoruz.
Dün Aydın ili Didim ilçesi bölgesine çok yoğun yağmur yağdı. Eşimi Didim`in Altınkum semtinden almak zorundaydım. Didim`in Atatürk Bulvarı şehrin en güzide ve büyük bulvarı. Apollon Tapınağı ile Altınkum Plajını birleştiriyor. Atatürk Bulvarı`ndan arcım ile giderken, heran su içinde kalabileceğimi düşündüm. Atatürk Bulvarı kükremiş bir nehir gibi su altındaydı.
Bu rezaletin sebebinin yağan yağmur olduğu iddia edilse, yanlış tespit olur. Burada ki sorunun nedeni kanalizasyon olmayışıdır. Durumu karşılaştığım insanlar ile konuştum. Siz ilk defamı Didim`de yağmur ile karşılaştınız diye sordular. Evet dedim. Bu daha iyi günleriniz, daha yoğun yağmurlar yağacak ve caddeler su altında kalacak dediler. Bu güzelim Didim`i CHP`li belediye yönetiyor. Buradan Didim Belediye Başkanı Sayın Deniz Atabey`e önerim, biran önce Atatürk Bulvarı, İnönü Bulvarı ve Cumhuriyet Caddesi`nin kanalizasyon şebekelerini, Büyük Şehir ile konuşarak yenilenmesini sağlamasıdır.
Allah aşkına, rant için bu güzelim beldelere neden ihanet edersiniz.
Alt yapıyı yapmadan, imara açılan bölgelere neden inşat izin verirsinz.
Deveye sormuşlar, neden boynun eğri diye. Oda nerem doğru ki diye cevap vermiş.
Ülkeyi ve belediyeleri yönetenler inşaat sektörünün esaretinden kurtulmadığı sürece, daha çok şehirler yağmur yağdığında nehir halini alırlar.
Şehirleri yönetmek için zengin insanları değil, şehir yönetmekte, planlamada ve rantdan beslenmiyen insanları seçmediğimiz sürece, hangi parti yönetirse yönetsin, durum düzelmez.
Hanı diyoruzya, liyakat, birikim ve tecrübe.
Söylermisiniz, bunlar ülkeyi veya belediyeleri yöneten kaç kişide var?